Dizi, sinema ve reklam filmlerinin çocuk oyuncuları, onlara uygun olmayan setlerde yoğun ses ve ışık altında saatlerce çalıştırılıyor. Onların koşullarını iyileştirmeye yönelik yönetmelik uzman görüşleriyle hazırlanıp işler hale getirilmeli.

Ekranın arka yüzünde çocuk sömürüsü var

Sinem Derya ÇETİNKAYA*

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 2002 yılında çocuk işçiliğini ve emeğini ortadan kaldırmak ve bu konuda yürütülen çalışma ve çabalara dikkat çekmek için “Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü” olarak ilan ettiği 12 Haziran günü geride kaldı ancak çocuk işçiliği üzerine söz söylemeye, çocuk işçiliğinin yasaklanması için kamuoyu yaratmaya devam etmemiz gerekiyor.

Dünyada ve ülkemizde ne yazık ki milyonlarca çocuk başta tarım sektörü olmak üzere hemen hemen her sektörde ve alanda çalıştırılıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü 2002 yılından bu yana çocuk işçiliğinin gerilediğini söylese de dünya genelinde hala 152 milyon çocuğun çalıştırıldığını da raporlarına ekliyor.

Ülkemizde de ekonomik krizler, sosyal adaletsizlikler, yoksulluk, emeğin değersizliği, denetimsizlik, cezasızlık vb. pek çok etken tarımdan sanayiye, inşaat, tekstil ve hizmet sektöründe çocuk işçiliğini arttıran en önemli faktörlerden. Aslında Türkiye’nin imzacısı olduğu ve bu bağlamda yükümlülük altına girdiği pek çok uluslararası sözleşme var. Başta Anayasa olmak üzere ulusal mevzuat içerisinde de çocuk işçiliği ile ilgili hükümler sıralanmış.


HAFİF İŞLERDE ÇALIŞTIRMA İZNİ

4857 sayılı İş Kanunu'nun 71. maddesi 15 yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılmasını yasaklarken bir istisna yaparak kültür sanat ve eğlence sektörünü de kapsayacak şekilde “bedensel, zihinsel, sosyal ve ahlaki gelişimlerine, eğitimlerine engel olmayacak şekilde hafif işlerde çalıştırılabileceklerini” ancak bunun için de özel koşulların oluşturulması gerektiğini söylemekte.

ÇOCUK İŞÇİLERDEN ROL ÇALMADAN

Ülkemizde çok zor şartlarda çalıştırılarak; çocukluğu, emeği, hayalleri ve geleceği çalınıp gasp edilen milyonlarca çocuk işçinin hakkından “rol çalmadan” sinema, televizyon, reklam alanında çalışan binlerce çocuk oyuncunun durumuna dair birkaç söz söylemek gerekli diye düşünüyorum.

Artık herkesin malumu olan uzun çalışma süreleri (ulusal yayın kuruluşlarında ve dijital platformlarda hala günlük çalışma süreleri ortalaması 13-14 saat bandında) olmak üzere rekabetçi ve zamanla yarışılan yoğun bir tempoda, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin yetersiz olduğu, güvencesiz ve azımsanmayacak oranda kısmi kayıt dışılık ve yanlış sigortalanma modeli ile çalışılan bu alanda çocuklar nasıl çalıştırılıyor?

BEBEKLER DAHİ SETTE ÇALIŞTIRILIYOR

Öncelikle zaman zaman kamuoyuna da yansıyan tüm bu kötü çalışma koşullarına çocuk oyuncuların da yetişkinler gibi maruz kaldığını söylemek gerekiyor, üstelik hem kanunda hem de Çalışma Bakanlığı’nda altı yıldır bekleyen “Sanat, Kültür ve Reklam Faaliyetlerinde Çocukların Çalıştırılması Hakkında Yönetmelik” de bebeklerin dahi setlerde çalışmasına olanak tanınıyor. Set demek; başta ses ve ışık olmak üzere bir bebek ve çocuk için çok fazla uyaranın olduğu, virüs ve bakteri bulaşının çok kolay olduğu, taciz, istismar ve sınır ihlallerinin yaşandığı, iklimlendirmenin söz konusu dahi olmadığı sürekli değişen risk ve tehlikelere sahip işyerleri anlamına geliyor. Figürasyon yapan çocuklar için koşullar daha da kötüleşiyor, çalışma süresi boyunca niteliksiz beslenme ve dinlenme de bu “işin doğasına” dahil oluveriyor.

