Kapitalizmin yarattığı eşitsizlik pandemiyle daha da katlandı. Dünya genelinde 1 milyarı aşkın çocuk okulundan uzak kaldı. Yüz binlerce çocuk işçinin bulunduğu ülkede 160 bin öğrenci eğitimi terk edebilir.

Eğitim de sermayenin kurbanı

Mustafa KÖMÜŞ

Neo-liberal en çok zarar verdiği alanlardan biri de eğitim. Son dönemde hem dünyada hem de ülkede eğitimin ticarileşmesi ve adeta bir sektör haline gelmesi, en çok yoksulların çocuklarını etkiledi. Piyasa düzenine ait bir kavram olan ‘fırsat eşitliği’nin eğitimde bu kadar çok tartışılıyor olması bile durumu özetler nitelikte.

Dünya genelinde tablo o kadar vahim bir hale geldi ki, zenginlerin istediği eğitimi alabildiği yoksulların ise bundan tamamen uzak kaldığı bir düzen oluştu. Hatta bazı ülkelerde parası olmayanın üniversitede dahi okuyamadığı bir durum ‘normal’leşti. Kimi ulusal kimi de uluslararası raporlar, pandemi sürecinde eğitimdeki eşitsizliğin derinleştiğini verilerle ortaya koydu.

ERİŞİM ZORLAŞIYOR

John Hopkins Üniversitesi’nin Birleşmiş Milletler (BM) ve Dünya Bankası verilerini baz alarak yaptığı araştırmaya göre, hâlâ en az 90 ülkede eğitime devam edilemiyor. Rapora göre uzaktan eğitim gören öğrenci sayısı 800 milyondan fazla. Dünya Bankası Küresel Eğitim Direktörü Jaime Saavedra pandemi öncesinde eğitime ulaşımın, orta ve düşük gelirli ülkelerde yüzde 53 olduğunu, pandemiyle birlikte bu sayının artarak yüzde 63 oranında arttığına dikkat çekiyor.
BM Genel Sekreteri Guterres ise geçen yıl ağustos ayında yaptığı açıklamada, 1 milyar öğrencinin, okullarının kapatılmasıyla eğitimden uzak kaldığına dikkat çekmişti. Yine BM tarafından yayımlanan başka bir rapora göre, dünyada yaklaşık 463 milyon çocuğun uzaktan eğitim için gerekli ekipmana veya elektronik cihazlara erişimi yok. Söz konusu raporda, çocukların uzaktan eğitime erişimindeki coğrafi farklılıklara vurgu yapılıyor. Avrupa ülkelerindeki çocukların Afrika veya Asya’nın bazı bölgelerine göre daha az etkilendiği, raporda yer alan detaylardan sadece biri. Dünyanın dört bir yanındaki uzaktan eğitime erişemeyen öğrencilerin 67 milyonu Doğu ve Güney Afrika’da, 54 milyonu Batı ve Orta Afrika’da, 80 milyonu Pasifik ve Doğu Asya’da, 37 milyonu ise Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da.

UNESCO verilerine göre, 9,8 milyon öğrenci yükseköğretim kurumlarının kapanması nedeniyle üniversite eğitimine erişmekte sorun yaşadı.

Save the Children isimi yardım örgütü tarafından temmuzda yayımlanan raporda, eğitimde daha önce görülmemiş bir “acil durum”la karşı karşıya olunduğu, 10 milyon çocuğun eğitim hayatlarına geri dönememe riski bulunduğu bildirildi. Krizin yol açacağı ekonomik kötüleşmenin 90 ila 117 milyon çocuğu daha yoksulluğa itebileceği de belirtildi.

ÜLKEDE DE DURUM AYNI

Ülkede de durum bundan çok da farklı değil. Özellikle yoksul aileler bu dönemde eğitime bir hayli ‘uzak’ kaldı. Ayrıca uzaktan eğitime bağlananların büyük bir kısmı da yalnızca cep telefonundan bağlanabildi. Zaten var olan eşitsizliklerin bu dönemde katlanarak arttığı gözler önüne serildi. MEB’in yayımladığı son verilere göre, 4 milyonu aşkın öğrenci uzaktan eğitimi kullanamadı. 18 milyon 241 bin 881 öğrencinin 13 milyon 994 bin 221’i EBA’dan aktif bir şekilde faydalandı. Öğrencilerin yüzde 9’u EBA’ya tabletten erişim sağladı. EBA için bilgisayar kullanan öğrencilerin oranı da yüzde 30 ile düşük oranda kalırken yüzde 61’i, EBA’ya cep telefonu ile bağlandı.

5 GENÇTEN BİRİ KAYIP

TÜİK’in yayımladığı son istatistiklere göre 2020 Kasım ayında lise çağında olan 6 milyona yakın gencin önemli bir kısmı eğitimden uzakta. Verilere göre, 5 milyon 954 bin gencin 3 milyon 759 bini sadece eğitimde yer alıyor. 587 bin genç ise hem okuyor hem de çalışıyor. Sadece çalışanların sayısı ise 518 bin. 1 milyon 90 bin genç ise çalışmıyor hem de eğitimde yer almıyor. Yine TÜİK’in verilerine göre eğitime zenginler daha fazla bütçe ayırıyor. Buna göre en zengin yüzde 20’lik kesin bütçesinin yüzde 4,4’ünü eğitime ayırırken en yoksul yüzde 20’lik kesim ise sadece yüzde 0,9’unu eğitim için harcayabiliyor. En yoksul yüzde 20’lik kesim bütçesinin yüzde 61,9’unu beslenme ve barınmaya ayırırken bu oran en zengin yüzde 20’lik kesimde 35,6 oldu.

720 BİN ÇOCUK İŞÇİ

TÜİK’in geçen yıl yayımladığı 2019 çocuk işgücü anketi sonuçları da oldukça vahim. 5-17 yaş arasındakiler içinde çocuk işçilerin sayısı 720 bin oldu. Bu çocukların yüzde 1,3’ü çalıştığı işyerinde yaralanma veya sakatlanma yaşadı. TÜİK’in bu ay yayımladığı istatistiklerle çocuk raporunda ise 15-17 yaş grubundaki çocukların çalıştırılma oranı yüzde 16,2 oldu. Üstelik özel okullar velilerden aldıkları ücretleri iade etmezken öğretmenleri de mağdur etti. Öte yandan Türk Eğitim Derneği’nin düşünce kuruluşu olan Tedmem’in 2020 yılına ait değerlendirme raporunda çok çarpıcı veriler yer aldı. Rapora göre 2019-2020 eğitim öğretim yılında 6-17 yaş aralığında yaklaşık 710 bin çocuk okul dışında kaldı. Yine raporda temel eğitim ve ortaöğretimin toplamında yaklaşık 160 bin öğrencinin okulu terk etme riski bulunduğu ifade edildi.