Lenin Moreno ve sağcı müttefikleri tüm eleştirilere karşı bağışıklık kazanma peşinde. Correacılara karşı dosdoğru saldırıya geçtiler. İlk hedef, Correacı hareketi parçalamak ve harekete siyaset kapılarını kapatmak.

Ekvador’da demokrasi mücadelesi

Vijay PRASHAD - P. Troya FERNÁNDEZ

Kısa süre önce yayınlanan bir ankete göre, Ekvador’da 2021 yılında yapılacak başkanlık seçimlerinde, Andres Arauz Galarza aday olduğu takdirde oyların yüzde 45.9’unu alabilir. Anketörlere göre, 2017 ve 2017 yılları arasında Bilgi ve İnsani Beceriler Bakanı olarak görev yapan Arauz “ülkede tüm bölgelerden ve toplumsal kesimlerden oy alıyor, yalnızca en zengin kesim özelinde ufak bir zayıflık gösteriyor.”

Andres Arauz, siyaset ve hükümet sahnesine Rafael Correa’nın başkanlık döneminde, 2007-2017 yılları arasında girdi. Ülkenin Merkez Bankası’nda kısa süre görev yaptıktan sonra Ekvador Teknik Planlama Ajansı SENPLADES’de kariyer yaptı. On yıllık hizmet süresi boyunca adı asla yolsuzluk ya da başarısızlıklarla anılmadı. Correa dönemi sona erdiğinde Arauz, Meksika Ulusal Özerk Üniversitesi’nde (UNAM) doktora yapmaya karar verdi.

SAĞCI ADAY GERİDE

Sağcıların adayı Guillermo Lasso Mendoza ise anketlerde epey geriden geliyor. Zengin bir bankacı olan Lasso, 2017 yılında mevcut Başkan Lenin Moreno’ya karşı da aday olmuş ancak yarışı kaybetmişti. Şimdilerde sağcıların ortak adayı konumunda fakat anketlerde ilerleme kaydedemiyor ve oy oranı yüzde 32 dolaylarında sıkışıp kaldı.

Ankete katılanlar en cazip adayın Arauz olduğunu ifade ediyorlar. Ancak ülkedeki yönetici sınıf emellerini hayata geçirebilirse, Arauz önümüzdeki sene başkanlık koltuğuna oturamayacak. İktidardakiler demokrasiyi boğmak için ellerinden geleni yapacaklar.

CORREA VE MORENO

Şu an Belçika’da yaşayan Rafael Correa 2007 ve 2017 yıllarındaki iktidarı sırasında esaslı sol politikalar hayata geçirdi. Correa liderliğindeki Yurttaş Devrimi hareketi ile 2008 yılında 'buen vivir' yani ‘iyi yaşam’ değerlerini merkeze koyan yeni bir anayasa yapıldı. Devlet toplumsal ve ekonomik hakları güçlendirici yatırımlar yaptı ve şirketlerin (çok uluslu şirketler dahil) kontrolündeki kurumsal dünyada yolsuzluk ile mücadele edildi. Devletin petrol gelirleri yabancı bankalarda istiflenmek yerine eğitim, sağlık, yol ve diğer altyapı yatırımları için değerlendirildi. Ekvador’un 17 milyonluk nüfusunun 2 milyonu, yoksulluktan Correa döneminde kurtuldu.

Correa hükümeti, ABD merkezli petrol şirketi Chevron firması gibi çokuluslu şirketler ve Ekvador oligarşisi için adeta ölüm fermanı oldu. Chevron’un Ekvador hükümetine karşı açtığı tazminat davası Correa hükümetinden önceye dayanıyor fakat şirkete karşı en çetin mücadeleyi yürüten yine Correa hükümeti oldu. Chevron Kito’daki ABD elçiliğiyle ve ABD hükümetiyle yakın çalışarak Correa hükümetine karşı çalışıyordu. Correa’yı iktidardan indirmekle kalmayıp, ülkede ‘Correacı’ olarak anılmaya başlanan sol geleneği de bitirmek istiyorlardı. Bir zamanlar Correa’ya yakın duran Moreno taraf değiştirdi ve Ekvador solunun bölünmesine araç oldu.

