16 yıllık AKP iktidarları döneminde ortaöğretime geçişte 6 kez, üniversiteye geçişte 3 kez sınav sistemi değişikliği yapıldı. Her değişiklikte öğrenciler ve veliler yeni bir belirsizliğin içine sürüklenirken, AKP’nin toplumsal mühendislik çalışması da bir adım ileriye taşındı

Eğitimdeki çöküşe artık TAMAM!

Nejla Doğan - Soydan Kavraal - Haziran Hareketi Eğitim Komisyonu

24 Haziran seçimleri, özellikle çocuklarımızın geleceği açısından tarihsel bir önem taşıyor. AKP iktidarının 18 milyon öğrenci, bir milyona yakın öğretmen ve milyonlarca ailenin taleplerini yok sayarak, her yönüyle yapboza dönüştürdüğü eğitim sistemi artık alarm veriyor. Siyasal İslamcı politikalarla piyasacı uygulamaların iç içe geçtiği AKP rejiminde, en çok okullar tahrip edildi, en çok çocuklarımıza zarar verildi. Bu nedenle 24 Haziran seçimleri aynı zamanda çocuklarımızın geleceğini oylayacağımız seçimlerdir; kendi siyasal hedefleri için çocuklarımızın geleceğini uçuruma sürükleyen iktidara artık TAMAM diyeceğimiz seçimlerdir.

•••

2002’den bu yana, kreşlerden üniversitelere kadar eğitimin her kademesinde hızlı bir özelleştirme süreci yaşandı. AKP öncesinde %2 olan özel okul sayısı, bugün %20’yi aştı. Devlet okulları bizzat MEB eliyle niteliksizleştirilip, temel kırtasiye-temizlik malzemeleri için bile velilerden para toplanırken, özel okullara teşvik verildi. Yoksul çocuklarımız için imam hatip ve meslek lisesi dışında neredeyse seçenek kalmazken, alt ve orta gelirli aileler bile, kredi borcuyla çocuklarını özel okullara göndermek zorunda kaldı. Nitelikli eğitim bir hak olmaktan çıkıp, ayrıcalık haline geldi.

» Devlet okullarına değil özel okullara bütçe ayrılmasına, “paran kadar eğitim” anlayışına artık TAMAM!

» Nitelikli eğitim, anasınıfından üniversiteye kadar tüm kademelerde eşit, adil, parasız olmalı. Nitelikli eğitime ulaşmak için özel okullar bir zorunluluk olmaktan çıkarılmalı.



Dini eğitim, sıbyan mektepleri adı altında kreş çocuklarına kadar indi. Daha 2-3 yaşından itibaren çocuklarımızın zihinleri hurafelerle doldurulup, sağlıklı bir çocukluk ve gelişim yaşamaları engellendi. Kız ve erkek çocuklar farklı sınıflara ayrılıp, cinsiyet rolleri dayatıldı. MEB, çocuklarımızı güvenle gönderebileceğimiz kreşlere bütçe ayırmazken, bu alanı tarikatlara, vakıflara bıraktı. Çocuğunu özel kreşe gönderemeyen aileler, dinci-gerici yapıların açtığı kreşlere mahkûm edildi.

» Özel kreşlere ve sıbyan mekteplerine artık TAMAM!

» Tüm çocuklarımız için parasız kreş hizmeti sağlanmalı. Sıbyan mektepleri kapatılmalı.



Devlet okullarına bütçe ayırmayan MEB, 1 milyon 300 binin üzerinde çocuğumuzu taşımalı eğitime mecbur bıraktı. Taşımalı eğitim nedeniyle 17 bin köy okulu ve birçok yatılı bölge okulu kapatıldı. Çocuklarımız eğitime ulaşabilmek için her gün uzun yollar kat etti, trafik kazası riskiyle karşı karşıya kaldı. Köy okullarının ve yatılı bölge okullarının kapatılması, çocuklarımızın ailelerinden uzakta, güvensiz ortamlarda eğitim alma ve barınmalarına neden oldu. Bedelini, Ensar Vakfı’nda cinsel istismara uğrayan, Aladağ’da tarikat yurdunda yanarak hayatını kaybeden çocuklarımızla ödedik.
» Taşımalı eğitime ve çocuklarımızın dinci-gerici yurtlara terk edilmesine artık TAMAM!

