TÜSİAD ve ERG'nin hazırladığı rapora göre yüz binlerce çocuğun okulu terk edebileceği öngörülürken yoksullar için eğitim bir ayrıcalık haline getirildi.

Eğitim bir ayrıcalık haline geldi

VOLKAN ATEŞ

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Eğitim Reformu Girişimi (ERG) işbirliğiyle ‘Covid-19 etkisinde Türkiye’de eğitim’ başlıklı bir rapor hazırladı. Rapor hazırlanırken INICEF ve ILO gibi uluslarararası kuruluşların da arasında olduğu birçok çalışmadan yararlanıldı. Raporda ülkedeki eğitimin salgından nasıl etkilendiğine dair çarpıcı bilgiler yer aldı. Salgının sağlıktan ekonomiye, eğitimden gıdaya birçok alana olumsuz etkisi olduğu aktarılan raporda 7,7 milyonu kız öğrenci olmak üzere toplam 16 milyon çocuğun dünya genelinde okulu bırakabileceği ya da eğitime erişemeyebileceği belirtildi.

Salgın sürecinde dijital uçurumun derinleşmesine de değinilen raporda şu ifadeler kullanıldı: “MEB’in yürüttüğü bir araştırmaya göre, Türkiye’de okul çağındaki çocukların bulunduğu yoksul hanelerde cihazlara ve internete erişim oranı yüzde 39’dur. Bu oran, çok çocuklu yoksul hanelerde daha düşüktür. İnternete ve cihazlara erişim olsa bile bu, uzaktan eğitim sürecinde paylaşılan içeriklere erişildiği anlamına gelmiyor. İnternete, bilgisayara, mobil telefonlara, kitaplara erişimi sınırlı olan ya da hiç olamayan öğrenciler oldu.”

Salgın sürecinin okul terkini artıracağının öngörüldüğü rapor şöyle devam etti: “Türkiye’de yaklaşık 160 bin öğrencinin okulu terk etme riski bulunuyor. 2020’de tüm dünyada 160 milyon olan çocuk işçi sayısının 2022 yılının sonuna kadar 8,9 milyon artacağı öngörülüyor. Farklı sosyoekonomik dilimde yer alan öğrenciler arasında salgın öncesinde iki yıllık eğitime eşdeğer olan farkın salgın nedeniyle yüzde 9 oranında artabileceği öngörülüyor.”

“Salgın süreci, okulun çocuk koruma sistemindeki yerini ve önemini de belirginleştirdi” denilen raporda şunlar aktarıldı: “Okullar yalnızca akademik ya da sosyalleşmenin alanı değildir, çocuk koruma sisteminin de önemli bir parçasıdır. Okulların öğrencilere sunduğu beslenme, sağlık takibi, ihmal ve istismarın tespit edilmesi ve müdahalesi gibi destek mekanizmaları uzaktan eğitime geçilmesiyle aniden ortadan kalktı. 199 ülke ve bölgeden 370 milyon çocuk COVID-19 nedeniyle okul yemeğinden mahrum kaldı. Okula gitmeyen ve/veya gidemeyen çocuklarda çocuk evliliği, çocuk işçiliği ve çocuk gebelikleri risklerinin artması ve yaşam boyu kazanım potansiyellerinin büyük oranda düşmesi de bekleniyor.”

Öğretmenlerin de salgın sürecinden çeşitli açılardan etkilendiği aktarılan rapor şöyle devam etti: “Bu dönemde hem kendi hayatlarını sürdürmek hem de sorumlu oldukları çocukların eğitim hakkını korumakla yükümlüydüler. İş temposunun çok artmasından olumsuz etkilendiler. Yapılan araştırmalar salgının öğretmenlere olan etkileri arasında psikolojik olanların öne çıktığına işaret ediyor.”