Banka mevduatlarının faiz gelirlerinden 31 Mayıs’a kadar stopaj kesintisi yapılmayacak. Hazine’ye yaklaşık 3 milyar TL’ye mal olan bu teşvikin yarısından fazlasını, binde 2’lik milyoner hesapların sahipleri alacak.

Emekçiye köstek, milyonere destek!

EKONOMİ SERVİSİ

İktidarın hataları nedeniyle döviz kurlarındaki yukarı yönlü hareket enflasyonu tetiklemekle kalmıyor, aynı zamanda yukarı yönlü hareketin durdurulması için gereken kaynaklar da halkın cebinden finanse ediliyor. Bilindiği üzere Türk Lirası cinsinden mevduatların faiz gelirleri üzerinden 31 Mart’a kadar stopaj kesintisi yapılmayacaktı. Böylece tasarruf sahiplerinin paralarını Türk Lirası’nda tutması teşvik edilirken, Hazine de aylık yaklaşık 3 milyar TL’lik gelirini mevduat sahiplerine böylece hibe ediyordu. Dün Resmi Gazete’de yayımlanan bir Cumhurbaşkanı Kararı ile mevduata stopaj indirimi uygulaması 31 Mayıs’a kadar uzatıldı. Devlet, mevduat sahiplerinin faiz gelirleri üzerinden vergi almamaya devam edecek.

Peki kim bu mevduat sahipleri? Bunun için BDDK verilerine mercek tuttuk. Buna göre Türkiye’deki bankalarda yurtiçindeki yerleşik kişilerin toplam 3 trilyon 242 milyar lira parası bulunuyor. Bu para toplam 121 milyon 191 bin banka hesabına dağılmış durumda. Bu hesaba göre toplam para, banka hesaplarına eşit dağıtılsaydı, her banka hesabında 26 bin 751 TL bara bulunması gerekirdi. Ancak verilere göre içinde 1 milyon TL’den daha fazla para bulunan hesap sayısı 283 bin 595. Bu hesapların içindeki toplam para ise 1 trilyon 833 milyar lira. Sadece milyoner hesapların içinde, hesap başına ortalama tutar 6,46 milyon TL. Milyonerler toplam mevduatların yüzde 55’ini ellerinde tutuyor ancak hesapların yalnızca binde 2’si milyoner hesaplar. Mevduatların faiz gelirlerinden vergi alınmaması ise bu eşitsizliği daha da tırmandırıyor. Stopaj kesintisinin yapılmaması nedeniyle Hazine’nin aylık zararının 3 milyar TL olduğu varsayılırsa, bu paranın yarısından fazlası, milyonerlerin cebine konulmuş oluyor. Buna karşılık 1,3 milyon işçinin faydalandığı Kısa Çalışma Ödeneği ise İşsizlik Sigortası Fonu’ndan finanse edilmesine rağmen uzatılmamış olması, iktidarın sınıfsal tercihlerini gözler önüne serdi.