Başkanlığın gelmesi durumunda emeklilerin haklarını daha da geriletecek uygulamalar artık tek bir kişinin imzası ile yürürlüğe girebilecek. Bu sistemde TBMM işlevini yitireceğinden emekliler için olumlu girişimler de sona erebilecek

Emekliler neden  HAYIR demeli?

Türkiye’de 12 milyona yakın emekli var. Emeklilerin büyük bir bölümünü işçi (SSK) emeklileri oluşturuyor. Halen en düşük işçi emekli aylığı, 1.350 TL (AB para birimi açısından 346 Euro).

En düşük Bağ-Kur emeklisinin aylığı ise 1.204 TL (308 Euro), en düşük memur emekli aylığı da 1.752 TL (449 Euro). Türk-İş’in Mart 2017 itibariyle açlık sınırı, yani dört kişilik bir ailenin sadece mutfak masrafı 1.481 TL. Emeklilerin yüzde 70’i açlık sınırının altında yaşıyor. Yine Türkiye’deki emeklilerin yüzde 33’ü geçinemediği için çalışıyor. Çalışan emeklilerin de yüzde 30’u da 65 yaş ve üstü kişilerden oluşuyor.

Avrupa’daki emekliler

Türkiye’deki mevcut durum böyle. Peki Avrupa’da nasıl? Avrupa’daki birkaç ülkenin en düşük emekli aylıkları ise şöyle: Almanya’da 1.300 Euro, Fransa’da 1.032 Euro, İspanya’da 1.021 Euro, İtalya’da 900 Euro, Yunanistan’da 882 Euro, Polonya’da 504 Euro.

AB ortalaması, 713 Euro. Türkiye’deki en düşük emekli aylığı ise 350 Euro. En az iki katı fark var. Türkiye’deki ortalama emekli aylığı ile en düşük aylığı arasında çok fazla bir fark bulunmuyor. Oysa AB’de ortalama emekli aylığı 1.700 ile 2.000 Euro arasında. Bu durumda Türkiye emeklisi ile Avrupalı emekli arasındaki fark 3 katını aşıyor.

Emeklilik sonrası yaşam süresine baktığımızda ise, durum şöyle: İtalya’da yaşam umudu 83 yaş, emeklilik yaşı 65, yani emeklilik sonrası yaşam süresi ise 18 yıl. Fransa’da yaşam umudu 82 yaş, emeklilik yaşı 62, emeklilik sonrası yaşam süresi 20 yıl.

Almanya ve İngiltere’de emeklilik sonrası yaşam süresi 16 yıl, Yunanistan’da 14 yıl ve Polonya’da da 13 yıl. SGK istatistiklerine göre, Türkiye’deki emeklilerin ortalama ölüm yaşı 70. Emeklilik yaşı da 60 olduğundan bir Türk insanının emeklilik sonrası yaşam süresi 10 yıl.

Emeklinin sendikalaşması

Emekli aylıkları ülkemizde hükümetler tarafından belirleniyor. Oysa Avrupa’da emekli sendikaları, hükümetlerle pazarlığa oturarak bu aylıkların saptanmasında etkili oluyor. Avrupa’da iki tip emekli sendikası var:

1) Bir işçi konfederasyonunun çatısı altında sendika ya da federasyon tipinde örgütlenme: İtalya (Tüm sendika üyelerinin yarısı emekli), Lüksemburg, Malta vb.

2) Emekli olsa da sendika üyeliğinin devam ettiği örgütlenme biçimi: Almanya, İsveç, Fransa, İspanya, Danimarka vb.

Türkiye’deki son durum ise şöyle: Danıştay 10. Dairesi, 17 Ocak 2017 tarihinde verdiği bir kararla emekli sendikası kurmanın yolunu açtı. Ankara Valiliği, daha önce “Emekliler sendika kuramaz” şeklinde bir karar almıştı. Valiliğin bu kararına yapılan itiraz sonucu Ankara 7. İdare Mahkemesi, söz konusu durumun Anayasa’ya aykırı olduğunu iddia etti. Valilik, temyize gitti. Sonuçta Danıştay, Ankara Valiliği’nin İdare Mahkemesi’nin kararının yürütmesinin durdurulması yönündeki talebini reddetti. Böylece emeklilere sendika kurma olanağı çıktı. Ancak Danıştay’ın kararı henüz kesinleşmedi. Konu daha sonra esastan karara bağlanacak.

AKP dönemindeki hak kayıpları

2008’de çıkarılan 5510 sayılı yasaya göre emeklilerin hak kayıpları şöyle sıralanabilir:

» Emekli aylığının hesaplanmasındaki refah payı yüzde 100’den yüzde 30’a indirildi.

» Emeklilik yaşı, kademeli olarak 65’e yükseltildi.

» Prim ödeme günü 7.000’den 7.200’e çıkarıldı.

» Emekli aylığı, SSK ve Bağ-Kur emeklileri için yüzde 65’ten yüzde 50’e düşürüldü.

» Emekli aylığının alt sınırı (Asgari emekli aylığı), uygulaması kaldırıldı.

» Muayene ücretleri artırıldı.

» İlaçta katkı payı yükseltildi.

»Yatarak tedavide katkı payı zorunlu hale geldi.

» Özel hastanelerde katkı payı ve ilave ücret uygulaması (yüzde 200’e kadar) getirildi.

» 2008’den sonra ilk kez sigortalı olanların daha sonra emekli olup çalışması halinde emekli aylığı kesilecek.

» 2008 öncesi işçi emeklilerinin çalışması halinde yüzde 32 oranında prim kesiliyor. Bağ-Kur’lu emeklinin çalışması durumunda kesinti miktarı Temmuz 2015’e kadar yüzde 15 idi, daha sonrası için yüzde 10 olarak belirlendi.

» Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) denen bu uygulama bir anlamda haraç niteliği taşıyor. Çünkü emekliler, zaten çalışırken bu primleri ödemişlerdi. Şimdi kesilen bu primler emekli aylığına da hiçbir şekilde yansımıyor, yani tamamen haraç niteliğinde.

Başkanlık gelirse…

Başkanlığın gelmesi halinde tüm bu ve benzeri uygulamalar artık tek bir kişinin imzası ile yürürlüğe girebilecek. Başkanlık sisteminde TBMM işlevini yitireceğinden emekliler için olumlu girişimler de sona erebilecek.

Örneğin; sınırlı bir etkisi olmasına rağmen mevcut durumda TBMM’deki muhalefetin çabasıyla 2012 yılında AKP, emekliler için bir intibak yasası çıkarmak zorunda kaldı. Meclis, işlevsiz kalınca bu tür çabalar da yapılamayacak.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Maliye Bakanlığı döneminde emekli aylıklarının yüksekliğinden bahsederek emekli maaşlarından vergi kesilebileceğini ifade etmişti. Muhalefetten ve sendikalardan büyük bir tepki aldı. 16 Nisan Anayasa Referandumu’nda başkanlığa ‘Evet’ denilmesi halinde tek bir imza ile böyle bir uygulamanın da yürürlüğe girmesi mümkün olabilecek.

İşte tüm bu nedenlerle emeklilerin başkanlık sistemine ‘HAYIR’ demesi gerekiyor.