"Anlamak mümkün değil. Sözlerim bağlamından koparılıyor. Ben siyasi demeç için bu açıklamayı yapmadım. Burası bir kitap fuarı. Kültürel bağlamda bu açıklamayı yaptım" diyen pırıl pırıl bir Mahir Ünal var. Peki Mahir Bey ne demişti?Aynen şunları demişti, tarihe not alalım: "Tarihteki en sert kültürel devrim Türkiye’de yaşanmıştır. Mesela Fransız devrimi her şeyi yıkmıştır ama lügate dokunmamıştır. Yine en sert devrimlerden bir tanesi Mao’nun Çin kültür devrimidir. Lügate dokunmamıştır. Ama maalesef bir kültür devrimi olarak Cumhuriyet, bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir"...

Bu açıklamadan sonra da “Öyle demedim böyle dedim” şov başlamış tabii. Çok merak ediyorum okuma yazma oranı yüzde 7-8’lerde olan, daha adını yazamayan bir toplum mu istiyordu kendisi? Hani dil bağlamında demiş ya dediklerini. Mahir Bey’in düşünme setleri ne mesela? Müzik seti gibi bir şey olabilir mi? Aaa, olamaz, çünkü kendilerinin temsil ettiği fantastik “özgürlükler rüyası” parti müziğe de karşı. Anca sarayda Arabistan’dan gelen dostlarının terlikleri hatrına, o da “Bu kral süperdir, bu kral fantastiktir, kuntastiktir. Bu Arap Arap gibi Araptır” temalı parçalarla, serçe parmaklarıyla diş karıştıran bakanlarla çekilir bir şey müzik onlar için. Anca Cat Stevens’ın hediye gitarını nasıl tutacağını bilemeyen yöneticileri, her fırsatta sanatçıya ve sanata karşı hiddetli bakışları, bilimum özgürlüklere karşı yaklaşımları onlar için baki. Yalan dolan yok. Malzeme ortada. Dünyada demokrasi ve özgürlük endekslerinde yerlerde sürünen bir ülkeyiz. Bal bal demekle de ağız tatlanmıyor. 20 küsur yılda ülkenin özgürlükler “NOKTASINDA” geldiği yer malum. İnternet yasakları derseniz iki rakibimiz var. Çok sevdiğimiz demir yumruk Putin ve Çin… Zaten ülkemizde bir şeyin adında ne varsa o maalesef olmuyor. Mesela gidin bir markete hazır dondurma alın. Üzerinde dondurma bile yazamaz. Meyve suyu alın, içinde meyve yoktur.

***

Democracymatrix’in 2020 sıralamasına göre, eh işte Demokratik Kongo’dan halliceyiz. Kongo’nun da adında “Demokratik” var ama Kongo’nun da durumu ortada. Şimdi yalan olmasın, Demokratik Kongo 132’nci sırada, biz ise 137’yiz. Kongo da kongolamış bizi anlayacağınız. Belki ülkenin adını değiştirip “Süpersonik Türkiye” yapsak bir iki basamak yukarı çıkarız. Düşünme setiymiş… Ya sizlerin düşündüğü şeyleri de gördük. Çalışan havalimanlarının pistlerini kırmak yüzde 98 hata payıyla yolcu garantili havalimanları yapmak, dövize endeksli, geçiş garantili ama garantinin g’sine yaklaşamayan değerlerde kullanılan köprüler… Düşünme setiymiş… Tarih kitaplarını, arşivleri çıldırtan önermeler. Ülkeyi bırakıp İngiliz gemisiyle “Ğüle ğüle ben ğidiyorm” diyen padişahları süper kahraman gibi göstermeler, olmayan olmamış ve olmayacak saçma bir tarihe özenmeler… Düşünme seti ortada. Kendi bakanlığına, kendi şirketinden, kendi onayıyla fahiş fiyata ürün alan / satan bakanlar. İşte düşünme seti bu. Eşini dostunu, akrabasını, dayısının kızını, emmisini, kayınçosunu, eniştesini her türlü kuruma yönetici atamalar… Düşünme seti bu işte. Ülkenin nadide eğitim kurumlarının başına neredeyse adını izinsiz söylemekten aciz bireyleri getirmek. Al düşünme seti. Al bir düşünme seti daha. Buyur bir Kürt, bir Kürt daha. Anca böyle düşünülüyor.

***

Hah, mesela daha iki hafta olan maden kazasına, “Kader” diyebilmek. Al buyur bunu düşün bir de. Sayıştay’a “Ya siz de çok saymayın, bizim açıklarımız ortaya çıkıyor ama ya” demek. Al bir düşünme seti daha. Kendisinden farklı herkesi düşman olarak, sapık olarak, sürtük olarak, terörist olarak görmek. Buyur bunu düşün. Memleketinin taşını toprağını yabancılara satmak, oradan sakal almak. Al bir düşünme seti daha. Vatandaşını sayı olarak görmek, sel baskınında kafalarına çay atmak. Çok güzel düşünmüşsünüz. Bravo düşünme setinizin yanına bir de kur korumalı mevduat hesabı ister misiniz? Manava, bakkala kasaya koysan iki günde işten atılacak kalitede, iki lafı bir araya getiremeyen, oralarından buralarından ışık saçan “Paramız daha da ucuzlayamaz, çünkü dibi gördük” diyen bakanlar. Ekonomi bilimiyle, matematikle dalga geçer gibi ortaya çıkan “Faiz sebep enflasyon sonuç” fikri… Bravo vallahi, bunu hiçbir ülke düşünemiyor. Bir siz düşünüyorsunuz. Düşünme setinizi düşürmüşsünüz.