Gülmen ve Özakça’nın gözaltında işkence gördüklerine dair şikayetine takipsizlik verildi. Emniyet, “Bu tür mesnetsiz iddialarla emniyet güçlerince gerçekleştirilen başarılı operasyonları sekteye uğratmaya çalışıyorlar” dedi.

Emniyet’ten Gülmen ve Özakça'ya “işkence” cevabı: Polisin azmi olumsuz etkileniyor

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevine başladıkları gün gözaltına alınırken işkence gördüklerine dair yaptıkları suç duyurusuna kovuşturmaya yer yok (takipsizlik) kararı verildi.

Emniyet Müdürlüğü ise Savcılığa verdiği cevapta iddiaların, "emniyet güçlerince gerçekleştirilen başarılı operasyonları sekteye uğratmaya, personelin azmini olumsuz etkilemeye çalıştıklarını” belirtti.

"Gözaltı süresince darp ve işkenceye maruz kaldılar"

Bianet'ten Ayça Söylemez'in haberine göre, Gülmen ve Özakça 9 Mart’ta Meclis’e giderek milletvekilleri ile beraber kendi durumuna ilişkin bir basın açıklamasına katıldı. Suç duyurusu dilekçesine göre, ardından şunlar yaşandı:

“Basın açıklaması bittikten sonra Konur Sokakta oturdukları bir kafede Terörle Mücadele Şubesi’nden polislerce gözaltına alındılar. Gözaltında kaldıkları süre boyunca kolluk kuvvetleri tarafından darp ve cebire maruz kaldılar. Özelikle parmak izi alınması ve üst araması bahanesiyle TEM polislerinin saldırısına uğradılar. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü kampüsü içerisindeki spor salonunda 50 kişi ile birlikte gözaltında tutuldular.”

Dilekçede, “işkence ve kötü muamelede bulunan görevliler hakkında” suç duyurusu yapıldı.

“Direncini kıracak ölçüde bedeni kuvvet kullanıldı”

Ankara Emniyet Müdürlüğü ise savcılığın soruşturmasına 15 Mayıs tarihli şu yazıyla yanıt verdi:

“Şüpheli Gülmen ve Özakça, mevzuat gereği yapılması gereken işlemler sırasında (yakalama, parmak izi alınması, fotoğraf çekimi, üst araması vb.) direnç gösterdi.”

“Şahsın direncini kıracak ölçüde bedeni kuvvet kullanmak suretiyle belirtilen işlemler gerçekleştirildi. Tüm zor kullanma işlemleri sırasında tutanak tutuldu ve sağlık durumu doktor raporuyla tespit edildi.”

“Yaptığımız işlemler hukuka ve mevzuata uygun”

Emniyet’in yazısında, yapılanların hukuka uygun olduğu ileri sürüldü:

“Başta DHKP/C olmak üzere sol terör örgütlerine yönelik olarak yapılan operasyonlarda yakalanan şüpheliler, örgütsel tavır takınarak kolluk kuvvetlerine karşı direnç gösterdi, nezarethanelerde açlık grevi yaptılar. Kendilerine karşı işkence uygulandığı iddiasında bulundular.”

“Bu tür mesnetsiz iddialarla Emniyet güçlerince gerçekleştirilen başarılı operasyonları sekteye uğratmaya, personelin azmini olumsuz etkilemeye ve görevli kolluk kuvvetlerinin açık kimlik bilgilerini deşifre ederek örgütün hedefi haline getirmeye çalıştılar. Yaptığımız işlemler hukuka ve mevzuata uygun.”

Savcılık, delil bulunamadığından takipsizlik kararı verdi

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, şikayetle ilgili takipsizlik kararı verdi:

“Gözaltına alındıkları süre boyunca 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun verdiği yetkinin dışında kötü muameleye maruz kaldığına dair kendi iddialarından başka ve Emniyet Müdürlüğünün savunma niteliğindeki yazısının aksine kamu davası açmayı gerektirecek derecede delil bulunmadığından kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildi.”