Eğitim-Sen İzmir Şubeleri: "Eğitim hakkı, cinsiyet eşitliği ile güçlenir"
Eğitim-Sen İzmir Şubeleri, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dersi’ ile ilgili sözlerine yönelik basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, “Eğitim Sen, bütün çarpıtma, suçlama ve tehditlere karşı toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini sürdürmeye devam edecektir” denildi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası tarafından planlanan ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dersi’ ile ilgili eğitimlerin toplumsal değerlerle çatıştığını ve disiplin soruşturması gerektireceğini belirten açıklamalarına, Eğitim-Sen İzmir Şubeleri basın açıklamasıyla tepki gösterdi. İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde gerçekleştirilen basın açıklamasını Eğitim Sen İzmir 5 No’lu Şube Başkanı Savaş Candemir okudu.
Eğitim Sen olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini, yalnızca akademik bir kavram olarak değil, uluslararası insan hakları sözleşmeleri ve demokratik eğitim anlayışının ayrılmaz bir parçası olarak gördüklerini belirten Candemir, “UNESCO, Avrupa Konseyi ve birçok uluslararası eğitim kurumu, eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını temel bir gereklilik olarak kabul etmektedir. Ancak MEB, bugünkü açıklaması ile toplumsal cinsiyet eşitliğini ‘zararlı’ veya ‘tehdit’ olarak göstermeye çalışarak, bilimsel bilgiye dayanmayan bir yaklaşım sergilemektedir” diye konuştu.
ETCEP HATIRLATILDI
MEB’in, Eğitim Sen’in önerdiği toplumsal cinsiyet eşitliği derslerine karşı geliştirdiği tehdit ve çarpıtma dolu ifadeler, kadın-erkek eşitliğini hedef alan ve geleneksel cinsiyet rollerini mutlaklaştıran bir bakış açısına dayandığına dikkat çeken Candemir, "Yandaş sendikalarıyla, ittifak içerisinde oldukları dini tarikat ve cemaatlerle önce çocuklarımız, sonrasında da toplumsal yaşamın her alanı gericileştirme politikalarının hedefindedir. MEB’e 2014-2016 yılları arasında yürüttükleri Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi’ni (ETCEP) hatırlatmak isteriz. Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın ve erkekler ile kız ve erkek çocukların haklar ve fırsatlardan tam ve eşit bir biçimde yararlanmaları ve sorumlulukları eşit olarak bölüşmeleri olarak tanımlanabilir” dedi.
BİLİMSEL, LAİK VE DEMOKRATİK EĞİTİM
Eğitim Sen’in toplumsal cinsiyet eşitliği dersine sahip çıkması, MEB’in iddia ettiği gibi “ideolojik” değil, tam tersine bilimsel ve pedagojik bir gereklilik olduğunu savunan Candemir, “Çünkü demokratik ve çağdaş bir toplum, bireylerin cinsiyetlerinden bağımsız olarak eşit haklara sahip olduğu bir eğitim sistemini zorunlu kılmaktadır. Eğitim Sen, her koşulda bilimsel, laik ve demokratik eğitimi savunmaya devam edecektir. MEB’in suçlayıcı dili ve toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef alan politikaları, toplum tarafından asla kabul edilmeyecektir” ifadelerini kullandı.
MÜCADELEYE DEVAM
MEB’in bu gerici ve baskıcı tutumuna karşı durmak, tüm eğitim emekçilerinin ve demokratik kitle örgütlerinin sorumluluğu olduğunu ifade eden Candemir, “Eğitim hakkı, cinsiyet eşitliği ile güçlenir; özgür ve adil bir toplumun temelini ancak eşitlikçi bir eğitim anlayışı oluşturur. Eğitim Sen, bütün çarpıtma, suçlama ve tehditlere karşı toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini sürdürmeye devam edecektir. Laik, bilimsel eğitimi, demokrasiyi, toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef alan, haklarımızı yok sayan, eşitsizliği derinleştirmek isteyenlerin karşısında bulunduğumuz her alanda direnmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
NE OLMUŞTU?
Eğitim Sen, okullarda toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dikkat çekmek amacıyla “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” dersi vermeyi planlamıştı. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı, müfredat dışı ders yapılamayacağını belirterek sendikanın bu girişimini engelledi. Bakan Yusuf Tekin, Eğitim Sen’in planladığı dersin, "müfredat dışı ders" olması nedeniyle suç teşkil ettiğini ve konuyu yargıya taşıyacaklarını açıkladı.
Bakan Tekin, bu tür bir dersin toplumsal değerlerle çeliştiğini belirterek, “Bu, toplumun temel referans değerleriyle asla örtüşmeyen kışkırtıcı bir eylem” ifadesini kullandı. Eğitim Sen’in toplumsal cinsiyet eşitliği dersini “disiplin suçu” olarak değerlendiren Bakan Tekin, dersin yapılması durumunda gerekli disiplin işlemlerinin uygulanacağını söyledi.