Nuri İyem Resim Ödülü’nün bu yılki sahibi ressam Cansu Kahraman, “Düşünden Büyük Bahçe Yok” eserinde toplumsal bir eleştiriyi anlattığını söylüyor. Kahraman, “Duygusuzlaşan bir toplum korkusu” ile çizdiğini belirtiyor.

Duygusuz toplum korkusuyla çizdim

Işıl ÇALIŞKAN

Eserlerinde geniş hayal dünyasıyla doğanın içine yerleştirdiği figürler üzerinden hikâyeler anlatarak kendi dünyasında bir yolculuğa davet ediyor genç ressam Cansu Kahraman. Alışılmışın dışında kadraj kullanımı, yüzeydeki yaratıcı doku denemeleri ve kendine özgü paletiyle dikkat çeken sanatçının resimlerinde sıkça ince uzun figürler, kurgulanmış sahneler, duygu durumları yansıtan portreler ve masalsı anlatımlar yer alıyor. “Düşünden Büyük Bahçe Yok” isimli eseriyle Evin Sanat Galerisi tarafından düzenlenen Nuri İyem Resim Ödülü’nün sahibi olan Kahraman, 15 bin TL’lik ödülün de sahibi oldu. Sanatçının eseri 64 farklı şehirden 456 katılımcının 686 resmi arasından seçildi.

Ödüller, Fırat Arapoğlu, Gamze Büyükkuşoğlu, Cansen Ercan, Mehmet Güreli, Temür Köran, Ümit İyem, Prof. Dr. Erhan Karaesmen, Burcu Pelvanoğlu ve Feyyaz Yaman’dan oluşan seçici kurulun kararıyla belirlendi.


Kahraman’ın resmi dahil olmak üzere ödül alan resimler ve seçici kurul tarafından sergileme için seçilen resimlerin dahil olduğu toplam 28 resmin yer alacağı sergi, 10 Temmuz’a kadar Evin Sanat Galerisi’nde ziyaret edilebilecek.

Ödülün ressam ve toplumsal-gerçekçi sanat akımının önde gelen isimlerinden Nuri İyem adına veriliyor olmasının üretim süreci içerisindeki istek ve sürekliliğinde önemli bir motivasyon kaynağı olduğunu belirten Kahraman ile sanatını ve ödülünü konuştuk. Sanatçıya ilk olarak kendisini tanıtmasını rica ettiğimizde, “Ürettiği resimlerle, yaşadığı coğrafyaya ve çağa tanıklık eden, bireyi ve toplumu sorgulayan ve sorgulatma tasasını kendisine hedef edinmiş, ‘daima söyleyecek sözü olan’ genç bir ressam” ifadelerini kullanıyor.

İNSAN OLMAYI HATIRLATIYORUM

Sözü, ödül aldığı “Düşünden Büyük Bahçe Yok” adlı resmine getirdiğimizde, eserinde “toplumsal bir eleştirinin söz konusu” olduğunu söylüyor Kahraman. Ardından, eserini şu sözlerle anlatıyor sanatçı: “Duygusuzlaşan bir toplum olma korkusu duyan her sanatçının hissettiği en büyük rahatsızlık, sevginin ve sarılma eyleminin gerçekleşmediği, eksik kalmış bir toplumdur. Duyduğum bu rahatsızlık resmimde, sarılma eylemi üzerinden kendisine bakan tüm gözleri, kendi benliklerinin içinden geçirerek, insan olmanın gerektirdiği eylemleri hatırlatmasını ümit ediyorum. Bu noktada izleyicinin ruhsal ve tinsel sorunlarla karşılaşarak, resimle kendisi arasında bir bağ kurmasını isterim.”

Betimlediği hikâyede yer alan fonun, figürün; dinginlik hissiyle örtüşen ve kendi iç sesini duymaya yönelik dikkat kesilmiş hali olduğunu ve kendi özel alanını işaret ettiğini belirtiyor. Kahraman, bu özel deneyimleme ve rahatlama alanı için ise tıpkı bu zamanlarda ihtiyaç duyulan yeşil alan benzetmesi yapıyor ve ekliyor: “Fakat bu, doğrudan bir anlatımdan çok, içerik bağlamda her algının kendi anlamını belirleyebileceği çok anlamlılık amacını da içerisinde barındırmakta.”

İSTEK VE SÜREKLİLİK İÇİN MOTİVASYON

Usta ressam Nuri İyem adına verilen bu resim ödülünün kendisi için anlamını, “Bu ödülün 68 yıllık sanat yaşamı boyunca, figüratif resim anlayışını benimseyerek resim yapan ve bu anlayış içerisinde özel bir yere sahip olan Nuri İyem ustanın adına veriliyor olması Türkiye’deki genç sanatçıların, üretim süreci içerisindeki istek ve sürekliliğinde önemli bir motivasyon kaynağı” sözleriyle anlatıyor sanatçı. Sanatta yarışma fikrine nasıl baktığını sorduğumuzda ise, şu yanıtı veriyor Kahraman: “Ustalar adına verilen sanat ödülleri; sanat izleyicisinin ilgisini ve sanat eyleminin kalıcılığını arttırarak, mekân farklılıklarına rağmen - ortak paydada buluştuğumuz bir kavram olan ‘’görünürlülük’’ imkânını arttıran bir platform. Tabii ki bu, sanatçının ihtiyaç duyduğu kendi alanını yaratma sorunundan ayrı değerlendirilmeli...”

MAALESEF DEVLETTEN DESTEK GÖREMİYORUZ

Pandemiyle birlikte plastik sanatlarda yaşanan mağduriyete ilişkin şu ifadeleri kullanıyor sanatçı: “Sadece pandemi ile birlikte sorunun görünürlüğü arttı diye düşünüyorum... Maalesef devlet desteği göremiyoruz. İstanbul’da bildiğim ve önünden geçtiğim çok güzel yapılar mevcut. Açık çağrılar yapılarak bu binaların sanatçı atölyelerine dönüştürülebileceği konusunda yalnız olmadığımı biliyorum. Fakat bu taleplerimizi özel kurumlar ve dernekler dışında gerçekleştiremiyoruz.” Bu durumun bireysel atölye imkânı olmayan genç sanatçıların karşılaştığı sorunlardan sadece bir tanesi olduğunun altını çizen sanatçı, “Sanata yer açmak istiyoruz. Belki de empati, sanat piyasası içerisinde kendi sanatçı kimliğiyle, aktif olarak yer alan arkadaşlarım ve izleyici kitlesinin duygudaşlığıyla daha mümkün, daha büyük yankı uyandırabilir” şeklinde konuşuyor.

Kahraman, kariyer planlamasını aktararak sözlerini sonlandırıyor: “Süreçlerin direnç ve akışı yenilediğini düşünüyorum. Önümüzdeki yıl için tam bir sergi planlamaktayım diyeceğim ama söylemeye çekiniyorum. İlerlerken bir deneyimleme alanı ve bilinç düzeyi oluşturabilmek, biz genç sanatçılar için en mühimi.”

***

Diğer Nuri İyem resim ödülleri

Evin İyem Özel Jüri Ödülü’nü temsil eden Nasip İyem heykeli reprodüksiyonu ve 7 bin 500 TL’lik ödül Ömer Koçağ’a, Jüri Destek Ödülü de Ferhat Yüksekbağ’ın resmine verilecek