Okullar kapandı. Her çocuğun yaz tatili programı birbirinden farklı. Farkı belirleyen şeyler ise genelde, çevresel ya da ekonomik koşullar, yaşam tarzına bağlı tercihler ya da ihtiyaçlar… Koşullar ne olursa olsun bir çocuk mutlu bir aile ortamında ilgi ve şefkatle büyüyorsa -bazı konularda derin özlemleri olsa da- tatili sevinçle karşılıyor. Saatin alarmı yerine günışığı ile uyanmak, doyasıya serbest oyun oynayarak eğitim öğretim yılı boyunca biriken yorgunlukları atmak için tatil güzel bir fırsat. Yıl içinde kitaplıklarda ilgiden yoksun kalmış kitaplarımıza vakit ayırabileceğimiz de bir dönem. Bugün bahsedeceğim kitapların temaları benzerlik taşımıyor ancak hepsi tatil ruhuna eşlik edebilecek özelliklere sahip. Kitaplarda sırasıyla oyun, arkadaşlık, çocukluk çağı duyguları ve okuma kültürünün önemi ön plana çıkıyor.

ANTON ve BÜYÜK KAPIŞMA, eğlenceli vakit geçirmek isteyen minik okurlar için cici bir seçenek. Şarkılar söyleyerek yolda yürüyen küçük Anton ile tanışıyoruz önce. Bir süre sonra Anton’un karşısına Lukas çıkıyor. Anton’un Lukas’a “ben senden daha güçlüyüm” demesi ile iki çocuk arasında kıyasıya bir meydan okuma başlıyor. Fiziksel kapasitelerinin yanı sıra yeteneklerini de karşılaştıran iki miniğin boylarını aşan nesnelerden güç alarak giriştikleri rekabeti görüyoruz. Çizimler karikatür tadında. Hikâyede karşımıza çıkan silah, otomobil ve dev çelik kasa -meydan okuma iki çocuk arasında bile olsa- ihtirasın boyutlarını ortaya koyması adına okura güçlü sinyaller veriyor. Düş gücü dile yansıdığında sözcüklerin yarattığı atmosferi gerçekmişçesine soluyan çocuklar hangi sesle kendilerine geliyorlar? Kader ve hedef ortaklığı söz konusu olduğunda rekabetin kızgınlıkla değil neşe ile uyumlanabileceğini görüyor, çocuk ruhunun ortaya koyabileceği tutkulu davranışları itinayla aklımızın bir köşesine yerleştiriyoruz.

ANTON ve BÜYÜK KAPIŞMA, ODTÜ Yayıncılık (MEAV), Yazan ve Resimleyen: Ole Könnecke, Çeviren: Yağmur BuğdaycıANTON ve BÜYÜK KAPIŞMA, ODTÜ Yayıncılık (MEAV), Yazan ve Resimleyen: Ole Könnecke, Çeviren: Yağmur Buğdaycı

KÜÇÜK MAVİ KULÜBE, bir evin gözünden küçük bir çocuğun büyümesini anlatan narin bir hikâye. Köy evi, yazlık vb. mekânlara gitme rutini olan okurlar için öykü ayrı bir anlam ifade edecektir. Kitap, çocuğun mekânla kurduğu bağı ve zamanın bu bağ üzerinde hüküm süren güçlü varlığını duyumsatıyor. Yaz mevsiminde küçük kızın gelişini bekleyen deniz kenarındaki mavi kulübeyi görüyoruz. Kulübenin duygularını canlı bir varlıkmışçasına tatlı kafiyelerle dile getiren yazar bizi küçük kızla tanıştırıyor. Kız kulübeye en sevdiği yerin neresi olduğunu fısıldıyor. Sayfalar boyunca yaz mevsiminde kulübenin içinde ve dışında olan olayları okuyor, sonbaharla birlikte tanıdık bir hüzne bürünüyoruz. Kız bir mevsim sonra yine geliyor ve bu kez kulübeye başka bir şey fısıldıyor. Yıldan yıla, geceden gündüze bir akışla ilerlerken öyle bir an geliyor ki küçük kız artık ortada görünmüyor. Kulübe nasıl bir değişime uğrayacak? Küçük kız geri dönecek mi? Bir yunus suya dalarken sandalye gıcırtısı, dalga mırıltısı, anne uykusu ve bebek kokusu okurlar için yarım kalmış duyguları tamamlıyor.

KÜÇÜK MAVİ KULÜBE, Okuyan Koala Yazan: Kelly Jordan, Resimleyen: Jessica Courtney-Tickle, Çeviren: Hayriye Selen İyicilKÜÇÜK MAVİ KULÜBE, Okuyan Koala Yazan: Kelly Jordan, Resimleyen: Jessica Courtney-Tickle, Çeviren: Hayriye Selen İyicil

YILDIZLARIN SÖNDÜĞÜ GECE, mola vermeden gece gündüz çalışan yıldız parlatıcısı minik uzaylının hikâyesi. Uzaylı, eğlence nedir bilmiyor. İşini yapıyor ve hiç arkadaşı yok. Bir gece yıldızların birdenbire sönmesiyle uzaylının maceralı çözüm arayışı başlıyor. Önce hatayı kendinde arıyor. Anlamlı bir neden bulamayınca Yıldız Çağrı Merkezi’ne ulaşıyor. Çare sihirli bir cila ama nerede? Yaratıcı ve eğlenceli çizimleri takip ederek uzaylıya yolculuğunda eşlik ediyoruz. Minik uzaylının dünyada karşılaştığı çocuk, bu karşılaşmaya nasıl tepki verecek? Çocuk sihirli cilanın yerini biliyor mu? Uzaylının arayışı sürerken yıldızları aniden parlatan şey ne? Oyun ve arkadaşlıktan daha mühim ne olabilir bir çocuğun gündeminde? Meşguliyetlerine minik bir uzaylının kıkırdadığı yerden bakmak isteyenlere…

