30 milletvekili ile Elazığ’da yapılan deprem incelemesi raporunun hazırlayan CHP,  sürecin yeni bir inşaat ve betonlaşma fırsatı olarak algılandığını kaydetti.

Elazığ depremi raporunu açıklayan CHP uyardı: Yeni bir betonlaşma tehlikesi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç ve Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, inceleme sonuçları hakkında bilgi verdi. Yurttaşların, konteynere taşınmadan önce hasarlı olan, ancak henüz yıkılmamış evlerinden ziynet eşyalarını almalarına izin verilmemesinden yakındıkları belirtilen raporda, sürecin yeni bir inşaat ve betonlaşma fırsatı olarak algılandığı uyarısı yapıldı.

Öztunç, “Türkiye, tehlikeli fay hattının olduğu bir deprem bölgesi, gerekli adımların atılması gerekiyor. Hükümeti uyarıyoruz, bu işe ciddiyetle eğilmesi gerekiyor. Elazığ’da ikinci kış geçiyor, hala insanların bir kısmı konteyner kentte. İnsanlar perişan” dedi. Erol da mağduriyetleri dile getirdiklerini ve amaçlarının çözüm bulmak olduğunu söyledi.

ANKA'da yer alan habere göre, CHP Doğa ve Çevre Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç ve CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, TBMM’de basın toplantısı düzenledi, geçen yılki depremde 41 yurttaşın yaşamını yitirdiği Elazığ’da yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Öztunç’un konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Elazığ’da geçtiğimiz yıl yaşanan depremden sonra nelerin yapılıp yapılmadığıyla ilgili rapor hazırladık. Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini bir kez daha anımsatmamız gerekiyor. Türkiye, tehlikeli fay hattının olduğu bir deprem bölgesi. Depremin öncesi, sırası ve sonrasına ilişkin gerekli adımların atılması gerekiyor. Neleri eksik bıraktık dememek için hükümeti uyarıyoruz. Depremin oluşumunu belki engelleyemeyebiliriz ama can ve mal kayıplarını engelleme şansınız var. Acilen bir bakanlığın kurulması gerekiyor. Fay hatlarında bulunan tüm yerleşim birimlerinde analizler yapılmalı. 1999 depremi öncesinde yapılmış tüm binalar, detaylı şekilde incelenmeli. Bu süreçler şeffaf olarak yürütülmeli. CHP olarak görevimizi yapıyoruz ve hükümeti uyarıyoruz.

elazig-depremi-raporunu-aciklayan-chp-uyardi-surec-yeni-bir-insaat-ve-betonlasma-firsati-828608-1.

'BAKAN KURUM, ALGI YARATMA DERDİNDEN ÇIKSIN'

Daha birkaç gün önce Ankara’da deprem yaşandı. En azından Ankara’da yaşayan yöneticileri uyandırması gerekiyor. Türkiye’nin pek çok yeri deprem bölgesi. Hükümetin bu işe ciddiyetle eğilmesi gerekiyor. Bakan Kurum, algı yaratma derdinden çıksın, bir an evvel depremle ilgili çalışmaları gerçekleştirsin. Elazığ’da ikinci kış geçiyor, hala insanların bir kısmı konteyner kentte. İnsanlar perişan. Evler söz verildiği gibi bitirilmedi.”

Ali Öztunç’un ardından konuşan Gürsel Erol, “Zaman zaman soru önergeleri verdik, araştırma önergeleri verdik sonuç olarak ciddi sorunların devam ettiği gerçeği ile karşı karşıyayız. Bunun iki temel sorunu var. Birincisi mevzuattan kaynaklanan sorunlar var. Devlet bürokrasisi mevzuat gereği yapılması gereken her şeyi yaptı ama normal mevzuata göre yapılan işler Elazığ sorunlarını çözen işler değil. 30 milletvekili Elazığ’a gitti, bunu bir devlet meselesi olarak gördü. Mağduriyetleri dile getirdik. Bir rapor hazırladık. Bunu paylaşacağız. Amacımız eksikliklerin tespiti ile ilgili çözüm olabilmek” dedi.

