Sedat Peker ifşalarıyla ortaya dökülen ‘devlet-siyaset-mafya’ üçgenindeki suçları anlatan Duvar kitabı İleri Kitaplığı’ndan çıktı. Türkiye İşçi Partisi (TİP) Araştırma Raporu olan kitapta derin suçlar, tarihsel süreçleri, suçluların portreleriyle anlatılıyor. Duvar, kara paradan, kandan beslenen ve Sedat Peker ifşalarıyla toplumun gözleri önüne serilen kirli düzenin röntgenini çekiyor. TİP milletvekili Ahmet Şık’ın öncülüğünde yazılan kitaba gazeteciler Bahadır Özgür, Ertuğrul Mavioğlu, Hakkı Özdal ve ben katkı sunduk.

Duvar gündeme gelen skandalların ötesine geçerek yeni haberler de içeriyor.

Daha önce gündeme gelmemiş bir skandalı Ahmet Şık, Duvar’da yazdı.


Konumuz: Yasa dışı bahis.

Olaylar zinciri Kıbrıs’ta başlıyor. 25 Ekim’de yayınlanan ‘Kupon Vatan’ başlıklı yazıda KKTC’nin nasıl yasadışı bahis adasına dönüştürüldüğünü anlatmıştım.
Özetle…

Türkiye’de 2007’de çevrimiçi kumar yasaklanırken Yavru Vatan’da kumar ve bahis sitesi lisansları bir avuç insana teslim edildi. Türkiye’de bahis siteleri iddaa tekeliyle sınırlandırılırken devasa yasadışı bahis pazarı oluştu. Vergi ve kulüplere pay gibi yükümlülükleri olmayan Kıbrıs merkezli bahis siteleri daha yüksek bahis oranlarıyla sanal ortamda hızla yayıldı.

50 MİLYAR TL’LİK YASA DIŞI BAHİS

Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) 2017 tarihli raporuna göre; Türkiye’de 5 milyon kişi yasadışı bahis oynuyor. Bir yılda 50 milyar TL’lik yasadışı bahis oynanıyor. Bugün en az 100 milyar TL’lik kara paradan bahsediyoruz.

Yasadışı bahis oynanan sitelerin önemli bir kısmının Sedat Peker’in ifşalarıyla adı gündeme gelen Halil Falyalı’ya ait olduğu öne sürülüyor. Halil Falyalı hakkındaki iddiaları ‘Kupon vatan’ yazısında anlatmıştık. Başka bir suçtan Kıbrıs’ta tutuklanınca siyasetçi videolarının nasıl ortaya saçıldığını da gördük.
Kıbrıs’ta Halil Falyalı gibi bahis baronu olduğu iddia edilen diğer bir isim ise Veysel Şahin’di. Veysel Şahin hakkında Türkiye’de açılmış üç tane yasadışı bahis davası vardı. 2016 ve 2017’de onlarca kişinin gözaltına alındığı operasyonlar sonrasında ‘uluslararası yasadışı bahis ve kumar çetesinin yöneticisi’ olmakla suçlanmıştı. Veysel Şahin bu sırada Kıbrıs’ta yaşıyordu.

NEDEN TÜRKİYE’YE GELDİ?

Ama 17 Temmuz 2017’de çok ilginç bir gelişme yaşandı. Veysel Şahin, ağaçtan düşerek yaralanan babasını İstanbul’da hastaneye götürmek için özel uçağıyla Sivas’a geldi. Gözaltına alınan Veysel Şahin tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne konuldu.

İddiaya göre; Veysel Şahin’in el konulan para ve mal varlığı 780 milyon dolardı. Veysel Şahin’in hakkındaki tutuklama kararlarına karşın neden Türkiye’ye geldiği ise kilit bir soru olarak karşımızda duruyordu.

RÜŞVETLE YAKALAMA KARARI KALDIRILDI İDDİASI

Ahmet Şık, Duvar kitabında bu konudaki skandal iddiaları kaleme aldı. İddiaya göre; Veysel Şahin ve Halil Falyalı ‘birkaç milyon dolarlık’ rüşvetleri soruşturmalardan çıkartılmaları için göndermişti. Bu sayede Kıbrıs’tan SEGBİS yoluyla ifade veren Veysel Şahin’in hakkındaki yakalama kararı kaldırıldı. Yani bu karara güvenerek Türkiye’ye gelmiş ancak büyük bir hata yapmıştı.