YILDIZLARIN SÖNDÜĞÜ GECE, Yapı Kredi Yayınları, Yazan ve Resimleyen: Suz Hughes, Çeviren: Hazel BilgenYILDIZLARIN SÖNDÜĞÜ GECE, Yapı Kredi Yayınları, Yazan ve Resimleyen: Suz Hughes, Çeviren: Hazel Bilgen

AYILAR NEDEN KRAVAT TAKAR niyetine, ele alınış biçimine, verdiği örneklere, barındırdığı zekice mizaha hayranlık duyduğum bir kitap. Yaratıcı bir eleştirel okuma kılavuzu. Yaş ayırt etmeden okuru kavrayan kitapta, eleştirel okumanın tanımını yapılıyor ancak tanımların yeterli olmadığı ve örneklerle açıklanması gerektiği ifade ediliyor. Ön yargıyı, bilgiyi ve görüşü birbirinden ayırabilmeyi açıklayan sağlam metinlerle karşılaşıyoruz. Bilimden, edebiyattan, mitlerden, tarihten, politikadan ve akademik bakıştan örnekler zihnimizde hoş tatlar bırakıyor. Kitaptaki Yerdoymazlar Ülkesi örneği harika. Okurken eşlik ettiğiniz taktirde beş yaşındaki bir çocuğa dahi propaganda kavramını anlatabileceğinizi söylesem abartmış olmam. Yazarlar ve eserleri ile ilgili bilgilerin paylaşıldığı dipnotlar çocukları araştırma yapmaya heveslendiriyor. Kitabın yazarları kendi görüşlerini net bir biçimde öne çıkarıyorlar ancak eleştirel okuma anlayışı ile tutarlı yapıyı da bozmuyorlar. Yalnız okumanın değil izlemenin, dinlemenin, tercih etmenin de eleştirel tavır gerektirdiğini dile getiriyorlar. Bir edebi metin okuyorsak eleştirel okuyoruz diye sanatçıların düşlerini sınırlayamayacağımızı da belirtiyorlar. Belli bir okuma birikimine sahip olmadan yapılan yüzeysel okumaların esere, yazara ve yayıncıya zarar verdiği, haksız saldırıların gündeme gelebildiği günümüzde kitabın genel yaklaşımı ayrıca önemsiyorum. Tartışmanın güçlü bir zihin sporu olduğunu söyleyen kitap edebi kusurlar, eserlerdeki mesajlar ve iyi bir edebi eserin esas amacına dair de fikirler barındırıyor. Metinleri okurken derinleşmek, geçmişi ve yaşadığımız dönemi, kaosların ardındaki nedenleri anlamak ne derece önemli ise eleştirel okumanın düşmanlarını tanımak da o denli önemli oluyor. Dünya sakinlerinin dikkatine! der gibi seslenen, “Eleştirel okuyan ve düşünen insan etrafındakilerin de aynı beceriyi kazanması için çaba sarf eder. Herkes eleştirel düşünsün, dünyada kandırılanların sayısı azalarak bitsin. Bak sen o zaman gör bu gezegeni.” Diyen yazarlar okuma kültürünün yaygınlaşması, çok yönlü okuma becerisinin geliştirilmesi ve devamlılığın sağlanması adına kendilerine düşen çabayı göstermiş görünüyorlar. Kitabı çocuklarla buluşturmak ise biz kitap ve kipat dostlarına düşüyor.

 AYILAR NEDEN KRAVAT TAKAR, Doğan Egmont, Yazan: Toprak Işık, Seher Cesur Kılıçaslan, Resimleyen: Doğan Gençsoy AYILAR NEDEN KRAVAT TAKAR, Doğan Egmont, Yazan: Toprak Işık, Seher Cesur Kılıçaslan, Resimleyen: Doğan Gençsoy

İlgi ve şefkatin hâkim olduğu aile ortamı dedik peki aile içinde şiddete ve istismara maruz kalan çocuklar için tatil ne ifade eder? Öyle ya bu, sesini duyuramayan çaresiz minikler için başlı başına bir kâbustur. Kâbuslarla dolu bir çocukluğun geleceğe tutulan aynasında şiddet ve suç kapılarının aralanmış olduğunu görmek olasıdır.

Sağlam dünya görüşüne sahip, duyarlı bireylerin yetişmesi için önce dezavantajlı koşullarda büyüyen çocukların korunması ve eğitimlerinin desteklenmesi gerekir.

Yavrusunu şiddete kurban veren annelerin yüreklerinde “haksız tahrik indirimi” kararlarıyla yeni ateşlerin yakılmadığı, vicdanların üzerine beton atılmadığı, tatil sevinçlerinin soldurulmadığı, umutların çalınmadığı okuyan, anlayan, sorgulayan, medenice tartışan ve kaderciliğe boyun eğmeyen bireylerden oluşan medeni bir Türkiye hayaliyle…İyilikle kalın.