Eğitimin ticarileşmesi

İlknur KAYA BAHADIR/ Veli-Der Başkanı

Yaklaşık 3 ay önce Özel Doğa Koleji’nde öğretmen ve diğer çalışanların maaşlarının ödenememesi ile başlayan süreç öğretmenlerin derslere girmemesi, bir anlamda grev yapması ile devam etti. Bunun üzerine velilerin çocuklarının eğitim hakkı ve çalışanların mağduriyetinin giderilmesi için başlattıkları eylemler bu durumu kamuoyunun gündemine taşıdı.

2012 yılında çıkarılan 4+4+4 yasası ile eğitimde yapılan radikal değişiklikler ve müfredat değişiklikleri, ders programlarındaki değişiklikler, başta Diyanet ve Ensar Vakfı gibi kurumlar olmak üzere birtakım dini vakıf ve derneklerle yapılan protokollerle eğitim dinselleştirilmiştir. Bir taraftan kamu okullarına yeterince kaynak aktarılmaması nedeniyle eğitim ortamlarının kötüleşmesi, bir taraftan eğitimin dinselleşmesi, bir taraftan da, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) bir tercihi olarak özel okullara verilen destek, özellikle laik ve bilimsel eğitim talebi olan velileri özel okullara yöneltmiştir. Şu an için Bakanlığın verilerinden bilmekteyiz ki; İstanbul’da özel okul sayısı devlet okulu sayısından fazladır.


Eğitim alanının ticarileşmesi birçok sorunu da beraberinde getirmiştir. Özel Doğa Okulları’nda yaşananlar bu sorunların kamuoyu nezdinde açıkça görülmesine vesile olmuştur. Yaşananlar sadece bu okula ait sorunlar olmayıp, uzun zamandır, özel okulların tek tek iflas ettiklerine, sessizce kapandıklarına şahit olmaktayız. Ne yazık ki velilerin okul ücretlerini peşin ödemesi çocuklarının dönem ortasında okulsuz kalmasını engellememektedir.

Eğitim alanı bir taraftan özel okullar ile ticarileştirilirken bir taraftan da kamu okullarına yeterli kaynak aktarılmaması nedeniyle velilerden toplanan paralarla devlet okulları da ticarethane gibi işletilmektedir.

Yaşadığımız süreç çok net olarak göstermektedir ki artık okullar bir ticarethane, öğrenciler de müşteridir. Artık laik ve bilimsel eğitim almak isteyenler para ödemek zorundadır. Ancak Doğa Kolejlerinde ve başka örneklerde olduğu gibi, para vermeniz bu hizmeti sorunsuz satın almanızı garanti etmemektedir.
Bu arada özel okulların kaliteli eğitim verdiği inancının da aslında bir yanılsama olduğu, her yıl yapılan LGS, TYT ve AYT gibi sınavlarda özel okullarda öğrenim gören öğrencilerin aldığı puanlarla ortaya çıkmış durumdadır. Üstelik biliyoruz ki; özel okul velileri sınav dönemlerinde çocukları için özel dersler aldırmakta, okul ücreti dışında ek harcamalar da yapmaktadır.

Doğa Okulları’nda yaşanan kriz, bizim öğretmenlerin ve diğer çalışanların sorunlarını görmemiz için de vesile olmuştur. Bu kurumlar bir taraftan binlerce öğretmen için iş umudu olurken bir taraftan da büyük bir emek sömürüsünün aracı haline gelmişlerdir. Burada çalışanlar yaz aylarında ücret alamazken her yıl yeni sözleşmeler yapılmakta ve kıdem ve ihbar tazminatları gasp edilmektedir.

Artık veliler kamu okullarında yaşadıkları sorunlardan özel okullara geçerek kurtulamayacaklarını kavramalıdır. Herkes kamusal eğitimin bir hak olduğunu kabul etmeli ve bu hakkı kullanmak için mücadele etmeli, diğer taraftan eğitimin laik ve bilimsel niteliğinden taviz vermemelidir. Devlet okulları bizim okullarımızdır.

Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) bugüne kadar yürüttüğü mücadelesinde laik, demokratik, bilimsel, kamusal ve eşit eğitim ilkesinden vazgeçmeden tüm eğitim mağdurlarının sorunlarının çözümünde sorunun asıl özneleri ile dayanışma içinde bulunmuş ve birlikte mücadele etmiştir. Veli Der, Özel Doğa Okulları’nda yaşanan sorunları başından beri takip etmekte, sorunun çözümü için okul velileri ile birlikte ilkelerinden taviz vermeden mücadele etmektedir.

Örgütlü mücadelenin önemini biliyor; bu vesile ile çocukları için kaygılanan tüm velileri VELİ-DER çatısı altında birlikte olmaya davet ediyoruz.

cukurda-defineci-avi-540867-1.