Emek düşmanı program netleşiyor: Sermaye Bakan’a ‘bunları yap’ dedi
İktidarın İş Kanunu üzerindeki planlarından güç bulan sermaye, taleplerini Çalışma Bakanı Işıkhan’a tek tek sıraladı. Patronlar kamuda daha fazla kaynak ve emekçi düşmanı politikaları iktidardan talep etti.
Melisa AY
22 yıllık AKP iktidarında sık sık hedef haline gelen İş Kanunu, patronların da dilinde. Sermaye şimdi de yeni taleplerin peşinde. İş Kanunu üzerindeki tartışmalar geçtiğimiz ay yapılan Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) toplantısının ardından yeniden açıldı. Açıklanan Orta Vadeli Program’da da yer alan çalışma yaşamında daha fazla hak gaspının önünü açacak yeni uygulamalar, patronların beğenisini kazandı. Güvencesizliği ve sömürü koşullarını dayatmakta hevesli sermaye bir kez daha “Yetmez” diyor.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, sermayenin talep ve beklentilerini açıklayarak iktidardan İş Kanunu’nda değişikliğe gidilmesini istedi. Avdagiç “ilave istihdam” bahanesiyle güvenceleri hedef aldı. Çocuk işçiliği meşrulaştırarak lise öğrencilerinin emeğini ücretsiz hâle getiren ve ismi devamlı iş cinayetleri ile anılan MESEM’ler için de “Sisteme ağırlık verilmelidir” denildi.
Avdagiç, iktidara seslenerek “İş Kanunu’nun ‘ekonomi dostu’ olarak güncellenmesinin iş dünyasının temel önceliklerinden biri olduğunu” ifade etti. ‘Dostluk’ beklentisinin temelinde ise emeklilik sisteminde değişiklik, tazminat davalarında işveren lehine zamanaşımı ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) denetimlerinin ‘habersiz yapılmaması’ talepleri var.
Taleplerde, kıdem ve işe iade tazminatları ile sendikal tazminat, ayrıca işsizlik sigortası ‘katı’ bulundu, iktidara ‘Gözden geçirilmeli’ talimatı verildi. Emekli aylığı bağlama sisteminde 2024 ile 2025 yılları arasında oluşacak yüzde 34’lük farkın emekli olma talebini hızlandırdığını düşünen sermaye, “İstihdam dengesizleşiyor” diyerek emeklilik hakkını da hedef aldı.
Ortalama 2 yılda karara bağlandığı bilinen işe iade ve tazminat davalarında da 1 yıllık zamanaşımı isteyen sermaye, taleplerini Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’ın da bulunduğu toplantıda sıraladı.
BAKAN TALEPLERİ BİZZAT TOPLADI
DİSK Genel Sekreteri Özkan Atar, sermayenin talepleri hakkında yaptığı değerlendirmede, “İşçinin en temel haklarını, Çalışma Bakanı’nın gözünün içine baka baka hedef aldılar. Zaten sermaye kanun değişikliğini her fırsatta gündeme getirmekten çekinmiyor. Sendikaların randevu dahi alamadığı Bakanlık sermayeden talep toplamaya bizzat gidiyor” dedi. Önceki gün Çalışma Bakanlığı önünde seslerini duyurmaya çalışan Fernas maden ve Akcanlar tekstil işçileri de Bakanlık’tan randevu alamamıştı.
Atar, “Sermayeyle iktidar, kol kola en temel hakları hedef alma cüretini gösteriyor. Müfettiş denetimleri için dahi randevu istediler. Kısa çalışma ödeneğini yani kamu kaynaklarını özgürce kullanmayı talep ettiler. MESEM gibi çocuk işçiliğini bir yol haline getiren ve kamu kaynaklarından bedava işgücü yaratan bir uygulamanın daha da ilerletilmesini istediler. Bazı alacak davalarında 5 yıllık zamanaşımı süresi yeterli gelmezken onlar 1 yıl dediler. Bu çabalar, sermayenin emeğin tüm sorumluluğunu üstlerinden atma çabasıdır” değerlendirmesinde bulundu. DİSK’in 20 Eylül’de İzmir’de gerçekleştireceği bölge mitingini hatırlatan Atar, “İşçiyi hedef alan tüm planlara karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Temel haklarımızı asla tartışmaya açtırmayacağız, böyle bir girişime fırsat vermeyeceğiz. Mitingimizde de bu planları yapanlara kitlesel ve güçlü bir biçimde cevabımızı vereceğiz” dedi.
İŞ KANUNU ‘KATI’ GELDİ
Sermayenin sıraladığı beklentilerden bazıları şöyle:
• İş Kanunu’nun ‘ekonomi dostu’ olacak şekilde güncellenmesi, kıdem tazminatı, işsizlik sigortası, işe iade tazminatı, sendikal tazminat gibi katı düzenlemelerin gözden geçirilmesi.
• Kısa çalışma ödeneğinin firmalar için etkin olarak kullanılması konusunda esneklik.
• İş mahkemelerinde açılan alacak ve tazminat davalarına ilişkin zamanaşımı sürelerinin 1 yıl ile sınırlandırılması.
• Sosyal güvenlik denetimlerinin randevulu yapılması.
• 2025 yılı ile birlikte emekli aylıklarında yüzde 34’e varan bir kayba sebebiyet vereceği öngörülen aylık bağlanma sisteminin söz konusu mağduriyeti giderecek şekilde revize edilmesi.
• MESEM sistemine ağırlık verilmesi.