La Via Campesina Avrupa Koordinasyonu, Çiftçi-Sen'in sendikalaşma mücadelesinde dayanışma içinde olduklarını vurguladı. Açıklamada, "Türkiye Cumhuriyeti yetkililerini Birleşmiş Milletler Köylü Hakları Deklarasyonu’nda (UNDROP) belirtilen haklara daha geniş bir şekilde saygı göstermeye ve bunları uygulamaya çağırıyoruz" denildi.

ECVC: Çiftçi haklarını sendikalaştırma mücadelesinde Çiftçi-Sen ile dayanışma içindeyiz

Çiftçi-Sen'in kurucu üyesi olduğu La Via Campesina Avrupa Koordinasyonu (ECVC), Çiftçi-Sen'in sendikalaşma mücadelesine destek verdiklerini ve dayanışma içinde olduklarını belirtti. Açıklamada, "Çiftçilere sendikalaşma eyleminin bir sonucu olarak idari para cezası verilmesi kabul edilemez ve ayrımcı bir tavırdır. ECVC, bu para cezalarının iptal edilmesini talep etmektedir" denildi.

ECVC, Çiftçi-Sen'e çıkarılan hukuksal engeller ile ilgili açıklama yaptı.

Açıklamada, "Türkiye'de çiftçilerin sendika kurma mücadelesinin uzun bir geçmişi var. İlk adımlar 60'ların sonlarında atıldı ve bugün birçok demokratik olmayan kesinti ve müdahaleye ragmen mücadele hala devam ediyor. Çiftçi-Sen çiftçilere sendikalaşma hakkının verilmediği bir yasal ve siyasi ortamda, uzun süredir hukuki ve siyasi mücadele vermektedir" ifadeleri kullanıldı.

Açıklama, şöyle devam etti: "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası kapsamında, çiftçi sendikalarının kurulması için yasal hüküm bulunmaması nedeniyle, çiftçilerin sendika kurmasına izin verilmemekte. Bu da çiftçilerin haklarının ve statülerinin tanınmaması ve sendika kurabilmeleri için gerekli yasal işlemlerin yapılamaması anlamına gelmektedir."

"ÇİFTÇİLİK SOSYAL BİR STATÜDÜR"

"Çiftçi-Sen 1 Şubat 2020 tarihinde İzmir'de düzenlediği konferansla, 21 Şubat 2020'de Çiftçi-Sen (Çiftçi-Sen) olarak kurulmuş ve aynı yılın 31 Ekim'de ilk resmi kongresini tüm yasal işlemlerin ardından gerçekleştirmiştir" ifadelerine yer verilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Bu başvurularında kurucu üyelerin çiftçi olduğunu belirten resmi çiftçi kayıtları eşliğinde çiftçi sendikası olarak kurulma başvurusu yapmalarına ragmen, Çiftçi-Sen yasal olarak bir işçi sendikası olarak tanımlamdı ve anayasal sınırlar nedeniyle kabulden başka bir seçenek de kalmadı. Kongreyi takiben kurucu üyeler, sistemde işçi olarak kayıtlı olmadıkları ve yalan beyanlarda bulundukları için para cezası almaya başladılar.

ILO'ya göre işçiler, iş türünü açık (yazılı veya sözlü) veya örtük bir iş sözleşmesi veya bu tür sözleşmelerin ardışık olarak aynı işverenle sürekli olarak sürdüren çalışanlardır. Ancak Çiftçi-Sen üyeleri işçi değil çiftçidir ve çiftçilik sosyal bir statüdür. Aralık 2018'de kabul edilen Köylülerin ve Kırsal Alanlarda Çalışan Diğer İnsanların Haklarına İlişkin Birleşmiş Milletler Bildirgesinde, Madde 9.1, “Köylüler ve kırsal alanlarda çalışan diğer insanlar, örgüt, sendika, kooperatif, dernek veya kendi seçecekleri çıkarlarını koruyacak, toplu sözleşmeler yapabilecekleri örgütler kurma ve bunlara katılma hakkına sahiptir” diye belirtir."

"ÇİFTÇİ-SEN'İN KURUCU ÜYESLERİ ULUSLARARASI TANIMIN GEREKLERİNİ KARŞILADI"

ECVC'nin açıklamasında şunlar ifafde edildi: "Bu, küçük ölçekli bitkisel üretim faaliyetinde bulunan, hayvan yetiştiriciliği yapan, kıyılarda ve tatlı sularda küçük ölçekli balıkçılık yapan gerçek kişileri, yaylacı ve göçebe topluluk üyelerinin tümü, kır ve kırla ilişkili çalışan herkesi kapsar. Aynı zamanda köylülerin aile üyeleri, göçmenlik durumlarına bakılmaksızın tüm göçmen işçiler ve su ürünleri yetiştiriciliğindeki çiftliklerde, tarla ve çiftliklerde, ormanlarda mevsimlik işçiler dahil olmak üzere işe alınan işçiler ve tarımsal-endüstriyel işletmeler için geçerlidir. Çiftçi-Sen'in kurucu üyeleri ve diğer tüm üyelerinin statüleri bu uluslararası tanımın gereklerini tam olarak karşılamıştır."

"PARA CEZASI KABUL EDİLEMEZ"

"ECVC, köylülerin ve küçük ölçekli gıda üreticilerinin ve tarım işçilerinin uygun, yasal kanallar aracılığıyla çiftçi sendikaları kurmalarına izin verecek yasal düzenlemelerin yapılmasını desteklemektedir" denilen açıklama, şu ifadelerle son buldu:

"Çiftçilere sendikalaşma eyleminin bir sonucu olarak idari para cezası verilmesi kabul edilemez ve ayrımcı bir tavırdır. ECVC, bu para cezalarının iptal edilmesini talep etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti yetkililerini Birleşmiş Milletler Köylü Hakları Deklarasyonu’nda (UNDROP) belirtilen haklara daha geniş bir şekilde saygı göstermeye ve bunları uygulamaya çağırırken diğer STK ve demokratik kitle örgütlerini, Kurumsal yapıları bu hak ihlalini görünür kılmaya teşvik etmekte."