Genel mantık, ya da normal bir birey, aklı, algılaması, zekâsı, vizyonu, kültürü yerinde bir birey bile değil. Normal bir birey bile şu sorunun cevabını verebilir:

Bir konuda aksaklık olduğunda ne yapılmalıdır?

Öncelikle aksaklık nereden kaynaklanıyor onu bulmak ve ona göre önlem almak gerekir. Mesela aracınızın frenleri bozuk ve bu yüzden kaza yapıyorsunuz. Ne yapmanız gerekir? Tabii ki sanayiye gidip frenlere baktırırsınız.
Aracınızın silecekleri arızalı, yağmurda önünüzü göremiyorsunuz. Ne yaparsınız? Gidersiniz silecekleri yenilersiniz ya da bi ustaya baktırırsınız.

Aracınızın farları yanmıyor, gece Karaşimşek gibi dolaşıyorsunuz. Polis geldi ceza yazdı. Ne yaparsınız? Öncelikle polise ‘Abi canını yiyim’ çekersiniz, polis de ‘Kardeşim farlar yanmıyor, kesiyorum cezanı’ der. Sonra tekrar ceza yememek için farları yaptırırsınız değil mi? Yani bunun için süper zekâya, anormal bir genel kültüre, Elon Musk gibi bir vizyona ya da Bülent Ersoy gibi bir kürk mantoya ihtiyaç duymazsınız...

Peki, bizde bu işler nasıl oluyor? Malum geçen hafta olumsuz bir deprem haberiyle yine sarsıldık. Ülkenin ortasından Kanal İstanbul misali geçen fay hatları var. Bilim insanları bunu söylüyor. Hadi bilime inanmıyorsunuz, yahu ülkede sürekli deprem oluyor deprem. Zangır zangır titriyoruz, en uçtan diğer en uca kadar... Ne yaparsınız?

Bizim ülkede şu yapılıyor. Zamanında deprem için 99 yılından beri alınan vergiler öncelikle vatandaşa daha korunaklı evler, daha korunaklı devlet yapıları sunmak yerine cebellezi edilip bildiğin duble yol yapılıyor. Bir de bunu açıklarken de kimse utanmıyor, sıkılmıyor. Deprem vergilerinizi biz pavyonda yedik deseler neredeyse daha kötü. Allah’a çok şükür vergileri pavyonda yemiyorlar ama yine de depremle alakası olmayan işlere harcıyorlar. Ne bir tedbir, ne bir önlem...

Deprem oluyor, sonrasında diyorlar ki ‘Depremde toplanma alanlarına ihtiyaç var’...

Alanlar belirleniyor, sonra ne oluyor. Medeni insan şöyle düşünüyor. Deprem toplanma alanlarına özel altyapı yapılır, depremde zarar görmeyecek şekilde su tankları, baz istasyonları, iletişim altyapısı hazırlanır. Çadırlar, tıbbi malzemeler stoklanır ve bu alanlar depremde olası bir olumsuzluk karşısında vatandaşın hayatını kurtarmak için düğüm noktası olur...

Tabii normal bir ülke değiliz. Ama normal olmayan biz değil, bizi yönetenler. Bizi yönetenler nedense pirana gibiler. Piranaların yemeğe olan sevdası bizimkilerde rant ve paraya ve bir de vizyonsuz oldukları için Maybach makam arabasına kadar gidiyor. Ha bir de makamlarına gizli odalar, gizli banyolar yaptırıp her yeri mermer ve varak kaplatıyorlar...

Neyse bizim normal dışı canlılarımız o alanları hemen ona buna satıp AVM yaptırıyorlar. Nasıl olsa kazancın dini olmaz. Paranın da taptığı tek şey para olunca, ne inanç, ne ahlak, ne utanma, ne sıkılma, ne sorumluluk duygusu, ne insanlığa dair en ufak bir kaygı kalıyor. Maksat cepler dolsun. Ama sadece bizim cebimiz dolsun... Ya bir de öyle bir açgözlülük ki yaşanan yedi soy yetecek kadar parası olan, hala daha da fazla kazanmak istiyor. Her şey bende. Güneş ışınları sadece benim üzerime düşsün denecek bir noktada.

Bence gayet olumlu. Kader var, inanç var, sonuçta evlerimizi de düzgün yapmak ve denetlemek yerine Allah’a emanet edersek daha karlı olur.

Herkes Allah’a emanet olsun.