Duygudaşlık izlekli kitap tapuları

İBRAHİM KARAOĞLU

İnsanların kitapla olan ilişkileri uzun bir tarihsel süreçte ilginç ritüeller oluşturmuştur. Kitabı okuma ve koruma biçimlerinde çok yaygındır bu ritüeller. Herkesin kendine göre bir kitap okuma ve kitabı koruma biçimi vardır. Kitabı sahiplenmenin en önemli ritüellerinden biri ekslibris.

Kitap kapaklarının içine veya ilk sayfasına yapıştırılıp, sahibinin adının ve onun için çizilen resimlerin yer aldığı, kitabın sahibini bildiren, resim ve grafiklerle birlikte hazırlanıyor ekslibrisler. Kitapla okuru arasındaki ilişkiyi resme ve kitaba dokunmanın sevinciyle kutsuyor sanki. Aslında, kitaba ve resme dokunmanın sıcaklığı ekslibris. Tanımladığı kişi üzerinden kitabın mülkiyetini belirliyor. “…’nın kitabı veya …’nın kitaplığından” anlamına bir iyelik.

Çalışmalarını yaklaşık otuz yıldır yakından izlediğim sanatçı Zülfükar Sayın’la, Ankara Detay Sanat Galerisi’nde açtığı “Kitap Tapuları” adlı ekslibris sergisinde söyleştik. Sayın, ekslibrisi şu sözlerle anlattı: “Çeşitli kaynaklarda, ilk ve en eski ekslibris örneğinin M.Ö. 1400 yıllarında açık mavi renk bir fayans üzerine uygulandığı ve Firavun III. Amenhophis olarak da bilinen Mısır kralı III. Amenhotep’in kitaplığına ait olduğu geçiyor. Zamanla değişen ve gelişen çoğaltma teknolojileri ile birlikte, çeşitli yöntemlerle üretilen ekslibris tasarımları; günümüzde genellikle gravür, serigrafi, linol, dijital vb. baskı yöntemleriyle çoğaltılan küçük boyutlu grafik sanatı uygulamalarıdır. Dünyada Exlibris, Ex Libris vb. biçemlerde yazılan söz konusu kavram, Türkçe yayın ve yayımlarda genellikle okunduğu gibi, yani ‘ekslibris’ olarak yazılıyor.

Ekslibrisler, sadece bir kütüphaneye özel göstergeler ve konulu olarak tasarlanabildikleri gibi, genellikle, hatta özellikle hayattaki bir kitapseverin kütüphanesinde bulunan kitap kapaklarının iç tarafına yapıştırılan mülkiyet göstergeleri olarak tasarlanmakta ve uygulanıyor. Kitapların, dolayısıyla da kapaklarının çeşitli boyutlarda olması nedeniyle çeşitli büyüklüklerde tasarlansalar ve uygulansalar da, uluslararası alanda öne çıkmış yetkin ekslibris kuramcıları ve tasarımcıları tarafından en uzun ekslibris kenarının 13 cm’i geçmemesi gerektiği vurgulanıyor…”

28 SANAT İNSANI

Son sergisinde 28 sanat insanı için yapılmış ekslibrisiler var. Yapıtların örüntüsünde ekslibrisini yaptığı sanatçıların duyguları da gizli sanki. Herkes kendisine yapılan ekslibrisin içindeki görsel gramerle fısıldıyor gibi. Sayın’ın her bir ekslibrisi gönderme yaptığı sanat insanlarının imgelerini de barındırıyor içinde. Onların sanat evrenlerindeki en baskın renkleri, biçimleri, imgelemleri ve içerikleri de katmış yapıtlarının içine. Farklı biçimlerle ortaya çıkan imgeleri kendi soyut diliyle tercüme ederek hibrit resimler/ekslibrisler oluşturmuş.

Sayın, “Bu sergimin adı ‘Kitap Tapuları’. Çünkü bu bir ekslibris sergisi. Duygudaşlık (empati) izlekli çalışmalar yaptım. Tasarımcının (yani benim) ve adına ekslibris tasarladığım kişinin/sanatçının yapıtlarının ve karakteristik özelliklerinin/imgelerinin buluşturulduğu resimlerarası ilişkiler söz konusu bu sergide. ‘Metinlerarasılık olur da resimlerarasılık olmaz mıymış’ı sorguladım biraz da. Yöneltmeler (referanslar) söz konusu. Yani, bu sergiyi çalışırken ‘bilimsel makalede, kitapta yöneltmede bulunmak ne kadar bilimsel ise sanatta yöneltmede bulunmak da o kadar sanatsal olabilmeli’ diye düşündüm. E yazın sanatında ‘metinlerarasılık’ olur da yoğrumsal sanatlarda ‘resimlerarasılık’ neden olmasın?

Tasarımlarımı ipek baskı ve dijital baskı teknolojilerinin olanaklarıyla -karma yaklaşımlarla- uyguladım” sözleriyle tanımlıyor sergisini.

MİNİMAL BİR SÖYLEM

Renklerin resimler içindeki döngüsünü kontrastların birliği üzerine kuran bir sanatçı Zülfükar Sayın. Yaşamın diyalektiğinin bize hissettirdiğini renk kontrastlarını değiştirerek, döngüsel bir etki yaratarak sunuyor. Çoğu resimlerinde görüntü çokluğu etkin. Bazı resimlerinde de yalın soyutlamalarla minimal bir aura oluşturuyor. Yalnızlığı da kalabalığı da sevmeyen beyaz bir fonun içine kendine özgü çizimlerle yerleştirdiği yalın bir formu öne çıkartarak minimal bir söylem oluşturuyor. Bu tavrın etkin olduğu resimler, Hegel’in “Sade ama basit olmayan, yalın ama yavan olmayan bir güzellik anlayışı…” söylemini çağrıştırıyor. Yalın olanı estetik bir dille sunarken odak aldığı şeyleri öne çıkartarak bir alan derinliği oluşturuyor. Bu tür resimlerinde renkleri aza indirgeyerek kontrastların gücünü etkinleştiriyor. Resimlerindeki geniş boşluklar, var olanı çok daha anlamlandırıyor.

Detay Sanat Galerisi’nde açılan sergi, 8 Ocak’a kadar kadar izlenebilecek. Siz de “Kitap Tapuları”yla buluşmak ister misiniz?