» Anasınıfından ortaöğretimin bitimine kadar tüm çocuklarımız evinin en yakınındaki okulda nitelikli eğitime ulaşmalı. Taşımalı eğitime son verilmeli. Zorunlu hallerde barınma hizmeti tüm öğrencilere parasız olarak sağlanacak; tarikat-cemaat-vakıf yurtları kapatılmalı.

•••

4+4+4 yasası, “kindar-dindar” nesil hedefiyle özetlenen bir projeyi hayata geçirmek üzere ortaya çıktı. Eğitim politikaları akademik, etik ve çocuk yararını gözetmeyen; gerici ve piyasacı hedefler doğrultusunda şekillendirildi. Başta öğretim programları olmak üzere, eğitimin içeriği bütünüyle dinselleştirildi. Okullarda şeriat rejimi diyebileceğimiz uygulamalar yaygınlaştı. Diğer devlet okullarına bütçe ayrılmazken, imam hatiplere resmi ve gayri resmi bütçe kalemleri, ayrıcalıklar tanındı. MEB’in eğitim yatırımları için ayırdığı bütçenin %35’i “din öğretimi”ne tahsis edildi.

» İmam hatip dayatmasına, gerici vakıflarla imzalanan protokollere, hurafelerle doldurulmuş müfredata artık TAMAM!

» Her kademede eğitimin içeriği; laik, bilimsel, akademik esaslara göre düzenlenmeli; çocuklarımızın zihinsel ve psikolojik gelişimine zarar veren dinci-gerici unsurlar müfredattan temizlenmeli; tüm okullarda karma eğitime geçilmeli. Dinci-gerici yapılarla imzalanan protokoller iptal edilmeli. Cami imamı gibi pedagojik formasyona sahip olmayan kişiler okullarda ders vermemeli.

•••
İmam hatiplere, tarikat ve derneklerle imzalanan protokollere milyonlarca lira kaynak ayıran MEB, çocuklarımızın bilim, sanat, spor gibi ihtiyaçlarını görmezden geldi. Dini içerikli dersler “zorunlu seçmeli ders”e dönüşürken, çocuklarımızın akademik ve zihinsel gelişimini destekleyecek ders talepleri karşılanmadı. Okulların %87’sinde spor salonu, %61’inde kütüphane yokken, tüm okullara mescit açılması öncelik haline geldi.

» Çocuklarımızın yeteneklerinin köreltilmesine, talep ve beklentilerinin yok sayılmasına artık TAMAM!

» Tüm okullarda çocuklarımıza bilimsel, sanatsal ve sportif faaliyetlerle ilgilenme olanağı sağlanmalı.

egitimdeki-cokuse-artik-tamam-475753-1.
2 milyona yakın çocuk işçinin olduğu ülkemizde, son 5 yılda 319 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Örgün eğitimden ayrılan kız çocukları erken yaşta evliliğe sürüklendi ve cinsel istismara açık hale geldi. Son 10 yılda yarım milyona yakın kız çocuğu devlet izniyle evlendirilirken, 2002’den bu yana 440 bin çocuk doğum yaptı.


16 yıllık AKP iktidarları döneminde ortaöğretime geçişte 6 kez, üniversiteye geçişte 3 kez sınav sistemi değişikliği yapıldı. Her değişiklikte öğrenciler ve veliler yeni bir belirsizliğin içine sürüklenirken, AKP’nin toplumsal mühendislik çalışması da bir adım ileriye taşındı. Bu yıl TEOG yerine getirilen LGS+Çember Sistemi, okulları “nitelikli” ve “niteliksiz” olarak ayırdı; birçok imam hatip ve meslek lisesi “nitelikli” okullar arasına alınırken, ülkenin başarılı ve köklü okulları liste dışı bırakıldı. Sınavlı ya da sınavsız her çocuğumuz imam hatip ve meslek lisesine yerleştirilme zorunluluğu ile karşı karşıya bırakıldı. Birçok il ve ilçede yeterli anadolu lisesi bulunmadığı için, özellikle taşradaki öğrencilerin nitelikli eğitim alma hakkı neredeyse yok edildi.

» Nitelikli eğitim hakkımızın yok edilmesine, imam hatip ve meslek lisesi dayatmasına artık TAMAM!

» Sınavlar kaldırılmalı; her öğrenci yetenek ve ilgisi doğrultusunda okul türü ve ders seçme, hakkına sahip olmalı.

Rekabet değil, dayanışma esas alınmalı.

