El Clasico bekleneni vermedi: Vakıfbank haftaya damga vurdu

Sultanlar Ligi’nin 15. Haftasında, derbilerin derbisinde karşı karşıya gelen iki rakipten Vakıfbank, Eczacıbaşı’na neredeyse hiç şans vermedi ve rakibini büyük bir üstünlükle 3-0 mağlup etti.

Bir süredir beklenen bir derbiydi Vakıfbank – Eczacıbaşı mücadelesi. Ligin ilk yarısındaki mücadelede Eczacıbaşı rakibini ciddi anlamda son ana kadar zorlamıştı. Hatta final setinde durum 9-9’a gelene kadar Boskovic, aldığı her topu öldürmeye başlamış ve maçı ev sahibine getireceği havasını vermişti. Ancak durum 9-10 iken Laura Heyrman’ın topu öldüremediği bir tek ayak hücumu, 11-13 iken alınan hatalı bir manşetle gelen ace ve Boskovic’in topu dışarı vurması ile set 11-15 bitti ve Vakıfbank maçı kazandı. Şöyle bir not verelim, o sette Hande Baladın aldığı 3 topu da sayıya çevirmiş ve hatasız oynamıştı.

Boskovic 30 sayı ile oynarken Saliha, Hande, Beyza üçlüsü de toplamda 28 sayı almıştı ve Eczacıbaşı’nda o gün negatif verimlilik ile oynayan bir oyuncu yoktu Gelmek istediğimiz nokta şu: Vakıfbank ile Eczacıbaşı arasında bir sıklet farkı var ve bunu kapatmak için sahaya çıkan oyuncularınızın tümünün potansiyelini zorlaması lazım. Bu halde bile maç sonunu iyi oynamanız gerekiyor. O zaman 3-2 veya 3-1 gibi bir skorla kazanabiliyorsunuz. Vakıfbank’ı tam kadro halinde 3-0 mağlup etmek bir hayal gibi artık. O yüzden uzun bir psikolojik savaşa da hazır olmanız gerekiyor. Bunlardan birisinde zaafınız varsa, Guidetti’nin takımı sizi sahadan silebiliyor.

SIRP İKİLİYE KELEPÇE

“Rakibin en büyük silahının ne zaman tuvalete gittiğini dahi, maç öncesi hazırladığımız raporlarla oyunculara ezberletiriz” diyecek kadar rakip analizinde sınırları zorlayan Guidetti’nin, Boskovic için özel bir önlem alması çok şaşırılacak bir şey değil. Bunu yıllardır hem kulüp takımlarında hem de Sırbistan – Türkiye maçlarında deniyor, fakat geçtiğimiz pazartesi akşamı bunu çok iyi başardıkları akşamlardan birisiydi. Buna tecrübeli pasör Maja Ognjenovic’in de oldukça tutuk ve alışmadığımız derecede stresli oyunu eklenince Eczacıbaşı ilk seti 25-16 gibi bir skorla kaybetti. Boskovic hücumda -1 verimlilikle oynarken, Ferhat Akbaş’ın takımının iki smaçörü Hande Baladın ve Saliha Şahin toplamda -2 ve -3 verimlilikle oynadılar. Ayakta kalan tek isim, setin başında üst üste sayılar alan Laura Heyrman’dı. Tabii problem sadece hücumda değildi. Simge Aköz’ün de tutuk bir gününde olmasıyla Eczacıbaşı zaman zaman ne yaptığını bilemeyen, kaos içinde savunma tabloları çizdi adeta. Boskovic’in dahi durdurulduğu Eczacıbaşı’na karşılık, karşı tarafta, takımdaki rolü ve geleceği konuşulan Kübra Akman’ın 4 sayı aldığı bir Vakıfbank olunca setin kaderi çizilmişti. Böyle bir tabloda, Vakıfbank as pasörü Cansu Özbay’ın sakatlıktan ötürü eksikliğini de hiç hissetmedi ve Buket Gülübay takımı rahatlıkla yönetebildi.

TOPARLANDILAR AMA...

