Elinize ne aldığınızı bilin!

Bunlarla bir yandan dalga geçiyor olma durumu, bir yandan da “durum o kadar ciddi ki, şakasını yapmamak lazım” durumu arasında gidip gelmek duygusu var ya! Başınıza gelmiştir. “Gülüyoruz ağlanacak halimize” ikileminden ben artık vazgeçtim! Dalga geçmeyip, küçük görmeyip de ne yapacaksın? Hanımefendi çıkmış “Porsiyonlarınızı küçültün” diyebiliyor. Bunların televizyon kanalı, simit 3,5 lira olunca “simit çok zararlı” haberi yapabiliyor. Hem de bunların vekili daha bir kaç gün öncesinde “Ne olacak, üç öğün simit yiyiverin” demişken. Başka bir tane vekilleri çıkmış diyor ki “Türkiye'de kriz yok, bunlar iş beğenmiyorlar! Yine bunların vekillerinden birisi diyebiliyor ki “Eti gramla, sebzeyi taneyle alın.”


Bunların en başyazarlarından birisi Kılıçdaroğlu'nu ve CHP'yi yine Fetö, metö diye suçluyor. Hem de Fetö ele başısıyla fotoğrafı hâlâ boy boy ortalarda gezerken. Aynı ‘bu’ yazarın damadı ile ilgili rüşvet suçlamaları ortalıkta dönüyor, ‘bu’, bunlarla ilgili konuşmuyor.

***

Başbakanlığında ilkokullara gidip kara tahtaya iki satır yazı yazamayan bunlardan biri, bu sefer de sıfır ile yediyi çarpınca sonucu yedi buluyor; şaşırıyor muyuz?

Yine bu zihniyet 93 yılında önce babasını yakıyor Madımak Oteli'nde Zeynep Altıok'un! Annesini kanser ediyor. Davada zaman aşımı kararı çıktığında dönemin baş ‘bu’su “Gazanız mübarek olsun” diyerek veriyor müjdeyi ortaçağ zihniyetli, pis sakallı, örümcek beyinli yandaşlarına!

Bunlar yetmezmiş gibi Altıok, geçtiğimiz günlerde yargılandığı davada hapis cezasına mahkûm oluyor. Konu CB'ye hakaret! Kanıt; Tweetler. Bir tanesi bile suç içermiyor! Zeynep'in yazdığı bütün tweetleri buraya yazacaktım. 54 tweet var. 54x140 hesabı bunu yapmama izin vermiyor. Ama siz beni de Zeynep'in tüm söylediklerini söylemiş sayın.

***

Tam bu sıralarda Selman Öğüt ile ilgili “basit yargılama usulü ile” yani duruşma yapılmaksızın yargılandığım davada karar çıkıyor; para cezasına çarptırılıyorum. Karara itiraz ettik, açık yargılama talep ediyoruz. O gün geldiğinde bugüne kadar söylenmemiş ya da söylenmiş de gözden kaçmış Selman Öğüt hadiselerini yıkılmayacak bir söğüt gibi dikeceğim mahkemenin ortasına.

Bizim sizlerle uğraşmak için hakaret etmemize falan gerek yok ki! Bu ancak size yakışır! Bizimkiler durum tespitidir, tek tek anlatmaya, söylemeye devam edeceğiz.

Tüm bunların yanında nur topu gibi yeni bir davamız da oldu. “Bunların” festivalcileri, “bunların” organizatörleri ile hukuk önünde hesaplaşacağız. Detaylarını önümüzdeki günlerde paylaşırım.

Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın!

***

Yıllar önce Prof. Türkan Saylan'ı sabaha karşı operasyonu ile aldınız evinden. Ondan bir kaç yıl sonra Metin Akpınar'ı, Müjdat Gezen'i. Geçtiğimiz günlerde de İHD Eş Genel Başkanı avukat Eren Keskin'i, 2,5 yıl önce yaptığı bir konuşma nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında sabaha karşı aldınız evinden. Yine! Hepsi çağırsanız gelirdi. Babacıklarının paralarıyla, babacıklarının gemileriyle kaçanlardan mı sandınız bizleri!

Bu ülkenin en büyük değerlerinden birini, Genco Erkal'ı mahkeme kapılarında süründürmeye çalışıyorsunuz. Ama bizim delikanlı çatır çatır çarpışıyor sizinle! Sindirebileceğinizi mi sandınız!

Sizden korkan sizin gibi olsun!

***

Altın Kelebek Ödülleri sahiplerini bulmuş olacak siz bu satırları okuduğunuzda. Başlattığım protestodan sonra bu ödüllerle birlikte anılmayı reddetmiş diğer dostlarımı kutlarım. Bugün ödül törenine katılacak, hatta ödül alacak dostlara da “dost acı söyler” kabilinden bir kez daha hatırlatmakta yarar var. Aday olduğunuz ya da aldığınız ödül halkın takdiri değildir! İktidarın yayın organından ödül alıyorsunuz. Elinize aldığınızın ne olduğunu bilin de, ondan sonra yine ne yapıyorsanız yapın!

Herkese güzel, aydınlık bir hafta dilerim. Artık ne kadar olabiliyorsa. Ama unutmayın; az kaldı!