Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

“Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Değiştirilmesine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Değiştirilmesine Dair Kararname…”

Hayır, yanlış okumadınız!

Son zamanlarda Resmi Gazete’de böyle kararnameler yayımlanıyor. Üstelik sayısı da az değil…

Hesaplamışlar:

Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri’nin onda altısı “düzeltme” içerikliymiş! Yani bu kararnamelerin yarıdan çoğu, öncekileri düzeltmek için çıkarılıyormuş. İş o noktaya varmış ki Resmi Gazete’de yayımlanan “düzeltme”ler de durumu kurtarmaya yetmediğinden, “düzeltmeyi düzeltme” yoluna gidiyorlarmış artık!

Yalnız Saray fermanları mı böyle?...

Meclis’te gece yarısı eller kalkıp iniyor; futbolcu bir vekilin imzasını taşıyan Çek Yasası alelacele geçiriliyor. Sabahleyin piyasa allak bullak! İktidarın eli ayağına dolaşıyor! Yasayı “tebliğ”le düzeltmeye kalkıyorlar!

Yüksek yüksek tepelerde oturup yüksek yüksek ve de çifter çifter maaş, ödenek, huzur hakkı alan ayrıcalıklı Saray memurlarının ülkeyi düşürdüğü durum bu!

Bir de kendini yasaların üstünde gören ve herkese posta koyan bir İçişleri Bakanımız var! “Bana göre suç” kavramını hukuk literatürüne sokan adam! Aklına estiği her konuda yasak getirmeye kalkıyor; canı isteyince genelge yayımlayıp anayasal hakları rafa kaldırıyor! Dahası, gerçekleri yazan gazeteleri ve gazetecileri suçluyor, karalıyor, sürekli tehdit ediyor!

Sözün özü: Devlet, Hukuk’un H’sinden habersiz kadrolarla yönetilmeye çalışılıyor…

YOLCUDUR ABBAS!

AKP iktidarının “yönetememe bunalımı” giderek ağırlaşıyor. El attıkları her işi yüzlerine gözlerine bulaştırmaya başladılar. Şaşkınlıktan ne yapacaklarını bilemez durumdalar. Başarılarıyla değil beceriksizlikleriyle gündem oluyorlar artık. Örneğin “animasyon reklamı”nda gördük nasıl çuvalladıklarını! Muhalefetin yığınlara mal olmuş “128 milyar dolar nerede” sorusunu değersizleştirmek isterken kendi kalelerine gol atmayı başardılar! Onca para harcayarak yaptırdıkları reklam filmini üç günde çöpe attılar!

Diyarbakır’ın kayyım belediye başkanı, insanı gerçekten irkilten ve “tüküreyim böyle sanatın içine!” dedirten “ucube” yontularla donatmaya kalktı kenti. Milyonlarca liraya yaptırılan estetik yoksunu bu maketler alay konusu olunca valilikçe kaldırıldı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Go Turkey” adlı reklam videosu da benzer bir durumla karşılaştı. Videoda turizm çalışanları, “Enjoy, I’m vaccinated/ Eğlenin, ben aşılandım” yazılı maskeleriyle hazır olda bekliyordu Türkiye’ye gelecek yabancı konukları…

Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Bu reklamla aşağılanan turizm emekçilerinin yoğun tepkisi karşısında o video da apar topar kaldırıldı yayından…

Evet, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” dikiş tutmuyor. Bu iktidarın “düzeltilecek” yanı kalmadı artık. Saray rejimi ömrünü tamamladı. MHP’nin “restorasyon planı” da kurtaramaz onu. Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz!

DÜZELTMEN YOKSA…

Kendisi de bir haber sitesinin (www.bizhaberiz.com) yöneticisi olan gazeteci arkadaşımız Saim Tokaçoğlu, Birgun.net’ten bir başlık paylaşmış. Eklediği notta diyor ki:

“Attila Abi, haberi görünce kulaklarını çınlattım ve göndereyim bari dedim.”

Haber, 3 Mayıs 2021 günü gazetenin “Yaşam” sayfasında yayımlanmış: (https://www.birgun.net/haber/maden-zehir-solduracak-343396)

Saim’in yanlış bularak altını çizdiği başlık şöyle:

“Maden, zehir solduracak”

“Soldurmak”, bir şeyin rengini attırmak, değiştirmek anlamına gelir. Burada kullanılması gereken sözcük “soldurmak” değil “solutmak” olmalıydı. Ben olsam, böyle bir karışıklığa yol açmamak için, “Köylü zehir solumak istemiyor” diye atardım o başlığı…

Koşuşturma sırasında soluk soluğa haber yazan arkadaşlar çoğu zaman ayırdında olmayabilir metinlerindeki kusurların. Editörlük ve düzeltmenlik kurumu bunun için vardır zaten. Ama yayın organlarında bugün en çok eksikliği duyulan kurum da budur ne yazık ki…

Yetkin düzeltmenleri olmadığı için sonradan düzeltme üstüne düzeltme yapmak zorunda kalan Saray’ın durumuna düşmek istemiyorsak düzeltmenlik kurumunu ciddiye almalıyız.