Yoksullar için eğitime erişim lüks haline getirildi. Bilgisayarı olmayan öğrencilerin oranının yüzde 30 olduğu ülkede çocuklar, “Uzaktan eğitime erişen, kısmen erişen, erişemeyen” şeklinde sınıflara ayrıldı.

Eğitimin ‘kayıp nesli’

Mustafa M. Bildircin

Eğitimde fırsat eşitsizliğinin her geçen yıl daha da arttığı Türkiye’de uzaktan eğitim, bazı öğrencileri eğitimden kopma noktasına getirdi. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün raporuna göre, “Sessiz çalışma yeri olan öğrenciler” listesinde 77 OECD ülkesi arasında 49’uncu sırada yer alan Türkiye’de, bilgisayar sahipliği oranı da yüzde 44,1’e geriledi.

EŞİTSİZLİK RAPORA YANSIDI

Türkiye’deki uzaktan eğitim, OECD’nin çalışmasında da masaya yatırıldı. OECD’nin, “Ülkelerin pandemi sırasında eğitim ihtiyaçlarını karşılamasında yol gösterici olması” gerekçesiyle hazırladığı rapor, Türkiye’deki fırsat eşitsizliğinin eğitime etkisini ortaya koydu. Ülkelerin, okul çalışmaları için kullanabileceği bir bilgisayarı olan öğrencilere göre sıralandığı listede de Türkiye, OECD ortalamasının çok altında kaldı. Türkiye, OECD’nin ‘Okul Çalışmaları İçin Bilgisayara Erişim’ isimli 77 ülkelik listesinde 64’üncü olarak ortalamanın çok gerisine düştü. Bilgisayara erişimi olan öğrencilerin ortalaması Türkiye’de yüzde 70’in biraz altında kalırken ‘Avantajlı okullarda’ okuyan öğrencilerde bu oran yüzde 90’a yaklaştı.


BİLGİSAYARI OLAN SAYISI AZALDI

COVID-19 salgınıyla birlikte evden çalışmak ve uzaktan eğitim milyonlarca kişi için zorunluluk haline gelirken Türkiye’de kurumsal olmayan nüfus içinde bilgisayar sahipliği oranı son yıllarda giderek geriledi. 2016’da yüzde 50,6 olan bilgisayar sahipliği oranı, 2019’da yüzde 44,1’e geriledi.

MAKAS AÇILDI

Uzaktan eğitime erişimde yaşanan sorunlar, “Kayıp nesil” tartışmalarını da beraberinde getirdi. Eğitim Uzmanı ve CHP Grubu Eğitim Danışmanı Ali Taştan, “Kayıp nesil oluşması kaçınılmaz. Uzaktan eğitimin de bunu engellemede büyük faydası olacağını düşünmüyorum” dedi. Uzaktan eğitime erişemeyen ya da kısmen erişen öğrencilere eğitim yaşamları boyunca özel program uygulanması gerektiğini ifade eden Taştan, “Makas iyice açılıyor.

Uzaktan eğitime erişemeyen öğrenciler bir taraftayken özel ders alan öğrenci sayısında da patlama yaşanıyor. Olan yoksul ailelerin çocuklarına oluyor. Belki MEB’e bu basit gelebilir ama gerçekten de eşitsizlik giderek derinleşiyor” ifadelerini kullandı.

***

1,5 MİLYON ÖĞRENCİNİN İNTERNET ERİŞİMİ YOK

Uzaktan eğitim sürecinde öğrencilerin bilgisayar ve internet ihtiyacı karşılanamazken öğretmenlere verilen 6 GB internetin canlı dersleri kapsamadığı öne sürüldü. Gazeteci Barış Yarkadaş eğitimdeki sorunlara tepki gösterdi.

Barış Yarkadaş’ın açıklaması şöyle oldu:

“MEB, uzaktan öğretimi eline yüzüne bulaştırdı. 1.5 milyon öğrencinin interneti yok. Öğretmen ve öğrenciler sisteme giremiyor.

Üstelik, öğretmenlere verilen 6 GB’lık kota ise canlı dersleri kapsamıyor. Çok sayıda öğretmen yarın ne yapacağını bilmiyor? Ziya Selçuk biliyor mu?”

***

EĞİTİM HAKKI KULLANILAMAZ HALE GELDİ

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) 4 Eylül’de gerçekleştirdiği Uzaktan Eğitim Çalıştayı’nın sonuç raporunu açıkladı. Raporda yer alan ifadelere göre çalıştaya öğretmenler, akademisyenler ve sendikanın MYK üyeleri katıldı. Uzaktan eğitim sürecinin belirli bir program dahilinde işletilmediği ifade edilen raporda EBA üzerinden canlı derslere katılımın birçok okulda yüzde 15-20 dolaylarında olduğu aktarıldı.

Raporda uzaktan eğitime ilişkin şu tespitler sıralandı:

■ Uzaktan eğitim süreci belirli bir plan ve program dâhilinde işletilmemiştir. Öğrencilerin dersleri izlemek için gerekli teknolojik donanım ve internetten yoksun olmaları eşitsizliklere yol açmış, anayasal bir hak olan eğitim hakkı kullanılamaz hale gelmiştir.

■ MEB tarafından öğretmenlere uzaktan eğitime dair eğitim verilmemiş; teknik destek sağlanmamıştır. Uzaktan eğitim konusunda en çok sıkıntı yaşanan alanlardan biri ölçme ve değerlendirme sürecidir.

■ MEB uzaktan da olsa öğretmenlere, öğrencilere ve velilere bu konuda bilgilendirici ve yön gösterici çalışmalar yapmamıştır, yapılan çalışmalar çok kısıtlı kalmıştır.

■ Bütün sorunların 2020-2021 eğitim öğretim yılı başında, telafi eğitiminin başladığı 31 Ağustos 2020 tarihi itibariyle katlanarak artmaya devam ettiği görülmüştür.

Raporda şu öneriler sıralandı:

■ Ders saatlerinin planlaması daha işlevsel yapılmalıdır.

■ Yüz yüze sınıf temelli eğitimde var olan sosyalleşme, akran öğrenmeleri, eğitsel faaliyetler gibi eğitim unsurları ve öğrenci psikolojisi uzaktan eğitimde de göz önünde bulundurulmalı ve bunlara uygun yol ve yöntemler aranmalıdır.

■ Veli ve öğrencilere yönelik uzaktan rehberlik ve psikolojik destek birimleri kurulmalıdır.


■ Destek hatları aracılığıyla 7/24 teknik destek sağlanmalıdır.

■ Basit teknoloji ve düşük bant genişliği ile çalışan uygulamalar kullanılmalıdır.

■ Öğretmenlerin birbirleriyle rekabet etmesini hedefleyen ve öğretmenlere puan veren sistem acilen kaldırılmalıdır.