Her gün televizyonda ve dijital mecralarda izlediğimiz, fiziksel ve duygusal şiddetin her biçimi ile sürekli yeniden üretildiği ve gerçek ile oyun algısının birbirine karıştığı işler ile meslek etiğine göre çalışması engellenmeyen çocuk oyuncu koçları ve pedagogların neredeyse olmadığı bu iş yerlerinde ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı çocuklardan bahsetmek bir yanıyla oldukça güç diğer yanıyla da uzun zamana yayılan ve sonuçları daha sonra ortaya çıkacağından kaygılanılması gereken karanlık ve ciddi bir sorun.

Reklam alanında çalışma süreleri genelde 1-3 gün arasında sürdüğü ve uzun metraj sinema filmleri de genelde yaz aylarında belirli sürelerde çekildiği için okul izinlerini ve eğitimi çok etkilemiyor ön kabulü ile hareket etsek de özellikle sezonlarca süren ve/veya senaryosu çocuk oyuncular üzerine kurulu olan dizi setlerinde söz konusu çocuklar eğitimden geri kalmaktalar. Oysa yasa; okul öncesi çocuklar için günlük çalışma süresini 2 saat, ilköğretim çağındaki çocuklar için okulu aksatmamak kaydı ile günlük 7 saat ve çocuk oyuncu 15 yaş üzerinde ise günlük 8 saat çalışma süresinin aşılamayacağını söylüyor. Aksi yasa dışı çocuk çalıştırmadır.

EV GEÇİNDİREN ÇOCUKLAR

Çocuk oyuncu koçları ve pedagogların olmadığı setlerde çocuk oyuncular duygusal fiziksel, sosyal ve ekonomik olarak istismar edilebiliyor. Uyku düzeni bozulduğu için 4 yaşındayken iş görüşmesinde ne içmek istediği sorulduğunda (alıştığı için) kahve diyen çocuk oyuncular, gece ikiye üçe kadar süren çekimlerde ateşlendiği halde acile bir iğneye götürülüp getirilip sette çalışmaya devam ettirilen 6 yaşında çocuk oyuncular, sette tacize uğrayan çocuk oyuncular, eksi derecelerde dramatik dış çekimlerde soğuğa rağmen çıplak sahne yazılan bebekler… Anne babanın ev ekonomisine katkı sunmadığı için dizilerde reklamlarda çalışarak ev geçindiren çocuklar…sektörün gerçekleri.

AİLELERİN EKONOMİK İSTİSMARI

Üzerine en az konuşulan ancak oldukça yaygın olan durumlardan biri de çocuk oyuncuların aileleri tarafından ekonomik olarak istismar edilmesi ve bu uğurda bazen çocuk oyuncunun menfaatini korumaya çalışan oyuncu koçları ve duyarlı diğer set çalışanlarına veya oyunculara rağmen çocuklarını uygun olmayan durum ve koşullara maruz bırakarak, itiraz etmeyerek, rıza göstererek bir de bunun üzerinden maddi kazanç sağlamalarıdır. Taslak aşamasında bulunan yönetmelikte, çocuk oyuncunun menfaati ve gelişimi dışındaki harcamalara kanunların elverdiği ölçüde, çocuk oyuncu reşit olana kadar ailenin erişimini sınırlayacak şekilde düzenlenmesi mutlaka gerekiyor.

Elbette sinema, dizi ve reklam setlerinde bebek ve çocukların çalıştırırken ki koşullara dikkat edip titiz çalışan yapımcılar, yönetmenler ve ekipler var, son birkaç yıldır da bu bilinç ve anlayışın yaygınlaştığını söyleyebiliriz ancak ilgili bir kanuni düzenleme olmadığı için tüm bunlar inisiyatif ve iyi niyet çerçevesinde kalıyor ve bu elbette yeterli değil.

Tam da çocuk işçiliğine hukuki bir kılıf ve esneklik oluşturmamak ve bu durumu istismara açık hale getirmemek için istisna bir alan olan ve öyle de kalması gereken bu alanında çalıştırılan çocuk oyuncuların çalışma kuralları ve koşullarının çok detaylı bir biçimde yönetmelik ile güvence altına alınması, denetlenmesi ve ihlal hallerinde ciddi yaptırımlarla cezalandırılması gerekmekte.

YÖNETMELİK BİR AN ÖNCE ÇIKARILMALI

Yönetmeliğin çıkarılması için neredeyse on yıldır çalışmalarını sürdüren başta Oyuncular Sendikası olmak üzere sendikaların, meslek örgütlerinin, çocuk hakları alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarının, hukukçuların, psikologların ve pedagogların ve sektör işverenlerinin görüşleri alınarak, son öneriler ve güncellemeler ile iyileştirilmeye muhtaç “Sanat, Kültür ve Reklam Faaliyetlerinde Çocukların Çalıştırılması Hakkında Yönetmelik” bir an önce iyileştirilmeli, çıkarılmalı ve işler hale getirilmeli.

*Siyaset Bilimci - Sendika Uzmanı