Veysel Şahin’in Silivri Cezaevi’ne konulmasından sonra nüfuzlu isimler serbest bırakılması için devreye girmişti. Ortaya servetlerin döküldüğü kulaktan kulağa yayılıyordu. Bunun üzerine Büyükçekmece Başsavcılığı, Adalet Bakanlığı’na Veysel Şahin’i cezaevinde kimlerin ziyaret ettiğini sordu. Gelen yanıt şoke ediciydi: İki ay içinde Silivri Cezaevi’nde 103 avukat, 303 kez ziyaret etmişti. Bu görüşmelerde rüşvet pazarlıkları yapıldığı iddia ediliyordu.

VEYSEL ŞAHİN: BENDEN RÜŞVET İSTEDİLER

25 yıl hapis istemiyle dava açılan Veysel Şahin, 9 ay boyunca tutuklu kalınca kendisinden rüşvetler istendiği iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Ahmet Şık’ın Duvar kitabında yayınladığı 12 Mart 2018 tarihli bu dilekçede Veysel Şahin, Kıbrıs’a 2016 yılında gelen ‘Çağatay’ isimli bir polis müdürünün kendisinden ve yanındaki otel sahibinden 500 bin lira rüşvet istediğini anlatıyor. Bu rüşvet ile İstanbul’da haklarında açılan bir soruşturmadan kurtarılacaklarının vaat edildiğini öne sürüyor. Bir hafta sonra hazırlanmış dosyanın Whatsapp’tan telefonuna gönderildiğini anlatıyor. Kıbrıs’taki başka otel sahiplerinden de aynı şekilde para istendiğini iddia ediyor.

Veysel Şahin, dilekçesinde hapishanedeki yoğun avukat trafiğinin nedeninin de rüşvet talepleri olduğunu öne sürdü ve şu iddialarda bulundu:
“Kaçakçılık ve Organize Şube Müdürü Gaffar isimli görevli beni bu dosyaya dahil etmiş. Benden doğrudan bir para istemedi. Ben içerideyken buraya gelen avukatlar vasıtasıyla 500 bin dolar, 1 milyon dolar gibi rakamlar telaffuz edilerek benden hem tahliye hem de başka dosyalarımın kapatılmasına yönelik para talep edildi.”

Veysel Şahin’in dilekçesinden sonra şaibeli gelişmeler yaşandı. Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi, 13 Nisan 2018’de Veysel Şahin ve üç adamının tahliyesine karar verdi. Savcılık itiraz edince aynı mahkeme 4 saat sonra tam tersi yönde, tekrar yakalama kararı verdi. Bu sırada 3 sanık Metris Cezaevi’nden bırakılmış ve kayıplara karışmıştı. Veysel Şahin tahliye işlemleri uzadığı için Silivri Cezaevi’nde kalmıştı.

HÂKİMLER MAHKÛM OLDU

Veysel Şahin ayrıca İstanbul Çağlayan Adliyesi’ndeki bir davada ‘Suç örgütü kurmak’ ve ‘Nitelikli dolandırıcılık’ suçlarından hapse mahkûm edilmişti. Veysel Şahin’in itirazı üzerine üst mahkeme olan İstanbul 6. Ağır Ceza yeniden yargılama kararı vermişti. Bu skandal kararı veren iki hâkim, Hakimler Savcılar Kurulu’na şikayet edildi. İki hâkim suçlu bulunup meslekten ihraç edildi.

Bu olayın detaylarını Duvar’da okuyabilirsiniz. Gazetecilik ilkeleri gereği Veysel Şahin’den gelen açıklamayı da aktaracağım. Yasadışı bahis işine hiç bulaşmadığını savunuyor. Dosyalarda hakkında hiçbir delil olmadığını öne süren Veysel Şahin 40 ayrı şirketinin yasal ve temiz olduğunu söylüyor. Esas işinin Forex piyasası olduğunu ve kazancını buradan sağladığını savunuyor.