Dünya klasikleri artık Destek Yayınları’nda

Dünya klasikleri artık modern kapak anlayışı, akıcı çevirileri ve her an yanınızda taşıyabileceğiniz boyutlarıyla Destek Yayınları’ndan çıkacak.

Stefan Zweig’ın Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, Franz Kafka’nın Dönüşüm ve Jack London’un Martin Eden adlı kitapları okurların beğenisine sunuldu.

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, Stefan Zweig’ın, okuyanı hayrette bırakacak kadar tutku dolu, tek taraflı bir aşkı anlattığı kısa romanıdır. İçindeki tasvirler ve psikolojik çözümlemeler, okuyanı derinden etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda aşkın bu yüzünü sorgulamamıza da yol açmaktadır.

Franz Kafka’nın 1915 yılında basılan uzun öyküsü Dönüşüm alegorik anlatımıyla, sadeliğindeki gücüyle öne çıkan yapıtlardan biridir. Bir sabah işe gitmek için uyandığında kendini yatağında böceğe dönüşmüş olarak bulan Gregor Samsa’nın yaşam içinde özgür olmakla, özgür olduğunu sanmak ikilemi arasındaki sorgulayışıyla sürüp giden bir öyküdür.

Franz Kafka’nın yozlaşmış burjuva ilişkilerini, kapitalizmin insan hayatını işgal edişini, insanlığın demir parmaklıklarını ve bireyin onu kısırlaştıran korkularını, böceğe dönüşen Samsa’nın evinin içinden, odasından, hatta yatağının altından izleyerek yaptığı dâhiyane gözlem ve analiz gücüyle kaleme aldığı Dönüşüm, dünya edebiyatının üzerinde çok düşünülen, çok konuşulan yapıtlarından biri olmaya devam ediyor.

Jack London’ın yarı otobiyografik romanı Martin Eden, yazarlık uğruna hayatını ortaya koyan genç bir denizcinin öyküsünü anlatır. Martin Eden, Ruth Morse’u gördüğü ilk andan itibaren ona derin duygular beslemeye başlar. Ruth yüksek bir statüye mensup zengin bir çevreden gelmektedir ve ailesi onun fakir bir işçiyle evlenmesine razı olmaz.

Martin için artık aşık olduğu kadına ulaşabilmenin tek yolu yazar olarak saygın bir yere ulaşabilmektir. Büyük maddi imkânsızlıklar içinde akıl almaz bir hırsla ve tutkuyla yılmadan gece gündüz çalışır, öğrenir, yazdıklarını yayınevlerine yollar ve defalarca reddedilir. Sonunda başarır. Girmek için can attığı burjuva çevrelerin dikkatini çeker. Ancak oturmak için can attığı o masalardaki insanların ne kadar sığ ve sahte olduklarını fark edecektir.

Bireysel bir devrimi konu alan Martin Eden, klasikler arasında bugün hâlâ kalıcılığını koruyor.