Eğitim zayiatı yahut intihar olarak kayda geçen şüpheli asker ölümlerinin sonu gelmiyor. 2021 senesi içinde 10 asker şüpheli şekilde hayatını kaybederken asker aileleri, “Sağlam verdik ama ölüm haberini aldık” diyor.

Emanet diyorlar sahip çıkmıyorlar

Dilan Esen

Türkiye’de 2021 yılı içerisinde en az 10 asker şüpheli şekilde hayatını kaybetti. 2000 yılından bu yana yaşamını yitiren yüzlerce askerin ölümü kayıtlara eğitim zayiatı ve intihar olarak geçti.

Söz konusu şüpheli ölümlere ilişkin başlatılan soruşturmaların ve açılan davaların çok azından olumlu sonuç elde edilirken bazı davalar ancak 22 yıl geçtikten sonra sonuçlanabildi.

Anayasa Mahkemesi (AYM) birkaç ölüm vakası hakkında yaşam hakkı ihlali kararı verdi. Kararlarda dikkat çeken nokta ise AYM’nin etkin soruşturma yürütülmediğine yönelik değerlendirmeleri oldu.


Öte yandan Milli Savunma Bakanlığı (MSB) şüpheli asker ölümlerine dair verileri paylaşmaktan geri duruyor. Bakanlığın son açıkladığı veriler 2000 ve 2012 yılları arasını kapsıyor ve buna göre 934 asker şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Bakanlık verilerine göre bu yıllar arasında çatışmalarda hayatını kaybeden asker sayısı ise 818.

Şüpheli Ölümler ve Mağdurları Derneği’ne göre ise şüpheli şekilde hayatını kaybeden asker sayısı 2000-2020 arasında 3 binin üzerinde. Derneğe son 2 ayda gelen başvuru sayısı da 7.

MERMİ PARASI İSTEDİLER

Muş’ta 2012’de zorunlu askerlik görevini yaptığı sırada henüz 20 yaşındaki oğlu Uysal Doğan’ı kaybeden Şüpheli Ölümler ve Mağdurları Derneği Başkanı Rıza Doğan “Devlet alırken sağlam alıyor” dedi. Uysal Doğan’ın askerdeyken intihar ettiği iddia edildi, olaydan 2 buçuk yıl sonra ailesine kanlı kıyafetleri gönderildi. Kara Kuvvetleri Komutanlığı 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı, Doğan’ın şüpheli ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmada, takipsizlik kararı verdi ve erin ailesinden de 1.11 liralık fişek bedeli istedi. Yapılan itirazlar sonucunda açılan dava, Ankara 17’nci İdare Mahkemesi’nde devam ediyor.

“Devletin görevi mermi parası istemek değil, çocuklarımıza sahip çıkmak” diyen baba Doğan, şunları söyledi: “Bir gün önce telefonla konuştuk, bir gün sonra ‘Öldü’ dediler. Silah başkasına ait. Yemek dağıtan adamın elinde barut izi bulunuyor. Hiçbir mahkeme bunu ciddiye almıyor. Kapanan davalar buna rağmen tekrar açılmadı.”

Öldürülen askerlerin yaklaşık yüzde 80’inin Kürt veya Alevi olduklarını söyleyen Doğan, “İntihara çok mu meyilliler de özellikle bu çocuklar ölüyor? Ben çocuğumun mezhebinden dolayı öldürüldüğünü düşünüyorum” diye konuştu.

Bakanlıktan, Genelkurmay’dan, Cumhurbaşkanı’ndan sık sık randevu talep ettiklerini ve dilekçe yazdıklarını belirten Doğan, “8 yıldır telefonla ‘Randevu veremeyiz’ diye dönüş yapıyorlar. Yazılı cevap bile vermiyorlar. Basında dile getirilmesin istiyorlar. Bu aileleri kimse görmüyor” ifadelerini kullandı.

‘BENİ ÖLDÜRECEKLER’

Uşak’ta zorunlu askerlik yapan İmam Bildik’in 15 Ekim 2012’de devriye aracı hareket halindeyken komutanı ile yaşadığı tartışma sonrası araçtan atlayarak intihar ettiği ileri sürüldü. Ancak Bildik’in otopsi raporlarında başına sert bir cisimle vurulduğu tespit edildi. Olayla ilgili şüphe bununla bitmedi. İmam Bildik’in olay günü giydiği kıyafetleri kömür torbalarının arasında bulundu, araç Olay Yeri İnceleme ekipleri gelmeden önce temizlendi ve er olaydan sonra hastaneye değil Jandarma Karakolu’na götürüldü. AYM, Bildik’in yaşam hakkının ihlal edildiğine ve ailesine tazminat ödenmesine hükmetti ama ailenin şehitlik talebi hâlâ bekliyor.

Oğlunun öldürülmeden önce bir komutanın üzerine yürüdüğünü söylediğini aktaran baba Hasan Bildik, “Oğluma ‘Korkma’ dedim. ‘Üzerime geliyor, beni öldürecek’ dedi. 3 kere daha aradı. Sonra hastaneye kaldırıldığını öğrendik” dedi.

DEVLET SAĞLIĞIMI BOZDU

AYM’den olumlu karar aldıklarını hatırlatan baba Bildik, şöyle konuştu: “Meclis’e de gittim, her şeyi anlattım. ‘Benim çocuğumun suçu varsa çıkarsınlar ortaya’ dedim. Hastaneye gidiyorum, ‘Senin psikolojin bozulmuş’ diyorlar. Benim sağlığımı da devlet bozdu. Hakkı neyse onu verseydiler bu kadar zoruma gitmezdi. Benim oğlumu öldürdüler. Benim oğlum Kürt olduğu için öldürüldü. Benim oğlum çok efendi ve dürüsttü, temizdi. İçim yanıyor. Herkes bu vatanı beklemeye gidiyor neden ayrım yapıyorlar? Bu devlette vicdan, merhamet yok. Benim oğluma şehitlik vermediler.”

***

Çok az hukuki karar çıkıyor

Şüpheli şekilde ölen askerlerin davalarına bakan Avukat Ahmet Çevik ise söz konusu ölümlerle ilgili verilere ulaşamadıklarını söyledi. Ölüm sebeplerinin ‘ranzadan düştü, akrep soktu, kafasını dolaba vurdu, eğitim zayiatı, intihar etti’ olarak gösterildiğini vurgulayan Çevik, şunlara dikkat çekti: “Soruşturmalar yürüyor ama çok az karar çıkıyor. Bu davalar önceden askeri mahkemelerde görülüyordu ama sonra idari yargı görevlendirildi. Hukuk mücadelelerinde bir adım atılmadı. Bu ölümler her gün artarak devam ediyor. Bir gelişme yok ama AİHM ve AYM’den yaşam hakkı ihlalleri olduğuna yönelik kararlar çıkıyor. AİHM bunun hizmet kusuru olduğunu söylüyor.”

Askere gidenler için tüm güvenlik önlemlerinin alınması gerektiğinin altını çizen Çevik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu gençler neden yaşamını yitirdi, diye sorulmuyor. Aileler seslerini duyuramıyor. Ermeniler, Kürtler, Aleviler gidiyor. Ekonomik durumu zayıf ötekilerin kötü muameleye maruz kalması mümkün olabiliyor. Bu da tabii ki bir baskıya sebep oluyor.”

emanet-diyorlar-sahip-cikmiyorlar-864314-1.