Asen Metal fabrikasında, sendikalı oldukları için işten çıkarılanların yerine gelen işçilerden Kasım Kasap iş cinayetinde yaşamını yitirdi. İşçiler “Can güvenliği yok, biz de sendikayı tam da bu yüzden istiyoruz” dedi.

Emekçinin can yeleği sendika
Fotoğraf: BMİS

Deniz GÜNGÖR

İşverenler, iş güvenliği önlemlerini ‘maliyet’ olarak gördükleri için emekçileri tehlikeli koşullarda çalışmaya zorluyor. Denetimsizlik ve sendikasızlık ise iş cinayetlerini yaratan en büyük etkenlerden. Bunun en çarpıcı örneği de Kocaeli Dilovası’nda faaliyet gösteren Asen Metal fabrikasında gerçekleşti. Sendikalaştıkları için kovulan işçiler yerine işe başlayanlardan Kasım Kasap önceki gün pres makinesine sıkışarak can verdi. Kasap, 48 yaşında ve 2 çocuk babasıydı.

Asen Metal fabrikasında işçiler ağır, tehlikeli çalışma koşullarına ve düşük ücretlere karşı Birleşik Metal İş Sendikası’nda örgütlendi. 200’e yakın kişinin çalıştığı fabrikada işçilerin çoğunluğu sendikalı oldu. Sendika toplu sözleşme yapacak çoğunluğa erişince, işveren geçen mayıs ayında 84 işçiyi işten çıkardı. Bunun üzerine işe iade ve sendikal haklara saygı talebiyle direniş başlatıldı.

Direnişin devam ettiği haziran ortasında Kazım Kasap fabrikada işçi olarak çalışmaya başladı. Kasap önceki gün gece vardiyasında çalıştığı sırada pres makinesine sıkışarak ağır yaralandı. Hastaneye kaldırılan Kasap’ı yaşatmak için uzun mücadeleler verilse de Kasap kurtarılamadı.

İş cinayetine işçiler ve sendika sert tepki gösterdi. Direnişteki işçiler patrona “Kâr hırsın bir insanı canından etti. Sendikayı tam da bu yüzden istiyorduk” şeklinde tepki gösterdi. Sendika ise yaptığı açıklamada “Yaşamını yitiren işçi kardeşimiz, sendikalaştıkları için işten atılan üyelerimizin yerine bir ay önce işe alınmış, yeterli işbaşı eğitimi ve işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmadığı koşullarda çalıştırılıyordu. Sözün bittiği yerdeyiz. Sendikasızlaştırma inadı, iş cinayeti getirdi” ifadelerine yer verdi.

Kazım KasapKazım Kasap

YAŞAMAK İÇİN ÖRGÜTLENDİK

Sendikalaştığı için işten çıkarılan Emre Baki can güvenliklerinden endişe duydukları için örgütlendiklerini aktardı. Baki, fabrika içerisindeki çalışma koşullarına ilişkin şu ifadeleri kullandı: “İşyerindeki çalışma koşulları ağır. Ücretleri düşük tuttukları için alınan işçinin kalifiye olmasının hiçbir önemi yok. Önemli olan içeriye gelip üretime devam etmek. Yeni işçilere iş eğitimi vermeden evraklara imza attırıyorlar, ardından üretime verilerek işi öğrenmesi isteniyor. İş eğitimi alınmadığı gibi işçinin sağlık koşulları öğrenilmeden çalıştırıldığı bir yer orası.”

Makinelerin tehlikeli olduğunu ve teknik donanım gerektirdiğini belirten Baki “Bu fabrikada ölümlü kazanın bir yıl içerisinde 2’incisi oldu bu. İşyerinde iş güvenliği sadece isim olarak yasada olması gerektiği için var. İş güvenliği uzmanları haftanın belli günlerinde gelip sahayı geziyor. O anda görmüş oldukları hata için uyarıp gidiyorlar. Haftanın geri kalanında kazaya neden olacak durumlardan haberdar olmuyorlar. İşçi uyarınca, işveren ‘Neden söylediniz işi yavaşlatıyorsunuz’ diyor. Bazen testereye sıkışmalar oluyor, parçalar fırlıyor. Bu tehlike yaratıyor” dedi.

SENDİKALAŞARAK DÜZELTEBİLİRİZ

Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube Başkanı Selçuk Çiftçi de içerideki tehlikeye dikkat çekti. Çiftçi “Her presin kendine has özellikleri var. Hayatını kaybeden arkadaşımız 1 aylık işçi, makinaları tanıması gerekirken, gece vardiyasında ve tek başına olması patronun kâr hırsından kaynaklı. İş sağlığından tutun sendikal sürece kadar denetim yapılmalı. Geçim ve iş sağlığı ve güvenliğinden kaynaklı ölümlü kazalar yaşanıyor ve bu konuda iyileştirme yapılmalı. Biz iş güvenliğinden yoksun çalışma şartlarını sendikalaşmayla düzeltebiliriz” diye konuştu.

SORUMLU PATRON VE ÇALIŞMA BAKANLIĞI

Birleşik Metal-İş’te Sendika Uzmanı Alpaslan Savaş, sendikalaşmanın sadece ücretle ilgili olmadığını, iş güvenliği için önemli rol oynadığını belirtti. Savaş, “Genelde sendikalı olunca bir toplu sözleşmeye sahip olunca paralel olarak ücretlerinde gelişme olur ancak esas mesela bu değil. Esas mesele işçinin söz hakkının olmasıdır. Eğer işyerinde fabrika olursa bu iş güvenliğini de etkiler, çalışma koşullarını da iyileştirir. En büyük koruma budur” dedi. Asen Metal fabrikasında sendikalaştıkları için işten çıkarılan işçilerin yerine iş eğitimi verilmeden yeni işçilerin çalıştırıldığına dikkat çeken Savaş, “İşçi sağlığını ve iş güvenliğini maliyet gibi görmek ölümlü iş kazalarına neden oluyor. Sendikalaşmayı önlemek için işten çıkarılanların yerine yeni işçiler alınıyor ancak herhangi bir tedbirden yoksun çalıştırılıyorlar. Asen Metal’e yeni giren işçiler en önemli makinalarından olan pres makinalarında çalışıyorlar. Bu işçilere ne işbaşı eğitimi ne de güvenlik eğitimi veriliyor. Burada yaşanan iş cinayetinin birinci derece sorumlusu patron ve Çalışma Bakanlığıdır” vurgusunu yaptı.

Savaş son olarak şunları aktardı: “AKP ‘devrim’ niteliğinde yasa değişikliği yaptığını söyledi. Ancak bunlar 12 Eylül sonrasında yapılan yasal düzenlemelerin devamı niteliğinde. İş sağlığı ve güvenliği yasası Türkiye Cumhuriyeti’nin en köklü yasası oldu dediler. Ancak iş cinayetleri bu yasadan sonra arttı. Bu yasalarla işçileri değil, patronları kolluyorlar.”