Birleşik Arap Emirlikleri’nin Arapçası, yani resmi adı “el-İmârât el-Arabiyye el-Müttahide” imiş. Birleşik Arap Emirlikleri’nden Türkiye’ye yapılan resmi ziyaret ise pekâlâ “el-İmârât el-Arabiyye el-Müteahhide” diye adlandırılabilir. Çünkü “İmârât”, Arapça emirlikler (petrol şeyhlikleri diye de okunur), Osmanlıca (ve yeni Osmanlıca) ise “imarlar” demek. Ve resmen ilan edildi işte, Türkiye “el-İmârât el-Arabiyye el-Müteahhide” olacak ve müteahhitler eliyle Araplar için imara açılacakmış!

Birleşik Arap Emirlikleri kısaca BAE adıyla biliniyor. BAE adına gelen Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid el Nahyan’dan da adının baş harfleriyle MBZ olarak söz ediliyor. Kısacası ve kısaltmacası, BAE’den MBZ ile TC’den RTE bir araya geldiler ve böylece “darbe destekçisi”,“şerefsiz” sıfatıyla manşete çekilen MBZ’nin önüne türkuaz halılar serdiler.

MBZ çok kısa süre önce, terörist örgüt saydığı Müslüman Kardeşler’in destekçisi diye RTE’yi suçluyordu. RTE de Mısır’da Müslüman Kardeşler’in 2013’te askeri darbeyle devrilmesini desteklediği için MBZ’yi suçluyordu. 2016’daki İslamcı darbe girişimini de dolarlarıyla yine MBZ desteklemişti. RTE’nin desteklediği Libya güçlerinin karşısında, BAE, yani MBZ de vardı. Doğu Akdeniz doğalgaz çekişmelerinde de öyle. Şimdi kostaklanma/ kösteklenme bitti desteklenme başladı. BAE’den MBZ ile TC’den RTE’nin karşılıklı destekleri açıklandı.

Çünkü BAE, TC’ye 10 milyar dolar destek verecekmiş. O para da, son iki ay içinde zaten yüzde 30 ucuzlayan ekonomik varlıkların sahibi Varlık Fonu üzerinden aktarılacakmış. Ancak o para verilse bile sadece birkaç aylık pansuman olabilirmiş. Varlık Fonu’nun başkanı kim? Tabii ki RTE. Ve böylece MBZ ve RTE eliyle MK yerine DK. Yani? Müslüman Kardeşler yerine Dolar Kardeşleri. Çünkü para bulacak başka yer kalmadığından kimler olduğu muamma “dış güçlere” karşı “Ekonomik Kurtuluş Savaşı” da ancak BAE/MBZ desteğiyle kazanılacakmış. Ama elbette sadece “mış, mış”.

İktisatçı arkadaşımız Mustafa Sönmez “destek” balonunu patlatıyor. “Körfez ülkelerinin Türkiye’deki doğrudan yatırımları 42 milyar dolar ve bunun 32 milyar doları Katar’ın. BAE 4.2 milyar dolarda kalmış” diyen Mustafa Sönmez son durumu şöyle açıklıyor: “Birleşik Arap Emirlikleri balonunu anlamak için bu ülkenin mevcut yatırımına bakın. Sadece 4.2 milyar $ yatırımları var. Toplam yabancı yatırımı 224 milyar $’a yakın. (kaynak:TCMB) BAE’ninki yüzde 2 bile değil. Bunlar mı yatırım yapacaklar? Gelmemişler, şimdi niye gelsinler?” Gelseler bile demek ki “el-İmârât el-Arabiyye el-Müteahhide” olarak gelecekler.

“Dış güçler” ekonomiye saldırıya geçmiş ya, Hayri (Kozanoğlu) Hocam da soruyor: “BAE dış güç sayılmaz mı?” Sayılmıyormuş, çünkü dedik ya, el-imârât el-yerli el-milli el-Arabiyye el-müteahhitleriymişler. 2018, 2020 yıllarındaki iki “ekonomik kurtuluş savaşı” ilanından sonra, bu üçüncüsü. İlk savaşlarda savaş sanayiinden Tank Palet Fabrikası Katarlılara satılmıştı, bu son savaşta yine savaş sanayiinden Aselsan’ın BAE’ye satılması gündemdeymiş. (Yazıyı bitirince gördüm, Ahmet Tan’ın Cumhuriyet’teki yazısıyla biraz ‘Müttahide’/pişti olmuşum!)

“Ekonomik Kurtuluş Savaşı” deyince haliyle MGK de devreye girdi. MGK’nin yayınladığı bildiride hükümetin “ihracat odaklı ekonomi politikalarını hayata geçirme sürecinde karşılaştığı ve karşılaşabileceği sınamalar ile tehditler değerlendirilmiştir” denildi. Aman döviz artmasın dediğinizde devletin güvenliğini tehdit etmiş olacaksınız! TL değer kaybetmesin, karnımız doysun dediğinizde de öyle! Öyle mi?

Öyle değil diyenler Birleşik Arap Emirlikleri ve işbirlikçileri karşısına dikilecek olan Birleşik Sol Güçleridir. Öyle değil diyenler, “ekmek arası soğan yiyip susmaya niyetimiz yok” diyenler sokaklara dökülünce, tencere tava sesleri balkonlardan yükselince, başta “el-imârât el-yerli el-milli el-müteahhitleri” tüm Saraylılar, “Hİİİ! GEZİİİ!” diye irkiliyorlar. İşe bakın ki açlıktan karnı guruldayanlar da o gurultuların eşliğinde “Hİ!” diyorlar. MBZ’nin, RTE’nin açılımlarını biliyoruz. Onlar da şimdi bir zahmet Hİ’nin açılımını öğrensinler:

Hükümet İstifa!