Covid-19 pandemisinde Türkiye’de ilk pozitif vakanın görülmesinin üzerinden 1 yıl geçti. Ege bölgesindeki sağlıkçılar sürecin dışında bırakılmaktan ve sağlıkçıların önemsenmemesinden şikayetçi.

Ege’de pandeminin bir yılı: Odalar süreç dışına itildi, sağlıkçılar önemsenmedi

BERKAY SAĞOL

Türkiye’de 1 yıldır devam eden Covid-19 salgınında 385 sağlık çalışanı hayatını kaybetti. Aydın Tabip Odası Başkanı Dr. Esat Ülkü, 13 Ekim 2020 tarihinde hayatını kaybetti. Ülkü, Türkiye’de Covid-19 sebebiyle hayatını kaybeden tek tabip odası başkanı. Aydın Tabip Odası’nın geleneksel olarak düzenlediği fotoğraf sergisinin 14’üncüsü de bu yıl Ülkü’nün çektiği fotoğraflardan seçkiyle açıldı. Pandemiyle ilgili karar alma süreçlerinin dışında bırakılan Tabip Odaları ve SES şubeleri süreci 1 yıllık süreci BirGün’e değerlendirdi.

İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, “11 Mart’ta ilk vakanın görülmesinin ardından pandemiye ciddi yaklaşılmadı. Önceden geleceği çok belli olan böyle bir salgına yeteri kadar hazır olunmadığını gördük. Nisan ayında alınan tedbirlerle vakalar azalsa da, 1 Haziran’daki bilimsel verilerin ışığında olmayan normalleşme başladı. 1 yıllık süreçte toplum sağlığının değil, ekonomik kaygıların ön planda tutulduğunu gördük. Pandemi konusunda hiçbir zaman görüşlerimiz dikkate alınmadı. Türkiye genelinde olduğu gibi İzmir Tabip Odası pandemi sürecinde dışarıda tutulmaya çalışıldı. İlk olarak il pandemi kuruluna alınmadık. İzmir İl Hıfzıssıhha Kurulu’nda vardık ancak buranın kararları müzakere edilmiyordu. Biz buna ilişkin görüşlerimizi açıklayıp bazı maddelere şerh koyduktan sonra İzmir İl Hıfzıssıhha Kurulu’ndan çıkarıldık” dedi.

Özellikle depremden sonra vaka sayılarının arttığını belirten Çamlı, “İlk başlarda kontrolsüz kalabalıklar oluştu ve hijyenik ortamlar yaratılamadı. Evde karantinada olması gereken ve depreme maruz kalan kişilerin bu alanlarda olduğunu duyduk. Depremi takip eden 2 hafta sonunda vaka sayıları 3 4 kat arttı. Bu da Kasım ayında yaşadığımız pikin önemli etkilerinden biri oldu. Bu 1 yılda en baştan beri özveriyle çalışan sağlık çalışanları, yaşamlarını riske atarak sağlık hizmetlerini sürdürmeye çalıştılar ama pandeminin uzaması ve kontrol altına alınamaması sonrasında özellikle sağlık çalışanlarının 10 kat riskli şekilde çalışmalarına rağmen yeterince korunmaması sonrasında çok sayıda sağlık çalışanı hasta oldu ve 385 sağlık çalışanını bu süreçte kaybettik. Yeterli koruyucu ekipman ya hiç verilmedi ya da verilenler çok niteliksizdi. Bu ekipmanları kullanırken hastalanan sağlık çalışanları oldu. Ailelerine bulaştırma korkusuyla sağlık çalışanları evlerinden uzak kaldı. Covid-19 hastalığı tüm taleplere rağmen, meslek hastalığı sayılmadı. Herhalde en üzücü durumlardan biri de, milletvekillerine ve futbolculara her hafta test yapılırken sağlık çalışanlarına düzenli bir test taraması yapılmadı” diye konuştu.

