LGS ve YKS sonuçları eğitimdeki sorunları gözler önüne serdi. Eğitimden kimse memnun değil ancak çözüm için herhangi bir adım da atılmıyor

Eğitimde bu noktaya neden ve nasıl geldik?

MUSTAFA KÖMÜŞ mustafa.k@birgun.net

Liselere Geçiş Sınavı (LGS) yerleştirme sonuçları ve Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) bir hafta boyunca eğitimin tartışılmasına neden oldu. LGS sonucunda binlerce öğrencinin açıkta kalması ile başlayan tartışma YKS sonuçlarında ortalamaların düşük olması ve sıfır çeken sayısının yüksek olmasıyla devam etti.

Ülkenin gündeminden bir türlü düşmeyen eğitim sisteminde aksayan birçok nokta var. İlköğretim ve lisede öğretmenlerden üniversitede akademisyene kadar işleyişten kimse memnun değil. Bu sebeple sürekli tartışılan ama çözüm konusunda bir adım atılmayan bu sorunlardan öne çıkanları derledik.

Öğretmen sayısı yeterli değil
Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen atamalarıyla sık sık övünse de hâlâ öğretmen sayısı yetersiz. Birçok okulda sınıf veya branş öğretmenleri yerine ücretli öğretmenler giriyor. Bazılarında ise öğretmen bulunamıyor ve boş geçen dersler bulunuyor.

Ataması yapılmayan öğretmenler
Eğitimin öğretmenler açısından en büyük sorunu atanmamak. Boş geçen veya ücretlilerin girdiği dersler varken, ataması yapılmayan yarım milyon öğretmen bulunuyor. İki hafta önce gerçekleşen KPSS’ye 400 bini aşkın öğretmen adayı girerken MEB yalnızca 20 bin öğretmen atanacağını açıkladı.

Sözleşmeli öğretmenlik
Öğretmenler atansa dahi kadrolu olarak göreve başlayamıyor. Bununla birlikte göreve başladıkları yerde sözleşmeli olarak 4, eğer kadroya geçebilirlerse de 2 yıl daha kalmak zorundalar. Bu eş durumu tayin hakkı da verilmiyor. Bundan dolayı yaşanan birçok sıkıntı olmasına rağmen bir düzeltme de yapılmıyor. Geçen günlerde yaşanan üst üste birkaç sağlık vakası nedeniyle sağlık durumundan tayin hakkı ise yeni verildi.

İmam hatipleştirme
4+4+4 sistemine geçilmesinin ardından iktidar tarafından başlatılan imam hatipleştirme gayreti de eğitimde sorunlar yaşanmasına neden oldu. İmam hatip ortaokullarında ve imam hatip lisesinde okuyan öğrenciler diğer liselere oranla başarısız oldu.

Öte yandan iktidar tarafından imam hatipler özendirildi fakat yine de yeteri kadar öğrenciyi çekemedi. Son LGS yerleştirme sonuçları da imam hatiplerin toplum tarafından istenmediği yorumlarına sebep oldu.

Vakıflarla protokoller
Yine 4+4+4 sistemiyle birlikte MEB’e vakıflarla protokol yapma hakkı tanındı. Bu protokollerle TÜRGEV, TÜGVA, İlim Yayma Cemiyeti ve Ensar Vakfı gibi birçok iktidara yakın veya İslamcı vakıf okullara girdi. Bu vakıflar yaptıkları çalışmalarla Erdoğan’ın istediği ‘dindar nesil’ için çaba harcadı.

Yandaş atamalar
Okul müdürleri ağırlıklı olarak AKP yandaşı Eğitim Bir Sen üyesi arasından seçildi. Liyakatli yöneticilerin yerini yandaş yöneticiler aldı. Aynı şey üniversitede de uygulandı. Rektörler iktidara yakın isimler arasından atandı. 16 Nisan Referandumu’nda birçok rektör ‘Evet’ için çalışma gerçekleştirdi.

Üniversiteler bölündü
AKP tarafından geçen yasama döneminde çıkarılan bir yasa ile İstanbul ve Gazi Üniversitesi gibi köklü üniversitelerin de içinde yer aldığı birçok üniversite bölündü.

Akademi memnun değil
Akademide de Erdoğan’ın talimatıyla değişiklik yapıldı. ‘Yardımcı Doçentlik’ uygulaması kaldırılarak yerine ‘Doktor Öğretim Üyeliği’ getirildi. Bu değişiklikler akademiyi memnun etmedi. Öğretim Elemanları Sendikası’nın yaptığı ankette akademinin yüzde 92’sinin bu değişikliklerden memnun olmadığı ortaya çıktı.