Yaz geldi, tadilat dönemi başladı.

Geçenlerde İslami kesimden bir televizyon programında tarihin tadilatından, yeniden yazımından söz ediliyordu. Yaz geldi, evi boyayalım, der gibi.

Aslında hepimizin gözü önünde tadilat çoktan başladı. Yaz mevsiminin buna bir etkisi yok.

Daha önce Hal Yasası gibi aklımızın öbür ucunda gibi duran bir uzaklıktaki alanın “tadilatını” yazmıştım. Yani, soğan –sarmısak ticareti bile neo-liberal dizaynın merkezinde  yer almıştı. Gözden uzak gibi görünen haller bile tadilat alanı dışında kalmamıştı.
 
Şimdi, taze bir örnekle karşı karşıyayız; İstanbul’da çalışan anne- babalar için oluşturulan bir ilköğretim okulu türü vardı; eski adı pansiyonlu ilkokullar. Değiştirilen adı Etüd- Beslenmeli okullar. Bu okullarda, anne babaları çalışan çocuklar öğrenim görüyordu. Tam gün eğitim yapılıyor, çocuklara öğle yemeği, ikindi kahvaltısı veriliyor, ders sonrasında da iki saat etüd yaptırılıyordu.

Şimdi bu okullar kaldırıldı. Birden bire. Diğer okulların uygulaması içine alındı. Görünüş itibariyle demokratik standardizasyon denebilir. Ama yok öyle bir şey.
 
Bu uygulamanın olası sonuçlarından birisi, kadının çocuğa bakması için eve kapatılmasıdır. Yarım-gün okula giden çocuğu bakacak birisi gerekli çünkü.  Evde yaşlı bir kadın yoksa, çocuğa anne bakacak. Belki bu arada bir çocuk daha doğurur!

Başka bir seçenek; çocuğu özel okula verme zorunluluğu doğacak. Dahası, yarım günün idamesi için çocuğun kimi “ağabeylere-ablalara” teslim edilmesi de akla yakın.

Olasılıkları, varsayımları uzatmak olası. Ama bir tek etken var bu uygulamanın sona erdirilmesinde; iktidarın eğitim tasarımına aykırı bir yöntem!  Bu yetiyor. Çünkü eğitim üretim için değil, hele hele eğitim devrim için hiç değil.  Eğitim iktidar için. Tiyatro örneğinde gördük; sanat, kültür de iktidar için. Her şey tadilata tabi çünkü.  İktidar  egemen  ve etkin olmadığı alanı yok ediyor, tasfiyeye sokuyor.

Bu süreçte, etüd-beslenmeli ilköğretim okullar, haller ve  tiyatrolar  aynı zamanda  ve aynı sahnede var yer alan örnekler. Hepsi de iktidar sahnesinde. İktidarın binlerce suflörü, yazılı ve görsel medyadan bas bas bağırıyor, oyunculardan önce suflörlerin sözlerini duyuyoruz.

Yaz geldi tadilat mevsimi. Buyurun iktidar sahnesinin matematiğine; elmalar, armutlar halden getirilip toplama işlemine tabi tutulmakta.  Kim demiş elmalarla armutlar toplanmaz diye? Ampulün aydınlattığı sahnede oluyor bu işler.

Haftanın dizesi; “sabahların aklını geceler getirir” (Salih Aydemir, odaların şarkısı-III, Varlık, Haziran 2012)