ücretlilerin gelir vergisi içindeki payını işgücü ödemelerinin milli gelir içindeki payına oranla gösteren katsayıya maliye yazınında "vergi baskısı" denili

ücretlilerin gelir vergisi içindeki payını işgücü ödemelerinin milli gelir içindeki payına oranla gösteren katsayıya maliye yazınında "vergi baskısı" deniliyor. Yaptığımız hesaplamalar, 1991-2001 döneminde ücretliler üzerindeki gelir vergisi baskısının ortalama 1.30 olduğunu göstermektedir. Basit anlatımla, ücretliler milli gelir paylarının 1.3 katına ulaşan bir gelir vergisi payına sahip bulunuyor. Oysaki, olması gereken adil katsayı ı'dir. Yani ne kadar gelir payınız varsa o kadar vergi payınız olmalıdır. Bu sonuç, Türkiye de ücretlilerin gelir paylarının olanak vermediği ölçüde bir vergi baskısı altında bulunduğunu göstermektedir. Yani, vergi sistemi gelir bölüşümünü bozan ilave bir etken olarak çalışmaktadır.

Ancak aynı durum sermaye kesimi için geçerli değildir. Aynı dönemde sermaye gelirleri üzerindeki gelir vergisi baskısı ortalama 1.1 çıkmaktadır. Yani, olması gereken katsayıya bir hayli yakındır. Dolayısıyla, vergi sistemi sermaye kesimi için gelir bölüşümünü bozan ilave bir etken olarak çalışmamaktadır.

Ne yazık ki, emek ve sermaye kesimi için vergi baskısını 2001 krizi sonrasında hesaplayabilmek mümkün olamıyor. Çünkü, emek ve sermaye kesiminin ödediği gelir vergisi verilerini ne Maliye Bakanlığı'nın ağ sayfasında yer alan Kamu Hesapları Bülteni'nden ne de Gelirler İdaresi'nin ağ sayfasındaki Gelir Vergisi İs-tatistikleri'nden ulaşılabiliyor. Oysa 2001 öncesinde böyle bir sorun yoktu.

Ancak tahminimiz, özellikle emek kesimi için vergi baskısının 2004'te özel indirim tutarının kalkması, ardından emek lehine olan çifte vergi tarifesinin teke indirilmesi ve emekçilerin üçüncü dilimdeki gelir tarifesine uygulanan vergi oranının yükseltilmesi gibi nedenlerle yükseldiği yönündedir. Daha sağlıklı bir değerlendirme yapılabilmesi için, bu verilerinin açıklanması gerekiyor.

Buradan bir çağrı yapıyoruz: Yukarıda ismini verdiğimiz sorumlu resmi kurumlar, sorumluluklarını yerine getirsin ve gereğini yapsınlar. Aksi halde, vergi düzenlemelerinin sınıfsal gelir bölüşümüne olan etkilerini ve yansımalarını izleyebilmek mümkün olamayacaktır. Umarız, çağrımız yerini bulur.