Lili May isminde resimli bir fantastik kurgu serisinin yazarı ve çizeri Hatice Aksüt, “Macera, aşk, dostluk, gizem barındıran, kalbi ısıtan ve emeği anlatan bir yolculuk hikâyesi okumak istiyorsanız Lili May size göre” diyor.

Emeği anlatan yolculuk öyküsü

Işıl ÇALIŞKAN

Yazar ve illüstratör Hatice Aksüt’ün hem fantastik hikâyesi hem de etkileyici çizimleriyle dikkat çeken Lili May serisi, Sıfırdan Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluştu. Üç kitaptan oluşan fantastik roman serisi Lili May’de okurlar, genç bir kızın kendi tercihleri sonucunda yaşadığı zorluk ve güzelliklere tanıklık ediyor. Aksüt’ün yarattığı fantastik dünyada, herkesin kendi gerçek hayatından kesitler de bulabileceği bu sürükleyici macera, genç yetişkinlere hayatın her zaman sürprizlerle dolu olduğunu ve hayatın, tam da kendimizi bulduğumuz noktada başladığını hatırlatıyor. Aksüt ile kitabını konuştuk.

Lili May üç kitaplık uzun bir hikâye. Hikâyenin doğuş sürecinden bahseder misiniz?
Bu seri bir gençlik hikâyesi olarak başlıyor. Lili, birinci kitapta sakin kasabasında, büyükannesinin dizinin dibinde yaşayan, on yedi yaşında genç bir kız. Kasabaya gelen esrarengiz ziyaretçilerle hayatı baştan sona değişiyor, dahası kendini büyük bir çıkmazın içinde buluyor. Lili üç kitapta da çok zor yollardan geçiyor ve bu zor yollardan geçerken de büyüyor. Dolayısıyla bu seriyi bir büyüme hikâyesi olarak da adlandırabiliriz.

Lili May, seriye adını veren ana karakteriniz genç bir kız. Bir kadın karakter. Ayrıca kitapların içinde, hikâyenin dönüm noktalarına etki eden başka kadın karakterler de var. Bu tercihlerinizle ilgili neler söylemek istersiniz?
Kitapların üçünde de zeki, hırslı, tuttuğunu koparan kadın karakterler var. Örneğin, birinci kitabın kapağındaki Suzan Senaluf kudretli bir cadı. Zekâsı ve becerisiyle herkesi kendine hayran bırakıyor. Üçüncü kitap kapağındaki Dezire de kendi ayakları üzerinde duran, kimseye minnet etmeyen bir karakter. Lili fazla koruyucu bir büyükannenin yanında büyümüş genç bir kız olarak naif bir çizgide ama okuyucu hikâye ilerledikçe onun kafasına koyduğunu yapan tarafıyla tanışacak. Haksızlık karşısında susmaması, en zor şartlarda bile doğruları savunması kahraman olarak Lili’ye çok yakışıyor. Bunun dışında korsanlardan tutun, tarla ırgatlarına kadar bir dolu kadından bahsettim, araya hoşluk katan küçük hikâyeler serpiştirdim. Bu anlattığım kadınlar olmasaydı, hikâye bu şekilde doğamazdı. Sizin de söylediğiniz gibi onlar kilit noktalarda.

Hikâyenin tamamında fantastik bir evrende mi yaşıyoruz? Çözdüğümüz sorunların gerçek hayatta bir karşılığı var mı?
Elbette var. Yaşadığımız zorluklar, şekillenmemizde büyük rol oynuyor, diye düşünüyorum. Zorlukları bu çerçevede düşündüm. Tek başına var olmaya çalışmak, yuvadan ayrı düşmek, beraberinde ne gibi zorlukları getirir, gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaştım. Sonuçta bir yolculuk hikâyesinden bahsediyoruz. Ayrılık ve özlem elbette olacak. Bunun dışında köklerini bulmak, kendini keşfetmek, bir amaca baş koymak, diğer temalardan; yani gerçek hayatın içinden dertlerimiz.

Peki, sizce Lili May serisi hangi okuyucu kitlesine sesleniyor?
Alt yaş verebilirim sadece. On iki yaş ve üzeri herkes okuyabilir. Macera, aşk, dostluk, gizem barındıran, kalbi ısıtan ve emeği anlatan bir yolculuk hikâyesi okumak istiyorsanız Lili May size göre olabilir.