İkinci sette Eczacıbaşı biraz kıpırdandı. Saliha oyuna girebildi, Boskovic blokları geçmeye veya blok out sayıları almaya başladı, hatta Saliha’nın sayısı ile Eczacıbaşı 20-19 öne geçmişti, fakat setin kader anı durum 21-20 iken yaşandı. Hande’nin mükemmel manşetine rağmen, ortadan hücum denemesinde Maja, Belçikalı orta oyuncuya o kadar kötü bir pas attı ki, top Heyrman’ın önünden süzülüp Eczacıbaşı alanında kaldı, Boskovic ardından Zehra Güneş tarafından bloklandı ve o alamadığı topla afallamış Heyrman, set sayısında 2 kötü hücumla, durumun 2-0’a gelmesini engelleyemedi. Üçüncü sete Eczacıbaşı çok iyi başladı. Durum 12-9 iken önce Beyza’nın ace, ardından Adams’ın blok sayısı ile Akbaş’ın takımı acaba dedirtti. Mola dönüşü, Zehra’nın aldığı sayıya engel olabilselerdi, setin psikolojik üstünlüğünü ele geçirebilirlerdi, ancak Vakıfbank 5 sayılık bir seri yaptı ve maça döndü. Seti 25-22, maçı da 3-0 kazandı.

Eczacıbaşı’nın tek tek performanslardan bağımsız olarak bu maçtaki en büyük problemi, ilk yarıdaki maçın aksine, bir türlü maçı istediğini ve maça ortak olabileceğini hissettirememesiydi. Vakıfbanklı oyuncular, ilk servisten itibaren maçın sonuna kadar, sanki sonunu bildikleri bir senaryoyu oynadılar. Tabii bireysel performansları da eklemek lazım. Simge Aköz, Hande Baladın, Maja, Saliha ve hatta Tijana Boskovic dahi beklenenin çok altında kaldılar. Vakıfbank tarafında Cansu’nun eksikliğini pek hissettirmeyen Buket, özellikle ikinci sette, maça ortak olmaya çalışan rakibi sindiren, 21 sayılı Haak ve bana göre Sultanlar Ligi’nin, izlemesi en zevkli oyuncusu Gabi Guimares galibiyette büyük rol oynadılar. Özellikle Brezilyalı bu sporun sürprizlerle dolu olabileceğini gösteren bir Joker gibi. Umarız, yerli genç smaçörler, onun nsıl komple bir oyuncu olduğuna bakıp örnek alıyorlardır. Zehra’yı da unutmayalım, omuz sakatlığından dönüşü sonrası formunu sürdürüyor.

2021 FIVB YILIN EN İYİLERİ

Uluslararası Voleybol Federasyonu, geçtiğimiz hafta içinde, resmi sosyal medya hesaplarından, bir geri sayım formatında, 2021’in en iyi oyuncularını açıkladı. Öncelikle söyleyelim, sinema, müzik, edebiyat, bilim ve tabii ki spor dallarında verilen ödüller subjektif ödüllerdir, birçok farklı değişken rol oynar ve tarih hakkı yenmiş kişi, eser ve eylemlerde doludur. Sinema dalında verilen Akademi Ödülleri’ni oylayan üyeler arasında filmleri izlemeden oy veren üyeler dahi vardır, örneğin. Hal böyleyken bu tür seçimleri çok da ciddiye almamak lazım. Burada sorun, listenin kendi içinde de tutarsız olmasıydı. FIVB, 12 kişilik listesine, Fenerbahçe ve Türkiye Ulusal Takımı kaptanı Eda Erdem’i 11. sıradan dahil etti ki problem buradan başlıyordu. Bizce, Türkiye’den bir isim dahil edilecekse bu iyi bir VNLve Olimpiyat geçirdikten sonra Dünya Kulüpler Şampiyonası’nda yıldızlaşan Zehra Güneş olmalı, ve Zehra ilk 10 içinde yer almalıydı. Boskovic ve Paola Egonu 4. ve 3.sıralarda yer aldığında herkes 1. sırayı merak etmişti, fakat bu sezon hiçbir şey kazanamamış, Güney Koreli Yeon Koung-Kim’in orada olacağını tahmin etmemişti. Kim, bize göre ilk 20 oyuncu arasına bile girmemesi gerekenbir isim. Ben listede en az 5-6 ismin başka isimlerle yer değişmesi ve zirvenin de bu sezon toplamdaki performansı ile Paola Egonu’ya ait olduğunu düşünüyorum, fakat söylediğimiz gibi, bunlar tarih boyunca tartışılan seçimler.