Dünyadaki son hafiye

Dilara ÇAM

Ben H. Winters, Amerikan edebiyatında 2010 sonrası adından en çok söz ettiren yazarlardan biri. Yazarlık kariyerinin başında Lev Tolstoy’un Anna Karenina adlı eserini bilimkurguya uyarladığı Android Karenina ve Jane Austen’ın Aşk ve Mantık eserini fantastik edebiyata uyarladığı Aşk ve Mantık ve Deniz Canavarları (Sense and Sensibilty and Sea Monsters) gibi eserlerle edebiyat sahnesine çıktı. 2012’de yayımlanmaya başlanan Kıyamet Polisi üçlemesiyle Edgar ve Philip K. Dick ödülleri gibi bilimkurgu ve fantezi alanında verilen en nitelikli ödüllerden ikisini kazanarak tüm dikkatleri üzerine çekti.

2016'da, Amerika İç Savaşı’nın hiç gerçekleşmediği ve sonuç olarak köleliğin dört eyalette hâlâ devam ettiği alternatif bir tarih anlatısı sunan Yeraltı Havayolları (Underground Airlines) adlı eseri yayımlandı ve bu eserle New York Times çoksatanlar listesine girdi. Kıyamet Polisi üçlemesinin aynı isimli ilk kitabı daha önce 2014'te Tekin Yayınevi tarafından yayımlanmış fakat devam kitapları gelmemişti. İthaki Yayınları bu ay, Ülkenin Kalbinin Kalbinde ve Amerikan Gotiği gibi ünlü eserlerin çevirisini üstlenen Şefika Kamcez’in çevirisiyle birinci kitap olan Kıyamet Polisi’ni modern bilimkurgu kataloğunda tekrar okurların karşısına çıkardı.


“İnsanların bu felaketle yüzleşmekteki beceriksizliği, felaketin kendisinden daha da beter.”

Kıyamet Polisi, 2011GV1 adı verilen asteroidin hızla yaklaştığı, kıyametin sadece altı ay uzakta olduğu bir dünyanın portresini çiziyor; yani, post-apokaliptik bir dünyayı anlatmak yerine pre-apokaliptik bir dünyayı anlatmayı seçiyor Winters. Nevil Shute’un Kumsalda, Don DeLillo’nun Beyaz Gürültü ve Robert Charles Wilson’ın Dönüş adlı eserleri bu türde yazılmış kitaplardan birkaçı. Bu eserlerde masaya yatırılan şey genellikle dünyanın sonu yaklaşırken insan ırkının bu nihai sona nasıl bir tepki verdiği oluyor: intiharlar, iç savaşlar, yağmacılık... Yani o kaosu ve o kaotik atmosferdeki bir grup insanın hayatta kalma mücadelesini anlatmayı tercih ediyorlar.

Ben H. Winters ise biraz farklı bir yol izlemiş. Öncelikle, bu dünyada tam olarak kıyametten bahsedilmiyor çünkü asteroidin nereye çarpacağı henüz tam olarak kesinlik kazanmış değil. İnsanlar bu yüzden akıl sağlıklarını bir nebze koruyabiliyorlar, kendi kıtalarına çarpmayacağını düşünerek kendilerini rahatlatabildikleri için dünya henüz topyekûn kargaşaya teslim olmuş değil ama sistemler çökmüş, herkes son altı ayının kaldığını düşünerek işi bırakmış, cinayetler ve intiharlar oldukça artmış durumda. Yazar, aslında şunu soruyor: Dünyanın sonunun gelmesine altı ay kalsaydı, ne yapardınız? Herkes, kanser olmuş ve altı ay sonra öleceğini öğrenmiş gibi davranıyor. O çok istediği sahil kasabasına taşınanlar, âşık olduğu insanlara açılanlar, görmek istediği ülkeleri ziyarete gidenler; iyi-kötü tüm arzularının peşine düşüyor insanlar.

Böyle bir atmosferde, McDonald’s tuvaletinde kendini bir kemerle asmış bir adam bulunuyor. Herkes dünyanın sonu geldiği için korkup intihar eden insanlardan biri olduğunu varsayıyor bu adamın. Fakat başkarakter, Dedektif Hank Palace, bu olayın bir cinayet olduğundan şüpheleniyor. İşleri umursamayan dedektiflik bürosu, amirler, diğer dedektifler Palace’a inanmıyorlar ve dedektif, bu 'cinayet'i tek başına çözmeye çalışarak ipuçlarının peşine düşüyor. Okurlar Palace’ın bu eylemlerini, sonu yaklaşan dünyaya maruz kalmamak için kendini bir işle meşgul ederek kıyametin kendisini delirtmesini engellemeye çalışan bir adamın giriştiği işler olarak görebilir aslında. Yazarın kendisi de bunu hissettiriyor yer yer. Bir keresinde dedektif, “Aklımı kaybetmemek için bu işe dört elle sarılıyorum” diyor. Bir intiharı zoraki biçimde cinayetmiş gibi kabul ettiğini gösteriyor adeta, içten içe. Fakat durum tam olarak öyle değil, her bir ipucu ona bunun aslında bir intihar değil cinayet olduğunu gösteriyor. Hem de alelade bir cinayet değil, yaklaşan asteroitle, Ay’a kurulması planlanan bir üsle, CIA ve Amerikan hükümetiyle bağlantılı bir cinayet.

Kıyamet Polisi, hem Raymond Chandler tarzı 'Katil kim?' öykülerini sevenler hem de uzaya meraklı bilimkurgu okurlarının raflarında olması gereken, iyi yazılmış bir bilimkurgu-polisiye üçlemesinin oldukça başarılı bir ilk kitabı.

cukurda-defineci-avi-540867-1.