En sevilen sokak lezzetlerinden olan midye, denizden toplanıp tüketime hazır hâle getirilinceye kadar zahmetli yolculuktan geçiyor. Midyeyi çıkaran ve hazır hale getiren işçilerden Kadriye Susan “Soğuktan ellerimiz şişiyor. Yemesi güzel ama bunu son noktaya getirip satabilene kadar büyük emek veriyoruz” diyor

Ekmeklerini denizden çıkarıyorlar

Haber Merkezi

İstanbul’da martı çığlıklarının tekne seslerine karıştığı Rumeli Kavağı’nda midye mesaisi sabahın erken saatlerinde başlıyor. Erkekler tekneyle açılıp midyeleri yüklerken kadınlar gelen midyelerin pilavlarını hazırlayıp dolduruyor. 30 yıldır midye işçiliği yapan 45 yaşındaki Ömür Tanka ekmeklerinin iki kabuk arasında olduğunu dile getiriyor. Tanka, işlerinin büyük sabır gerektirdiğinin altını çizerek, “Çok sabır isteyen bir işimiz var. Sabah altıda işe geliyoruz dörde beşe kadar soğuk, kar, fırtına demeden hep buradayız. Çünkü bu bizim ekmeğimiz, bizim ekmeğimiz bu iki kabuğun arasında. Ne bir bayramımız var ne yılbaşımız var, hiçbir sosyal hayatımız yok. Sabahın erken saatlerinde midyeler geliyor, önce temizliğini yapıyoruz, sonra başına oturup saatlerce suyun içinde kabukları açıp kötüleri ayırıyoruz” diyor.


Soğuktan ellerimiz şişiyor

Midye doldurma işinden sorumlu olan Kadriye Susan bu mesleğin zor yanlarına değiniyor. “Dolmalar için iç pilavı ben hazırlıyorum, tabi ki bunun püf noktaları var” diyen Susan, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Ben midyeleri açıyorum, bu işi genellikle kolay sanıyorlar ama soğuktan ellerimiz şişiyor. Evet, yemesi güzel ama bunu son noktaya getirip satabilene kadar bizler büyük emek veriyoruz. Midye gazinolara, sokaklara çıkana kadar 5-6 el değiştiriyor. Evet, iş zor ama kadın eli değmesi midyeyi daha da güzel hale getiriyor. Kadınların yapamayacağı hiçbir iş yok, biz yeter ki isteyelim.”

7 yaşından beri midye işçisi olarak çalışan Hasan Ölmez, harçlığını çıkartmak için başladığı işini şu sözlerle anlatıyor:

“Günde 8 - 10 saat denizde çalışıyoruz. Sonra ürünlerimizi barınağa getirip işliyoruz. Bize gelen bu midyeleri hazır hale getirip sonrasında da restoranlara ve gerekli yerlere gönderiyoruz. Ankara, Antalya, Mersin ve İzmir gibi şehirlere de gönderiyoruz. Yani midyenin anavatanı Rumeli Kavağı diyebiliriz. Kavaklılar olarak buranın tanıtımında biraz geride kaldığımızı düşünüyorum. Rumeli Kavağı’nda balık-midye festivali yapılabilir.”