Eğitimde derin kriz kapıda: Öğrenciden 2 asgari ücret çalındı
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, her alanda olduğu gibi eğitim alanında da krize kapı araladı. 2018'de öğrenci başına altı asgari ücret harcanırken 2023 yılı sonunda bu oran dört asgari ücrete kadar geriledi.
Mustafa Bildircin
mustafamertbildircin@birgun.netTÜİK'in eğitim harcamalarına yönelik istatistikleri, eğitim harcamalarındaki fahiş artışı ortaya koydu. 2018-2023 dönemindeki eğitim harcamalarına mercek tutan CHP Milletvekili Ahmet Baran Yazgan, “Pembe tablonun arkasında kriz var. Eğitimde derin kriz geliyor” uyarısında bulundu.
Yazgan, eğitim harcamalarına ilişkin 2018-2023 yıllarını kapsayan çalışmasının detaylarını paylaştı. Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtiği 2018 yılı itibarıyla eğitim harcamalarında yaşanan artışın, somut bir karşılığı olmadığı kaydedildi.
ÇARPICI ARTIŞ
TÜİK'in verilerine göre, 2018'de 214 milyar 637 milyon TL olan eğitim harcamaları 2019’da 259 milyar 220 milyon TL, 2020’de 270 milyar 321 milyon TL, 2021’de 344 milyar 341 milyon TL ve 2022’de 587 milyar 438 milyon TL olarak gerçekleşti.
Eğitim harcamalarında 2023 yılında ise çarpıcı artış kaydedildi. Buna göre, 2022’de 587,4 milyar TL olan eğitim harcamaları, 2023 yılında yüzde 92,5’lik artış ile 1 trilyon 130 milyar 844 milyon TL'ye ulaştı.
KARŞILIĞI YOK
Harcama tutarı artarken eğitim harcamalarının gayri safi yurtiçi hasıla içindeki payı ise düştü. 2018’de yüzde 5,8 olan eğitim harcamalarının gayri safi yurtiçi hasıla içindeki oranının, 2023’te yüzde 4,3’e kadar gerilediği öğrenildi. Yalnızca devletin eğitim harcamasının GSYH içindeki payı ise 2018’de yüzde 4,3 iken 2023’te yüzde 3,6’ya kadar indi.
Öğrenci başına yapılan ve 2018’de 9 bin 790 olan eğitim harcaması 2023 itibarıyla 49 bin 45 TL oldu. 2018’de öğrenci başına altı asgari ücret harcanırken öğrenci başına harcanan asgari ücret 2023’te ise dört olarak hesaplandı. Verileri değerlendiren CHP’li Yazgan, “İktidar, öğrencilerden 2 asgari ücret çaldı” dedi.
PUDRALI KRİZ
TÜİK’in verilerinin tek başına bir, “Pembe tablo” gibi durduğunu ancak gerçekliği olmadığını söyleyen Yazgan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Pembe tablonun arkasında kriz var. Verilere tek başına değil, bir bütün olarak baktığımızda eğitimde yaşanan derin krizi görebiliyoruz. Devletin eğitime rakamsal olarak daha fazla harcama yapması, eğitime daha fazla önem verilmesinden değil, ekonomik krizin giderek derinleşmesi ve yurttaşlarımızın artık eğitim için harcama yapamamasından kaynaklanıyor. İnsanlar kiralarını zor öderken, evlerine bir ekmeği zor alırken eğitim harcaması yapmasını beklemek imkânsız. Rakamların artmasının sebebi ekonomik kriz, enflasyon ve Türk lirasının döviz karşısında değer kaybetmesidir. Eğitim harcamaların GSYH'ye oranı gittikçe düşüyor.
Öğrenci başına yapılan harcama rakamsal olarak artsa da asgari ücretle kıyasladığımızda harcamanın azaldığını görüyoruz. Özel okul fiyatlarının artmasıyla veliler, çocuklarını özel okuldan almaya başladı. Bu da devletin finanse ettiği eğitim harcamalarının rakamsal olarak artmasına neden oldu. Eğitimde daha da artacak bir krize neden oluyorsunuz. Daha fazla zaman kaybetmeksizin çağdaş, bilimsel, laik, ulusal, kamusal, parasız ve karma eğitim politikasına geçmek zorundayız.”