Milli Eğitim Bakanı Özer’in bütçe konuşması, eğitim politikalarının piyasaya göre düzenlendiğini bir kez daha ortaya koydu. Özer’e tepki gösteren muhalefet ise, “Sermayeye değil eğitime bütçe ayırın” dedi.

Eğitimde piyasacılığa tepki

Mustafa BİLDİRCİN

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı sunum, eğitim politikalarının sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda düzenlendiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Özer’in bütçe konuşmasında öğrenciler arasındaki eşitsizliklerin giderilmesi, öğretmen açığının kapatılması, ikili eğitim sorunun çözülmesi ve 3600 ek gösterge gibi konulara değinilmedi. Konuşmanın omurgasını, mesleki eğitim ile sermayenin işbirliğine yönelik politikalar oluşturdu.


EĞİTİMDE ÇOK GERİDEYİZ

Bakan Özer’in eğitimdeki temel sorunlara değinmemesine tepki gösteren HDP Milletvekili Garo Paylan, “Sizi dinleyen, eğitim bakanı mısınız yoksa ekonomi bakanı mısınız diye şaşırabilir” dedi. Özer’in eğitimden çok, kalkınmadan ve sanayiden bahsettiğini dile getiren Paylan, şu ifadeleri kullandı: “İşgücünü etkin bir şekilde sermayenin hizmetine sunmaktan bahsettiniz. Geldiğimiz noktaya bakalım. Her şeye para gözüyle bakıyorsanız, buyurun bunun sonuçlarını inceleyelim. Türkiye’deki üç çocuğumuzdan biri işsiz, iş bulanlar 2 bin 825 TL’ye çalışıyor. Siz de ‘Sermayeye işgücü yaratma’ hedefiyle çocukları 250 avroya sermayenin hizmetine sunmaktan bahsediyorsunuz.”

CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık ise Türkiye’deki eğitim sisteminin kanayan yarası taşımalı eğitimi gündeme getirdi. Karabıyık, 2020-2021 eğitim öğretim döneminde toplam 1 milyon 172 bin 646 öğrencinin taşımalı eğitim yoluyla eğitime erişebildiğine dikkati çekti. Covid-19 salgınına karşın resmi okullardaki öğretmen sayısının 2019 yılına göre 2020 yılında yalnızca 7 bin 154 arttığının altını çizen Karabıyık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Salgın sürecine rağmen artış oranı ihtiyacı karşılamaktan çok uzakta kalmıştır. Geleceğimizi yetiştiren öğretmenler, yoksulluk sınırının yarısından az maaş alıyor ve ailelerinin ve kendilerinin temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta güçlük çekiyor.”

ASLAN PAYI KUŞA DÖNDÜ

2018 yılında yüzde 12,1 olan MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçesinin toplamına oranı 2019, 2020, 2021 ve 2022 yıllarında sırasıyla yüzde 11,8, yüzde 11,4, yüzde 10,9 ve yüzde 10,8’e geriledi. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına yüzde 17,18 pay ayrılırken bu pay 2020 itibarıyla yüzde 4,65’e kadar düştü. MEB’in bütçe teklifine göre, 2022 yılında eğitim yatırımları için ayrılması planlanan pay, yüzde 8,05 olarak hesaplandı.