2017 seçimlerinde Moreno, Guillermo Lasso’ya galip geldi. Fakat seçim zaferinden sonra hızla sağa kaydı. Mecliste Lasso ile yakından çalışarak Correa hükümetinin imza attığı tüm uygulamaları zayıflatmaya koyuldu. Eğitim ve sağlık harcamaları kısıldı, işçi hakları ve barınma hakkı zayıflatıldı, Ekvador’un petrol rafineleri satılmaya çalışıldı ve finans sisteminin bazı alanları denetimden muaf tutuldu. Bu politikaların bir sonucu da Ekvador’un Covid-19 salgınına karşı mücadelesinin tam bir felaket olması oldu.


SALDIRI GİRİŞİMLERİ

Moreno ve sağcı müttefikleri tüm eleştirilere karşı bağışıklık kazanma peşindeydiler. Correacılara karşı dosdoğru saldırıya geçtiler. İlk hedef, Correacı hareketi parçalamak ve harekete siyaset kapılarını kapatmaktı. 2018 Şubat’ında alelacele bir referandum yapıldı ve Yüksek Seçim Kurulu, Anayasa Mahkemesi, Yüce Divan, Hukuk Konseyi, Başsavcılık, Danıştay gibi birçok demokratik mekanizmanın altı oyuldu. Moreno seçim kurulunun da yardımıyla Correa’nın partisini böldü ve kontrolü ele geçirdi.

Correacılar tekrar örgütlenerek parti kurmaya çalıştılar ancak devletin çeşitli kurumları buna engel oldu. Sunulan isimlerin yanıltıcı olduğunu ya da toplanan imzaların geçersiz olduğunu söylediler. 2019 yılı geldiğinde Correacılar yerel seçimlere katılmak için Fuerza Compromiso Social platformundan istifade ettiler. 2020 yılına gelindiğinde platforma siyaset yasağı getirildi.

HUKUK SAVAŞI

Brezilya’da oligarşinin eski başkan Lula’nın adaylığına engel olduğunu 2018 yılında gördük. Bu süreçle birlikte yeni bir kavram doğmuş oldu: Hukukun bir silah olarak kullanılmasını ifade eden ‘hukuk savaşı.’

Aynı sürecin Ekvador’da Correa’ya engel olmak için işletildiğine tanıklık ediyoruz. Correa’ya karşı rüşvet suçlamaları yönetildi ve soruşturmanın merkezine ‘ruhsal etki’ gibi garip bir kavram kondu. Correa 8 yıl hapse mahkum edildi ve adaylığına olmasına engel olundu. Fakat Belçika’da yaşadığı için tutuklanıp hapse atılamadı.

SEÇİM SÜRECİ

Barış Birliği isimli bir platformdan yararlanan Correacılar Movimiento Centro Democrático ile ittifak kurarak 2021 seçimlerine aday sunmayı başarabilirler. Parti, seçim yarışına iki adayla girmeye karar verdİ: Correa ve Carlos Rabascall.


Seçim Kurulu başkanı Diana Atamaint, Correa’nın adaylığının geçersiz sayılacağını şimdiden ime etti ve hatta kendine seçim ortağı olarak Correa’yı seçen Arauz’un adaylığının dahi yasadışı sayılabileceğini söyledi. Hukukçular çözüm bulmaya çalışırken işler düğüm noktasına geldi. Seçim Kurulu’nun 7 Ekim’e kadar bir karara varması gerekiyor. Seçimlerin ilk turu 7 Şubat 2021 tarihinde yapılacak.

Çeviren: Fatih Kıyman
Kaynak: Globetrotter