İktidar partisinin çeşitli ‘unsurları’ yine çok eğlenceliydi geçen hafta boyunca. Hatırlarsınız, şöyle bir haber düştü:

“AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, ‘Bütün emekliler yılbaşı ve yıl sonundaki enflasyon farklarından faydalanırken sadece milletvekilleri bu farktan faydalanamıyor. Parlamenterler Birliği de milletvekillerine uygulanmaması haksızlık' diye ifade ettiler. Biz de görüşün, diğer siyasi partiler buna olumlu derlerse, ortak önerge vermeye razı olurlarsa biz üzerimize düşeni yaparız dedik" şeklinde konuştu.”


Elitaş'tan sadece AKP Grup Başkanvekili diye bahsetmek olmaz. Mustafa Bey, 1957 yılında Kayseri'de doğmuş. 2001 yılından beri AKP'li ve 2002 yılından beri milletvekili. Evet, 45 yaşında milletvekili olmuş ve 22 yıldır mecliste. 24 Kasım 2015-26 Mayıs 2016 yılları arasında Ahmet Davutoğlu başbakanlığındaki kabinede de Ekonomi Bakanı olarak görev yapmış.

Yirmi yıldır meclise demir atmış olan bu arkadaş herhalde bir dönem daha milletvekili olmayı düşünmüyor ki yukarıdaki açıklamayı yapıyor. Eskiden böyle şeyleri medyadaki kuklalarına söyletirler ya da yazdırırlardı. Artık hiç utanmaları sıkılmaları yok.

***

20 yıldır milletvekili olan Mustafa Elitaş'ın karnesine bir bakalım:

♦ Milletvekilinin İlk İmza Sahibi Olduğu Kanun Teklifleri: 0
♦ Milletvekilinin İmzasının Bulunduğu Kanun Teklifleri: 2
♦ Milletvekilinin Sahibi Olduğu Yazılı Soru Önergeleri: 0
♦ Milletvekilinin İlk İmza Sahibi Olduğu Meclis Genel Görüşme Önergeleri: 0
♦ Milletvekilinin İlk İmzasının Bulunduğu Meclis Genel Görüşme Önergeleri: 0
♦ Milletvekilinin İlk İmzasının Bulunduğu Meclis Soruşturması Önergeleri: 0
♦ Milletvekilinin İmzasının Bulunduğu Meclis Soruşturması Önergeleri: 0
♦ Milletvekilinin İlk İmzasının Bulunduğu Meclis Araştırması Önergeleri: 0
♦ Milletvekilinin İmzasının Bulunduğu Meclis Araştırması Önergeleri: 0

Ne dersiniz? Şimdi sizin de gözünüze uyku girmeyecek Mustafa Bey emekliliğinde nasıl geçinecek diye...

Yahu! El insaf!

Simitçide bir kenarda bekliyor adam geçen gün. Titriyor. Yarım simit alacakmış. Başka yarım simit alacak birini bekliyor. Az önce çıkmadan okuduğum haber geliyor aklıma. Diyanet'in başı Ali Erbaş: “Dedem açlıktan çarıklarını yemiş.”

Yahu! Hadi oradan!

Hiç mi yüzünüz kızarmıyor?

***

Her konuşmasında halkın bir kesimini aşağılamayı, ötekileştirmeyi kendine görev edinmiş olan Sayın Cumhurbaşkanı, yılbaşından hemen önce, 25 Aralık günü Gaziantep'te yaptığı konuşmasında “Beyaz Türkler, hayvanlarınıza sahip çıkın” diyor ve ekliyordu: “Tabii ilginç olan bir şey var; bunlar parası bol olanların köpekleri.”

Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları hayvan severler başta olmak üzere toplumun her kesiminden aklı başında kişilerin tepkisini çekti.

Tepkiler Sayın Cumhurbaşkanı'nı da üzmüş olacak ki Tayyip Bey, iki gün önce Beykoz Hayvan Barınağı'nı ziyaret etti. Orada barınağın maskotu olan “Milo” adlı Jack Russel Terrier cinsi köpeğe top attı. Milo getirdi, Tayyip Bey de “Bak yahu havada yakalıyor, getiriyor” falan tadında bir şeyler söyledi.

Yeri gelmişken hatırlatalım; her ne kadar iktidar partisi aksini iddia etse de Türkiye'de Hayvan Hakları Yasası çıkmadı. Yüzlerce örnek vermek mümkün ancak ben size bir kez daha Yeniköy'de yan komşusunun bahçesine girerek köpek Nero'yu iki kurşun ile katleden Alp Erkin hakkında açılan soruşturmadan takipsizlik çıktığını, Erkin'e dava açılmadığını hatırlatayım.

***

Bu Ahmet Hakan'ı biliyorsunuz. On tane fırıldama yazısı yazarsa bir iki tane yazısıyla da muhalefete yanaşır. Dostlar alışverişte görsün hesabı. “Bir Hürriyet yazarına şiddetle itirazım var” başlıklı bir yazı yazmış geçen gün. Efendim neymiş, Fuat Bol “CHP'liler demokrat olabilir mi?” diye yazı yazmış da, bu yanlışmış da, böyle genelleme yapılmazmış da. İlkokulda okul gazetesi çıkarıyorlarmışçasına anlatıyor. Devam ediyor ileride:

“Fuat Bol'u severim, Çelebi adamdır”

Bak Ahmet, bazı laflar senin ağzına büyük gelir, geç bu “Çelebi” falan laflarını! Neyse, devam ediyor:

“Ama Hürriyet gibi çeşitli partilere oy vermiş okurları bulunan bir halk gazetesinde herhangi bir siyasi partiye oy veren herkesi, bir genellemeye kurban etmesine şiddetle itirazım var.”

Ahmet, sen hiç üzme kendini. O senin bahsettiğin Hürriyet Gazetesi eskidendi, çok eskiden. Şimdiki Hürriyet, patronlarının ve senin de katkılarınızla, iktidar partisinin yayın organıdır. Kimse de aksini iddia edemez.

Hayatında tarihe geçebileceğin tek şey bunda rolün olmasıydı. Başardın Ahmet.