Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak, 16 Ekim Dünya Gıda Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, dünyada her dokuz kişiden birinin aç olduğunu söyledi.

"Dünyada her dokuz kişiden biri aç"

BİRGÜN EGE

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, olarak 16 Ekim Dünya Gıda Günü nedeniyle açıklama yaptı. Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nde yapılan açıklamada, Covid-19 döneminde; sağlıklı gıdaya erişimin gerekliliğin bir kez daha ortaya çıktığı vurgulandı.

Dünyada her dokuz kişiden birinin yatağa aç girdiğini belirten Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak, “Yılda yaklaşık 1,3 milyar ton gıda çöpe giderek heba olmaktadır. Tüketilmeyen ve çöp olan bu gıda ile açlık çeken 800 milyon insanı doyurabilmek mümkündür. Ülkemizde ise insanlarımızın yüzde 22`si dengeli ve yeterli beslenememekte, yüzde 8,5`u ise açlık sınırında yaşamaktadır. Yaşanan bu açlık; bitkisel ve hayvansal ürünlerin yetersizliğinden değil adil olmayan gelir ve gıda dağılımından kaynaklanmaktadır” dedi.

Gıda denetim sisteminin bütünüyle ele alınıp yaşanan sorunların çözülmesi gerektiğini ifade eden Toprak, “Dünyada olduğu gibi ülkemizde de temel ihtiyacımız olan gıda harcamaları gider kalemlerimizde önemli bir yer tutmaktadır. Bu durum dar ve orta gelirli aileleri birçok ihtiyacını ertelemek veya tamamen vazgeçmek zorunda bırakmaktadır. Pandemi ve küresel kuraklık süreciyle birlikte endüstrileşmiş ülkeler kendi üretimlerini ve stoklarını artırmaya çalışmakta, sınırlarını kapatmakta, ihracat yasakları koymakta, dış ticaret hacmini daraltmakta ve korumacılık önlemleri almaktadırlar. Ülkemizde ise palyatif önlemler ve söylem dışında ne yazık ki üretimi ve üreticiyi korumaya yönelik somut politikalar uygulamaya konulmamaktadır” diye konuştu.

‘TARLADAKİ FİYAT ENFLASYONUN ALTINDA’

Toprak, “Tarım alanlarının, tarımsal üretimin, çiftçi sayısının ve kırsal alan nüfusunun sürekli azaldığı bu süreçte en büyük pay aracılara, tüccarlara ve sözleşmeli tarımla çiftçiyi taşeronu olarak kullanan büyük şirketlere ve market zincirleri ile ithalatçı firmalara gitmektedir. Yaşanan bu politikalar nedeniyle tarımsal girdi fiyatları ve marketteki gıda fiyatları enflasyonun üstünde artmakta buna karşılık tarımsal ürünlerin tarladaki fiyatı ise enflasyonun altında kalmaktadır. Kaygılarımızı arttıran bir diğer durum ise dünyada ve ülkemizde yaşanan iklim değişikliği ve su kaynaklarının kirlenmesi” ifadelerini kullandı.

Toprak, olumsuz gidişe dur demek zorunluluğunun olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Dünyanın ve ülkemizin geleceği için her koşulda üretmeye devam etmek, üretimi ve üretenleri desteklemek zorundayız. Çiftçilerimizin bitkisel ve hayvansal tarım ürünlerini üretebileceği olanaklarını güçlendirmek, yerli ve yeterli üretime geçmek, tüketicilerimizin de bu gıdalara uygun fiyatlar ile sürdürülebilir bir şekilde ulaşmasını sağlamak zorundayız. Gıda krizi riskinden kurtulabilmek ancak üretim ekonomisini, sermayenin öncelikleri yerine kamusal çıkarları, gündelik politikalar yerine planlı kalkınmayı önceleyen ‘kamucu tarım ve gıda politikaları’nı savunmakla mümkündür.”