Dünyada bazı büyük şehirler elektrikli scooter’lar üzerine planlar yaparken bazı şehirler ise onları açıkça yasakladı. Covid-19 ile beraberse ilgi arttı. Peki, elektrikli scooter’lar ne kadar yeşil ve ne kadar güvenli?

Elektrikli scooter’lar dostumuz mu?

FRANCESCA PERRY*

Herhangi bir sokakta yahut parkta yanınızdan küçük bir uğultu ile geçip giden bir elektrikli scooter (e-scooter) görmüş olabilirsiniz. Bilhassa Covid-19 pandemisiyle beraber sosyal izolasyonlar arttıkça ve insanlar toplu taşıma araçlarından kaçındıkça e-scooter’lar daha da popüler hale geldi. Ancak e-scooter’ların hikâyesi hep bir tartışma nedeni oldu. Bu araçlar kısa yolculuklar için eğlenceli ve çevre dostu bir seçenek sunarken, son iki yılda güvenlik ve sürdürülebilirlikleri hakkında bir dizi soru ortaya çıktı.

Peki, e-scooter’lar riskli bir teknolojik yenilikten koronavirüs geri kazanımı için yeşil bir seyahat çözümüne nasıl evirildi? Ve bu gezegenimiz için gerçekten iyi mi?

E-scooterlar on yıldan uzun bir süredir özel olarak satın alınabilse de hâlâ pahalı. Pek çok şehirde ise akıllı telefon uygulamaları ile saniyeler içinde kiralanabilen akıllı sistemleri devreye girdi. Bird ve Lime gibi girişimler ABD’de 2018’de, bazen izinsiz de olsa, hızla kullanıma açıldı. Bu girişimler sonra Avrupa şehirlerinde de kendini gösterdi. E-scooter paylaşım uygulamaları, Şili’den Güney Kore’ye ve Türkiye’den Yeni Zelanda’ya kadar en az 20 ülkede 100’den fazla şehirde kullanımda. Araştırmalar, 2024 yılına kadar 4,6 milyon paylaşımlı e-scooter’ın dünya çapında faaliyete geçeceğini söylüyor. Bu sayı 2019 yılında 774 bin adetti.

E-scooter’lar Jakarta, Singapur ve Şanghay’da yollarda ve kaldırımlarda tamamen yasaklanırken, bu araçların Paris’te ise kaldırımlara park edilmesi yasaklandı. Diğer pek çok şehirde de hız sınırları, scooter sayılarındaki kısıtlamalar veya nerede kullanılacağı ve park edilebileceklerine dair kurallar var.

NE KADAR YEŞİL?

Güvenlik elbette ki tek başına bir sorun değil. Çevre dostu olup olmaması yönünden de bazı tartışmalar var. Paylaşımlı e-scooter’lar emisyon içermemesine rağmen, üretimleri, taşınma ve yönetim süreçleri, kullanım ömürlerinin kısa olması gibi sebeplerle sera gazı emisyonlarına sebep oluyor. Paylaşımlı araçların çoğu genellikle fosil yakıtlı araçlarla düzenli olarak toplanıyor, şarj ediliyor ve de yeniden yerlerine konuluyor. Bu da çevresel faktörlerde pek görünmeyen bir yüzü oluşturuyor.

2019’da North Carolina State Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından yapılan bir araştırma, e-scooter’ların üretim ve taşıma süreçlerinde üretilen emisyonları dikkate alındığında, yoğun kullanımdaki bir halk otobüsüne, elektrikli bisiklet ya da motosiklete oranla daha fazla emisyon ürettiğini ortaya çıkardı. Bu sonuçların benzerleri Lufthansa’nın inovasyon ekibinin yaptığı bir araştırmada da tekrarlandı. Sonuçlarda, araçların şarj edilmesi için yapılan taşıma sayılarının azaltılması ya da bu taşımaların emisyonsuz araçlarla yapılması; e-scooter ömürlerini uzun tutmak emisyon üretimini azaltabilecek önlemler olarak sıralandı. Şu anda üretilen e-scooter’ların ömüleri 1-2 yıl olarak biliniyor. Ancak kazalar ya da beklenmedik olaylar bu süreyi daha da aşağı çekebiliyor.

Öte yandan yürütülen promosyon çalışmalarıyla e-scooter’lar özel araçlara alternatif olarak sunuldu ama genellikle de toplu taşımaya ya da yürümeye alternatif olarak kullanıldı. Fransa’da yapılan bir araştırmada e-scooter olmasaydı kullanıcıların yüzde 44’ü yürümeyi tercih edeceğini söylerken, yüzde 30’u ise toplu taşıma kullanacağını dile getirdi. Özel arabalarını kullanacaklarını söyleyen kişilerin oranı ise yalnızca yüzde 4.

YENİ NORMALDE E-SCOOTER

Sürdürülebilirliğin çok önemli olduğu bir dönemde artık diğer bir önemli şey de bunu sosyal mesafe kurallarıyla yapmak. Kamuya açık alanlarda kullanımının yasak olmasına rağmen, Finlandiya, İrlanda ve İngiltere de dahil olmak üzere özel e-scooter satışlarının arttığını bildirildi. İngiltere’de işler ise Covid-19 ile beraber değişti. 2021’de seçilecek 4 farklı bölgede paylaşımlı e-scooter uygulamalarının denemeleri yapılacak. Pandemi ile beraber e-scooter’a göz kırpan tek ülke İngiltere de değil. Avustralya’da Brisbane şehri paylaşımlı e-scooter’ların sürelerini bir yıl daha uzattı, uygulamayı şehir merkezinden banliyölere doğru genişletti. Kolombiya’nın başkenti Bogotá’da ise yerel yönetim paylaşımlı e-scooter sağlayıcılarına daha esnek avantajlar sundu. Arjantin’de Buenos Aires’te de teşvikler söz konusu. Roma yönetimi de mayıs ayında ilk kez bu araçlara izin verdi. İtalyan hükümeti, e-scooter şirketi Helbiz ile ortaklık yaptı. Roma’de yönetim, şehir sakinlerine bir e-scooter satın almak için sübvansiyonlar sunuyor.

*BBC’den Türkçeye kısaltılarak çevrildi