YURTTAŞLAR EVLERİNDEN ZİYNET EŞYALARINI BİLE ALAMIYOR

Öztunç başkanlığındaki 30 kişilik CHP milletvekili heyeti, 41 yurttaşın yaşamını yitirdiği Elazığ’da geçen hafta yaptıkları incelemelerin ardından bir rapor hazırladı. Raporda, yeni konutların yapımının devam etmesi ve teslim tarihlerinin belirsizliği, yapılan konutların birbiriyle çok yakın mesafede olması, ebatlarının 90 metrekareden küçük olması, oda sayılarının az olması gibi nedenlerle yurttaşların şikayetçi olduğu belirtildi. Deprem sonrasında yapılan 11 bin TL yardımın yetersiz kaldığı, yurttaşların taşınma aşamasında 4-5 bin TL gibi nakliye masraflarının olduğu, ildeki kira oranlarının da bin TL’den yüksek olduğu, konutların teslimat sürelerinin uzaması nedeniyle mağduriyetlerinin arttığı kaydedildi. Bin civarında ailenin yaşadığı Doğu Kent konteyner kent merkezindeki yurttaşların da sürecin şeffaf olmamasından, konteynerlerde ne kadar süre daha yaşayacaklarının belirsiz olmasından, yapılan kamusal yardımların yetersizliğinden, konteynere taşınmadan önce hasarlı olan, ancak henüz yıkılmamış evlerinden ziynet eşyalarını almalarına izin verilmemesinden yakındıkları belirtildi.

Raporda; önemli şu değerlendirmelere de yer verildi:

“Afet sonrasında, kamunun rehabilitasyon ve normale dönme aşamasında, yeniden daha iyisini inşa etmek ve kenti afete dirençli hale getirme yükümlülüğü vardır. Ancak, bahsedilen yakınmalarda da yer aldığı üzere deprem sonrasında yapılan uygulamalar, sürecin yeni bir inşaat ve betonlaşma fırsatı olarak algılandığını, bu nedenle de adil ve eşit olmayan uygulamaların yoğun olduğunu söyleyebilmek mümkündür.

Fay hatlarına göre, kentin yeniden planlanması gerekmektedir. Bunun için bilimsel ve objektif raporlar hazırlanmalı ve bu raporların neticelerine göre sağlamlaştırma ve kentsel dönüşüm uygulamalarına yer verilmelidir. Maalesef, Elazığ’da afet sonrasındaki süreç bu duyarlılıkla yürütülmemiştir. Görüşülen bütün yurttaş kesimleri değer tespitleri, kura, kültürel mimariden uzak konut inşaatlarından söz etmekte, kentsel dönüşümü rantsal dönüşüm olarak nitelendirmektedirler. Yurttaşlara göre, kentsel dönüşüm uygulamalarıyla taşınmazları gasp edilmiş, riskli alan olarak belirlenen yerlerde rantsal değeri olan arazi parçalarında konut yapılmamış, yapılan konutların görece daha yüksek bir değere sahip olabilecek daireler kura dışında tutularak stoklanmaktadır. Muhtarlarla yapılan toplantıda, 70 dönümlük arazide inşaat yapıldığı, bunun 50 dönümlük kısmının satıldığı iddia edilmiştir. Yine aynı biçimde, bulvar üzerindeki arsaların ayrıldığı, ileri süreçte pazarlanacağı iddia edilmiştir.”

'FAY KANUNU ÇIKARILSIN'

Raporda, Afet İşleri ve Deprem Bakanlığı kurulması, Fay Kanunu Teklifi’nin kanunlaştırılması, deprem konutlarında anahtar teslim inşaat maliyetinin yüzde 50 oranında AFAD Başkanlığı’nca karşılanması, deprem bölgelerinde zemin etüd sonuçlarına göre imar planları revize edilmesi, tarım alanları ve ormanların imara açılmaması gibi bir dizi çözüm önerisi de sıralandı.”