HASTANELER YETERSİZ KALDI

Manisa’da 1 yıllık pandemi sürecinin genel olarak Türkiye ortalamasında geçirdiğini ancak dönem dönem vaka sayılarında büyük artışların yaşandığını belirten Manisa Tabip Odası Başkanı Dr. Şahut Duran, “Mart ayından Haziran ayına kadar Manisa’da vakalar ortalama sayıdaydı. 1 Haziran itibariyle başlayan normalleşme sürecinden sonra pozitif vakalar pik yaptı, Temmuz ayından sonra iyice yükseldi. Özellikle Ağustos ayıyla beraber bayram tatilinin ardından, organize sanayi bölgesinde çalışan işçiler arasında pozitif vakalar çok ciddi şekilde yayılım gösterdi. Açıklanan önlemler fabrikaların çoğunda yetersiz kaldı. Bu sürede vaka sayıları günlük 5 bin civarına kadar yükseldi Manisa’da kişi başına düşen yatak sayısı ortalamanın üzerinde olmasına rağmen hastaneler yetersiz kaldı. Hastanelerin kullanılmayan alanları yoğun bakıma çevrilmeye çalışıldı. Solunum cihazlarında eksiklik yaşandı. O dönem ölüm sayılarında da çok ciddi bir artış yaşandı. Ambulanslar hiç durmadan hasta getirdi ve yoğun bakıma yetişemeden ölenler oldu” diye konuştu.

SES Aydın Şubesi Kadın Sekreteri Hale Dalkıran ise, “Aydın’da Mart ayından Haziran ayına kadar aslında çok ciddi bir vaka sayısı yoktu. 1 Haziran’da başlayan yeni normalleşme süreciyle beraber Aydın’da vaka sayıları artmaya başladı. Özellikle turizm sezonunun başlamasıyla sahil kesimindeki ilçelerde Kuşadası ve Didim’den çok yoğun pozitif vakalar Aydın merkeze gelmeye başladı. Eylül ayında da salgın tam anlamıyla pik yaptı. Bu süreçte çok fazla arkadaşımız hastalandı. Evlerindeki ailelerine virüs bulaştıranlar oldu. Hastanede, yoğun bakımda aileleriyle beraber yatan arkadaşlarımız oldu. 1 yıl boyunca hepimiz, bütün sağlık çalışanları çok yıprandık. Tüm Türkiye’de olduğu gibi pandemiyi hastane içinde bile yönetemediler. 24 saatlik nöbet süresinde 3 farklı serviste çalışan arkadaşlarımız bile oldu. Hem hastaları hem de sağlık çalışanlarını riske attılar. İl Sağlık Müdürlüğünde ‘Bize hastalardan mı kaptığınızı sanıyorsunuz, siz iç içe beraber oturuyorsunuz öyle kapıyorsunuz’ dendi. Bu bizi çok üzdü. Faturayı yine sağlık çalışanlarına kestiler. Pandemi boyunca Aydın’da 5 arkadaşımız hayatını kaybetti. Aydın Tabip Odası Başkanı Esat Ülkü ve bir eczacı arkadaşımız dışındaki diğer 3 arkadaşımız gençti ve kronik hastalıkları yoktu” dedi.

SALGINDA BAŞA DÖNDÜK

Geçtiğimiz yıl Mart ayından sonra alınan bir takım tedbirlerle Haziran’a kadar azda olsa sonuç alındığını söyleyen Muğla Tabip Odası Başkanı Dr. Cafer Şahin de, “1 Haziran’dan itibaren turizm sektörü hareketlensin diye kısıtlamalar azaltıldığında müthiş bir şekilde sayılar artmaya başladı. Özellikle turizm bölgelerinde artmaya başladı. Muğla’da vaka sayıları neredeyse 10 katına kadar çıktı. Daha sonra alınan yeni kısıtlamalarla vaka sayıları azaldı. 1 ay önce yine bir sönümlenme dönemine girdik. Muğla’da 9-10 olan yoğun bakım ünitemiz 1’e kadar düştü. Ama şimdi tepeden başlatılan ve hiçbir bilimsel dayanağı olmayan yeni normalleşme süreciyle vakalar tekrar artmaya başladı. Yoğun bakım ünitesi sayımız tekrar 3’e çıktı. Bu normalleşme devam ederse korkarım 2 hafta sonrasında vaka sayılarında yeniden pik yaşanacak. Muğla şu anda turuncu ama her an kırmızı olabilir. Olay maske, mesafe ve temizliğe indirgendi. Bu tamda ilkel bir düzenin yönetimidir. Salgında resmen en başa geçtiğimiz yıla geri döndük. Tek başına insanlara sorumluluk atılarak çözülecek bir durum değil. İlerleyen günlerde bizi daha problemli günler bekliyor” diye konuştu.