Dünyadaki en büyük deney

Dünya üzerindeki en büyük deneyin Avrupa’daki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı olduğunu biliyor muydunuz? Evren’in gizemlerine ışık tutmayı amaçlayan bu deneyden bahsetmek istedim sizlere.

Öncelikle hadron nedir? Hadronlar temel parçacık olan kuarklardan oluşan daha büyük parçacıklar. Mesela proton ve nötronlar. Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (Large Hadron Collider — LHC) da protonları çarpıştırıyor. Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) tarafından yürütülen bu deneyin temel parçalarından biri içinde binlerce süperiletken mıknatıs bulunan, Fransa ve İsviçre sınırından geçen, yerin 50-150m altında bulunan, 27km çaplı dairesel bir tünel. Bu tünelde önce milyarlarca proton parçacığı ışık hızının %99.99999 katına kadar hızlandırılıyor. (Bu protonlar hidrojen atomlarının elektronlarının koparılması ile elde ediliyor.) Dünyanın en güçlü mıknatısları protonları iterek istenilen enerjiye gelmelerini sağlıyor. Bu protonlar aslında iki ayrı demeç halinde hazırlanıyor: bir grup tünel içinde saat yönünde dönerken diğer grup ise ters yönde hareket ediyor. Bu iki demeç istenilen enerji olan 7 trilyon elektronvolta ulaştığında birbirleri ile etkileşimleri sağlanıyor ve çarpışıyorlar. (Bu tarz deneylere yüksek enerji deneyleri deniyor.) Bu yüksek enerjili proton çarpışmaları sonucu protonlar parçalanarak yapı taşları olan temel parçacıklara bölünüyor. Bu bölünme sonucu ortaya sadece kuarklar değil, elektron, foton gibi diğer birçok temel parçacık da çıkıyor.

LHC tünelinin içinde 7 tane dedektör var. Bu dedektörler bir nevi kamera işlevi görerek proton çarpışmaları sonucu ortaya çıkan yeni parçacıkların resmini çekiyorlar. Bu çok muazzam bir iş, çünkü saniyede yüzmilyarlarca çarpışma oluyor. Bu dedektörlerden en büyük iki tanesinin ismi ATLAS ve CMS. Bu iki dedektör 2012 yılında Higgs parçacığının keşfedilmesini sağladı. Higgs parçacığı teorik olarak 1960’larda ortaya atılmıştı fakat gözlenmesi için LHC gibi bir yüksek enerji deneyine ihtiyacımız vardı. (Higgs parçacığı etkileşimleri ile diğer temel parçacıklara kütle veriyor.) LHC’nin hala gözlemlemeye çalıştığı birçok teorik parçacık var. Mesela süpersimetri dediğimiz yeni bir parçacık teorisine göre şu ana kadar gözlemlediğimiz temel parçacıkların iki katı kadar yeni parçacık keşfetmemiz bekleniyor.

LHC ayrıca çok büyük bir bilimsel kolaborasyon. Yüzü aşkın ülkeden onbinlerce bilim insanı ve mühendisin birlikte çalışarak katkı sağladığı bir platform. Türkiye üye ülke değil fakat Türkiye’den birçok bilim insanı LHC’de çalışıyor. Bu deney sadece işbirliğinin değil sabrın da sonucu. 1980’lerin başında fikri ortaya atılan LHC’nin inşaası 1998’de başladı ve ilk proton çarpışması 2010 yılında oldu.

Higgs parçacığını keşfederek fizikçi Peter Higgs ve François Englert’in Nobel Fizik Ödülü’nü kazanmasını sağlayan bu deneyin bizlere verdiği bir başka meyve ise internetin kendisi. İnternet ağı, LHC’nin topladığı devasa büyüklükteki verileri dünyanın dört bir yanına yayılmış bilim insanlarına göndermek için geliştirildi. Neye niyet neye kısmet yani!

20 yıl daha çalışması planlanan LHC’den sonra ne gibi bir deneyin geleceği şu anda tartışma konusu. Ortaya atılan birçok seçenek var: Çin’de inşa edilecek LHC’nin 10 katı enerjiye çıkabilecek bir proton çarpıştırıcısı mı yoksa yine Avrupa’da LHC’nin 4 katı enerjili bir çarpıştırıcı mı? Bu deneyler daha büyük uluslararası işbirliğinin yanında yeni teknolojilere de ihtiyaç duyacak ve bize Evren’imiz hakkında yeni şeyler öğretecekler. Parçacık fizikçilerini uzun ama heyecanlı bir gelecek bekliyor!