Ekofest'te bu sene 'gıda' konuşuldu

Kazdağı eteklerindeki Ekofest alanına sağlı sollu zeytin ağaçları arasından tırmanarak ulaştım. Alana ulaştığımda yüzlerce insan, onlarca çocuk, rengârenk çadırlar, birçok atölye, çoşkun akan bir dere, alabildiğine yeşil ve mavi ile karşılaştım. Doğa sınırsız bir şekilde her şeyini sunmuştu.

Çarşamba günü başlayan ve beş gün süren Kazdağı Ekofest, gıda temasını odağına koyduğu dolu dolu bir program ile tamamlandı. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği tarafından organize edilen, 60’a yakın gönüllünün emek verdiği festivale birçok şehirden katılım oldu. Her güne yayılan söyleşi, panel, forum, atölyelerle gün boyu gıda konusunun konuşulduğu Ekofest’te her akşam canlı müzik programı da gerçekleşti. Yöresel ürünlerin, köylülerin ürettiği meyve ve sebzelerin, zehirsiz kozmetik ürünlerinin, doğal malzemelerden takıların, ekoloji kitaplarının da Ekofest ziyaretçileriyle buluştuğu Darıdere Tabiat Parkı akşamları serin olsa da, gündüzleri sımsıcaktı.

Mehmetalan köyünde yaşayan ve tesadüf budur ki üçünün de adı Bağdat olan kadınların elinden çıkan yemekler vegan bir menüyle katılımcılara bu sunuldu. “Sınıfsız sömürüsüz özgür vegan bir dünya” pankartı da yemek alanındaydı. Geçen senelere oranla bu sene daha fazla veganın katıldığı Ekofest’te veganlığa dair soruları olanlar için de ayrıca bir masa oluşturuldu ve forum yapıldı.

40’ı aşkın çocuğun her gün gerçekleşen atölyelerle festivalin bizzat içinde olduğu Ekofest’te atölye ve panellerden boşluk bulanlar kendilerini serin sulara attılar. Doğasıyla insanı büyüleyen, Kazdağı’nın rengini, kokusunu, güzelliğini içinde taşıyan bir ortamda gerekleşen festivalin en serinletici yanı dağlardan gelen ve katılımcılara keyifli anlar yaşatan buz gibi akan suydu.

“Ne Yersek O’yuz” sloganıyla beşincisi düzenlenen Ekofest Kirazlı direnişine ithaf edilirken, Cumartesi günü gerçekleşen STK’ler forumu sonrası Kirazlı-Balabanlı’da devam eden Su ve Vicdan Nöbeti de konuşuldu. Yaklaşık bir aydır devam eden nöbete katılanlar hangi noktada olduklarını aktarırken, forumdakiler eylemin devamlılığına dair fikirlerini de sundular. STK’ler forumunda ise gıda konusunda bölgedeki dernek ve oluşumların neler yaptıkları paylaşıldı. Ortak bir manifesto hazırlandı ve foruma katılanların görüşüne açıldı.

Manifestoda, “Adil ve ekolojik gıda yıllardır tasamız. 2004’de bir araya gelen GDO’ya Hayır Platformu’nun, 2006’dan bu yana devam eden Tohum Takas Şenliği’nin, 2013’te yayınlanan Bayramiç Gerçek Gıda Bildirgesi’nin, tüm bu süreçte ortaya çıkan gıda inisiyatiflerinin üretici ve tüketiciyle iç içe olan gıda ve ekoloji hareketlerinin mirasını şükranla kucaklıyoruz” denilirken bazı talepler de dile getirildi.

Manifestoda madde madde şöyle denildi:

  • Tohum Takas Şenlikleri yapmaya devam ederek yerel tohumlarımızı yaşatacağız,
  • Gıda topluluklarımızı ve kooperatiflerimizi çoğaltacağız,
  • Adil ve sağlıklı gıda üretimini yaygınlaştıracağız,
  • Aracısız ürün ağlarımızı geliştireceğiz,
  • Gıdayı dert eden haysiyetli bilim insanlarımızla birlikte çalışmaya devam edeceğiz,
  • Bize dayatılan sömürü, istismar ve hak ihlali içeren gıdanın üretim ve tüketimini desteklemeyecek ve kabul etmeyeceğiz,
  • Toprağımızın, havamızın, suyumuzun kirlenmemesi için mücadelelerle dayanışmaya devam edeceğiz.

Festival koordinatörü ve derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Süheyla Doğan, “Doğanın koynunda bir araya geldik. Çınar ağaçlarının, çamların altında uzandık, yorgun bedenlerimizi derenin serin sularında dinlendirdik. Ekmeğimizi bölüştük, demli çaylarımızı dostlarımızla paylaştık. Kazdağı ve değerlerini ve bu değerlere yönelen tehditleri öğrendik. Gıda konusunda bildiklerimizi paylaştık, bilmediklerimizi öğrendik ve müziğin coşkusu ve doğanın ritmiyle dans ettik. Havamıza, suyumuza, toprağımıza, gıdamıza sahip çıkmaya devam edeceğimize söz verdik” dedi.

Bu sene festivali sadece bir gün ziyaret edebilsem de bazı atölyelere katılmaya, Kirazlı-Balabanlı’daki direnişe dair detayların anlatıldığı foruma ve STK’ler forumuna katılım gösterdim. Alanın tamamını gezdim, birçok dostumla görüştüm, yeni arkadaşlıklar edindim. Bölgenin leziz meyveleri Bayramiç beyazı, elması, armutundan kilo kilo aldım ve zeytinliklerle bezeli yoldan evime döndüm.

İnsanları bir araya getirmenin önemi kadar, ulaşımı bu denli zor ve tamamen gönüllülerle inşa edilen bir festivalde bir arada tutmanın çok önemli ve saygıya layık olduğunu düşünüyorum. Emeği geçenlere teşekkürlerimle.