•••

AKP iktidarının cinsiyetçi, mezhepçi, ırkçı politikaları, eğitim içeriklerine doğrudan yansıdı; eşitsiz toplum yapısı normalleştirildi, hatta yüceltildi. Kadının erkek karşısında “zayıf” bir varlık olduğu düşüncesi üniversite düzeyinde bile kendine yer bulurken, tek bir etnisite ve mezhebin öne çıkarıldığı eğitim dayatıldı. LGS’de tüm öğrenciler 10 tane din sorusu çözmek zorunda bırakıldı; din derslerinden muaf olan çocuklarımız, yerine alternatif soru sorulmadığı için mağdur edildi.

» Toplumsal bütünlüğümüzü tehdit eden, her türlü ayrımcılığı besleyen politikalarınıza artık TAMAM!

» Müfredattan etnik, dinsel, mezhepsel ve cinsiyet ayrımcılığını besleyen tüm unsurlar çıkarılmalı. Engelli öğrencilerin de eşit eğitim fırsatlarından yararlanması sağlanmalı.

•••

YÖK’ü kaldırma ve üniversiteleri özgürleştirme vaadiyle yönetime gelen AKP, 16 yıllık iktidarında baskı ve müdahalelerini üniversiteleri bölmeye kadar vardırdı. OHAL baskısı ve KHK uygulamalarıyla birçok akademik personel görevden alındı ya da sindirildi, rektörler AKP’nin memuru haline geldi. Rektör atamaları “yandaş”lığa göre yapıldı, akademik özerkliğini tamamen yitiren üniversiteler, AKP’ye “hoş görünme” çabasıyla kişiliksizleşti.

» Üniversitelerin niteliksizleştirilmesine, akademik personel ve öğrenciler üzerindeki baskıya artık TAMAM!

» YÖK kaldırılmalı, üniversiteler özerkleşmeli. Rektörler, üniversite bileşenlerince seçilmeli, öğrenciler yönetime katılmalı.

•••

AKP iktidarları döneminde en çok değersizleştirilen, itibarsızlaştırılan meslek grubu öğretmenler oldu. Yarım milyona yakın atanmayan öğretmen, milyonlarca öğretmensiz öğrenci varken, yetkililer öğretmenlere başka işler bulmalarını önerdi. Atanmayan bazı öğretmenler iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi bazıları ise yaşamlarına son verdi. Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulaması yaygınlaştırıldı; öğretmenler güvencesiz çalışma ve OHAL-KHK baskısı ile terbiye edilmeye çalışıldı. Atamalarda uygulanan mülakat sistemi, öğretmenlik için en önemli kriterin AKP’li olmak olduğunu tüm topluma gösterdi, mesleki yeterlilikler bir kenara itildi. Performans Değerlendirme Sistemiyle, öğretmenler üzerindeki baskı daha da artırıldı.

» Öğretmenlik mesleğinin değersizleştirilmesine, güvencesiz çalışmaya, torpil ve siyasi kayırmacılığa artık TAMAM!

» Sözleşmeli ve ücretli istihdama son verilmeli, tüm kademelerdeki eğitimciler kadrolu olmalı. Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalı.

•••

4+4+4 Sistemi ile çocukların erken yaşta okuldan ayrılmalarının önü açıldı, çocuk işçiliği ve evlilikleri arttı. Açık Liseye kayıtlı öğrenci sayısı 1,5 milyonu aşarken, örgün eğitimden uzaklaşan çocuklarımız ucuz işgücü haline geldi. Meslek liselerinde eğitim gören öğrenciler stajyer-kursiyer adı altında emek sömürüsüne maruz bırakıldı. 2 milyona yakın çocuk işçinin olduğu ülkemizde, son 5 yılda 319 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Örgün eğitimden ayrılan kız çocukları erken yaşta evliliğe sürüklendi ve cinsel istismara açık hale geldi. Son 10 yılda yarım milyona yakın kız çocuğu devlet izniyle evlendirilirken, 2002’den bu yana 440 bin çocuk doğum yaptı.

» Çocuk işçilere ve “çocuk gelin”lere artık TAMAM!

» Çalışmak zorunda olan öğrenciler burslarla desteklenerek, ortaöğretimi tamamlayana kadar örgün eğitim içinde kalması sağlanmalı. Çocuk yoksulluğu ve işçiliği ortadan kaldırılmalı. Mesleki eğitim adı altında çocukların ucuz işgücü olarak kullanılmasına izin verilmemeli. Kız çocuklarının reşit olmadan evlenmesi yasaklanmalı.