2010 Anayasa referandumunda ‘yetmez ama evet (YAE)’ diyerek iktidara destek sağlayan liberal isimlerden bazılarının ‘pişman mısınız’ sorusuna verdikleri yanıt, YAE tartışmasını yeniden alevlendirdi. Yazar Ece Temelkuran, “Entelektüel suçlar -faşizmi erken safhasında desteklemek gibi- hiçbir mahkemede yargılanmadığı için günah çıkarırkenki kibirleri ve tarihi yalan ve eksik anlatımlarıyla yeniden yazmaları da cezasız kalıyor” dedi.

Ece Temelkuran’dan ‘Yetmez Ama Evet’çilere: Günah çıkarırkenki kibirleri…

12 Eylül 2010 referandumunda ‘yetmez ama evet’ (YAE) diyen isimlerin “Pişman mısınız?” sorusuna verdikleri yanıtların ardından gazeteci-Yazar Ece Temelkuran, konuya dair bir dizi paylaşımda bulundu. Temelkuran, “Entelektüel suçlar -faşizmi erken safhasında desteklemek gibi- hiçbir mahkemede yargılanmadığı için günah çıkarırkenki kibirleri ve tarihi yalan ve eksik anlatımlarıyla yeniden yazmaları da cezasız kalıyor” dedi.

Twitter hesabında paylaşım yapan Temelkuran, YAE’ci isimleri o dönem uyaran az sayıda insan biri olduğunu söyledi.

Temelkuran, şunları yazdı: “Entelektüel suçlar -faşizmi erken safhasında desteklemek gibi- hiçbir mahkemede yargılanmadığı için günah çıkarırkenki kibirleri ve tarihi yalan ve eksik anlatımlarıyla yeniden yazmaları da cezasız kalıyor. #yetmezamaevet’in günahı çıkarılmış güya ama o günlerdeki cahil özgüvenine çok benzeyen keskinliklerinden ve kendileri gibi düşünmeyenleri nasıl ‘demokrasi karşıtı-ordu destekçisi’ diye aforoz ettiklerinden hiç söz edilmemiş. Çünkü ‘öforileri’ sırasında uyarıldılar. Biliyorum çünkü o az sayıda insandan biri bendim.

İnsanın sadece “Yazık” diyesi geliyor çünkü kendileri bile olup bitenden ahlaki bir ders çıkarmadıklarına göre gelecek nesillere bir şey diyesi gelmiyor.”

YAE’CİLER NE DEMİŞTİ?

Paris'te düzenlenen Türkiye konulu bir panelde Orhan Pamuk, Nilüfer Göle, Edhem Eldem ve Seyfettin Gürsel, 2010 referandumunda 'yetmez ama evet' dedikleri için pişman olup olmadıkları yönündeki soruyu yanıtladı.

Orhan Pamuk, "Bu soruya yanıt vermeyeceğim" derken, Nilüfer Göle uzun yanıtında, "Tam bir coşku içindeydik, naif bir şekilde Türkiye'nin batılılaşacağına inandık" dedi. Edhem Eldem, "Bizi "kullanışlı aptallar" olmakla itham ettiler ve batı gözünde bu rejimi meşru kılmakla suçladılar. Ancak biz gerçekten bir şeyleri değiştireceğimize inandık" dedi. Ekonomist Seyfettin Gürsel de "AB'ye girerek, acı çekmeden, hızlı bir şekilde demokratikleşeceğimize inandık. Ama yanıldık" diye konuştu.

ERGÜLEN’İN YAZISI VE YAE’CİLERİN YANITLARI

BirGün gazetesi yazarı Haydar Ergülen’in 2 Ağustos’ta yayımlanan 'Önemsiz günler ve haftalar-10' başlıklı yazısı, Yetmez Ama Evet (YAE) tartışmasını yeniden alevlendirmişti.

Ergülen’in “Akil insanlar, açılım toplantılarına katılanlar, bildirilere imza atanlar, ülkeyi AB’ye taşıyarak demokratikleştirecekler düşüncesiyle bu iktidarı destekleyenlerin, yazı yazanların, yani bu sürece bilerek ya da bilmeyerek katkı sağlayan herkesin özür dilemesi gerekiyor” ifadelerini kullandığı yazısına birçok YAE’ciden yanıt gelmişti.

O dönem YAE bayrağını en önde taşıyan birçok isim, yaptıkları açıklamalarla Ergülen’e tepki göstermişti.

Halil Berktay, 2010'daki tavırlarından dolayı kendilerinin eleştirilmesine, "Bunun açık geri zekalılık olduğunu düşüyorum” gibi hakaretamiz ifadelerle yanıt verirken dönemin Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu da, “Referandum o günün koşullarıyla yine yapılsa yine desteklerdim” demişti.

Hasan Cemal, Mehmet Altan, Ömer Laçiner, Sezai Temelli, Kezban Hatemi, Perihan Mağden, Alper Görmüş, Hale Soygazi, Ergun Özbudun gibi isimler ise Ergülen’in yazısı üzerine, konu hakkında daha önce defalarca konuştuklarını söyleyerek yanıt vermemişti.