Öğretmen sanıp oturuşunu beğenmeyip azarladığı kişinin gazeteci çıkması, Konya valisine gösterilen, gösterilmesi gereken tepkinin hafifletilmesine neden olmamalı.

İnsanların, katılımın zorunlu olmadığı salon toplantılarındaki tavır ve davranışları etiğin konusudur. Öğretmen, gazeteci veya sivil biri için ayrı ayrı davranış kalıpları yok. Davranışlarını uygun bulmadığımız kişilerin dedikodusunu yapar geçeriz. Bu kişi öğretmen olsa bile… Fakat ahlaki yargıya tabi bir konu kahvehane ağzıyla değerlendirilemez.

Konya valisi, öğretmen olduğunu düşündüğü kişinin oturuş biçimini ahlaki açıdan mı uygun bulmadı? Emin değilim. Üslubundan, ahlaki değerlendirme yapmadığı, ahlaki sorgulama yapacak durumda olmadığı, karşısındaki kişinin otoritesini hafife alıyor olmasına tepki verdiği anlaşılıyor. “Sen öğretmen misin birader?” sorusu otoritesini tesis edeceği bir muhatap arayışında olduğunu gösteriyor.

24 Kasım, herkesin öğretmenini arayıp saygısını dile getirdiği, çiçek sunup elini öptüğü, cumhurbaşkanının bile “öğretmenim” dediği bir gündü. Yani o gün öğretmen, “şehit” babası kadar özerkti! Vali, sana ve mesleğine saygı gösterdiğimizi söylüyoruz ama sen de bunu sahi sanma dercesine bir günlüğüne verilmiş statünün makamına denk olmadığını göstermek istedi. Gazeteci gencin ‘hayır öğretmen değilim’ demesine fırsat vermeden verip veriştirmesinden de anlıyoruz ki hedefindeki öğretmenlerdi.

Milli Eğitim Bakanı tavrını belirtmek zorundadır

Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “ŞİDDET SIFIR ÖĞRETMEN PEKİYİ” yazılı bir görseli “Okullarda yaşanan şiddet olayları okul ortamını, öğrenci ve öğretmen motivasyonunu olumsuz olarak etkilemektedir. Eğitimciye yönelen şiddetin son bulması için konuyu bizzat takip ediyor ve toplumumuzdan bu konuda sonsuz destek bekliyorum” mesajıyla twitter hesabına sabitledi.

Bu sözlerin bir anlamı olmalı.

Yazdığı gibi kendisi takip ediyorsa valinin görüntüleri ortada, bizi toplumdan sayıp desteğimizi bekliyorsa işte anımsatıyoruz.

Konya Valisi Cüneyit Orhan Toprak, açıkça öğretmenleri hedef almış, bir kişinin oturma biçimini bahane ederek öğretmenlere hakaret etmiştir. Bu, sözlü şiddettir.

Her fırsatta öğretmen olduğunu söyleyen, daha birkaç gün önce “Şiddete maruz kalan çalışanlarımıza bakanlığımızca hukuki destek sağlanacak” açıklaması yapan bakan, valinin şiddeti karşısında susamaz.

Ziya Selçuk, elimden ne gelir ki diyorsa konuşmalı, konuşamıyorsa çekip gitmelidir. Aksi halde suskunluğu, valinin tavrını onayladığı anlamına gelir. Bunun başka izahı yok.