Google Play Store
App Store

ABD’nin kelepçeleyerek sınır dışı ettiği göçmenleri kabul etmeyen Kolombiya’yı tehditle vazgeçirmesi, Trump yönetiminin emperyalist zorbalığını ortaya koydu. Yaşananların ABD’nin izleyeceği dış politikaya işaret ettiğini belirten Latin Amerika Uzmanı Erol, “Trump, dünyayı çizdiği sınırlarda hareket etmeye zorluyor” dedi.

Emperyalist zorbalık
Fotoğraf: AA

Umut Can FIRTINA

Oval Ofisi devraldıktan sonra göçmen düşmanı politikalarını hızla hayata geçiren ABD Başkanı Donald Trump’ın emperyalist zorbalığının ilk hedefi Kolombiya oldu. Görevinin ilk haftasında sınır dışı etme işlemlerine başlayan Trump’ın yaptırım ve gümrük vergileri ile tehdit ettiği Bogota, iade edilen göçmenleri kabul edeceğini söyledi.

Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro’nun göçmenlerin haklarını korumak amacıyla ABD’den sınır dışı edilen 80 göçmenin bulunduğu askeri uçakları almayı reddetmesi, Trump’ın sert tepkisine yol açtı. Trump’ın gümrük vergisi ve yaptırım uygulamak için harekete geçmesinin ardından Kolombiya, ülkeye gönderilen göçmen uçaklarının kabul edileceğini duyurdu.

LİDERLERDEN DESTEK

Latin liderler, Petro’ya destek açıklamasında bulunurken Honduras Devlet Başkanı Xiomara Castro ise Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu’na üye (CELAC) liderleri başkanlarını acil toplantıya çağırdı.

Castro, Trump’ın toplu sınırdışı planını hayata geçirmesi durumunda ülkesindeki ABD askeri üslerini kapatabileceğini söyledi. Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel ABD’nin şantajına karşı Kolombiya’ya destek açıklaması yaptı. Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ise Latin Amerika ülkelerine zorbalığa karşı birleşme çağrısı yaptı. Eski Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales de Petro’nun sonuna kadar yanında olduklarını bildirdi.

∗∗

AÇGÖZLÜLÜĞÜ İNSANLIĞI YOK EDECEK

Trump’ın tehditlerine sert tepki gösteren Kolombiya lideri Petro, sosyal medyada şu paylaşımı yaptı: “ABD’ye seyahat etmeyi pek sevmiyorum, biraz sıkıcı ama itiraf etmeliyim ki orada değerli şeyler de var. Başkentte siyahlar ile Latinlerin arasında barikatlarla dolu engeller gördüm. Bunun saçmalık olduğunu düşündüm çünkü onların birleşmeleri gerekiyor. ABD tarihinde benim kanımdan olan Sacco ve Vanzetti unutulmazdır. İşçi liderleri olarak elektrikli sandalye ile öldürüldüler. ABD’deki faşistler, tıpkı benim ülkemde olduğu gibi, onları öldürdü.”

“Trump, petrolünüzü sevmiyorum. Açgözlülüğünüzle insanlığı yok edeceksiniz. Belki bir gün, gastritime rağmen bir viski eşliğinde, bu konuları açıkça konuşabiliriz. Ama zor, çünkü beni aşağı bir ırk olarak görüyorsun. Oysa ben değilim, hiçbir Kolombiyalı da değil.”

"İnatçı birini tanıyorsanız, o benim. Ekonomik gücünüz ve kibrinizle, Allende’ye yaptığınız gibi bir darbe yapmayı deneyebilirsiniz. Ama ben kendi yolumda öleceğim. İşkenceye direndim, size de direneceğim.”

“Beni öldürebilirsiniz, ama halkımda yaşayacağım. Halkım, sizin halkınızdan önce buradaydı. Biz rüzgârların, dağların, Karayip Denizi’nin ve özgürlüğün halklarıyız.

Özgürlüğümüzü sevmiyorsunuz, tamam. Ama ben beyaz köle sahipleriyle el sıkışmam. Lincoln’ün mirasçıları olan özgürlükçü beyazlarla ve ABD’nin siyah-beyaz genç köylüleriyle el sıkışırım. Onlar ABD’nin gerçek sahipleri ve sadece onların önünde diz çökerim. Beni devirebilirsiniz, ama size Amerika kıtası ve insanlık yanıt verecek.”

"Kolombiya artık kuzeye bakmayı bırakıyor; dünyaya bakıyor. Kolombiya, Washington’dan önce Amerika’nın ilk özgür bölgesi. Bizi asla boyunduruk altına alamayacaksınız. Özgürlük diye haykırarak topraklarımızda at süren ve adı Bolívar olan savaşçı buna karşı çıkıyor."

∗∗

TRUMP DAYATMACI DİPLOMASİSİNİ GÖSTERİYOR

Trump’ın son hamleleri, özellikle Latin Amerika’da yeni sert göç politikalarında işbirliğine yanaşmayan ülkeleri cezalandırmaya hazır göründüğünü gösteriyor.

Meksika da geçen hafta düzensiz göçmenleri taşıyan bir ABD askeri uçağının iniş talebini reddetmişti. Brezilya Dışişleri Bakanlığı tarafından önceki gün yapılan açıklamada ise Brezilyalı göçmenlerin sınır dışı edildikleri sırada “aşağılayıcı muameleye” maruz kaldıkları ifade edilerek uygulama kınanmıştı.

Latin Amerika uzmanı akademisyen Ertan Erol, Trump’ın ticari ve diplomatik tehditlerle kıtaya dikte ettiği göç politikalarını BirGün’e değerlendirdi.

ABD ile Latin Amerika ilişkilerinde zor bir döneme girildiğini kaydeden Erol,  “Göçmen meselesi üzerinden başlayacak, daha sonra uyuşturucu kaçakçılığı meselesi eklenecek. Çünkü ABD’ye gelen en önemli uyuşturucu rotaları Meksika ve Kolombiya üzerinden geçiyor. Trump sadece Kolombiya’ya değil bütün, politikalarıyla işbirliğini dayatmak için bütün dünyaya sert el gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Ertan Erol
Latin Amerika Uzmanı

HERKES HAZIRLANIYOR

Trump’ın dış politikadaki zorbalıklarına karşı başta Latin Amerika olmak üzere tüm ülkelerin hazırlandığını kaydeden Erol şunları söyledi: “Bunu, Trump’ın göz koyduğu Grönland konusunda Danimarka’da da görüyoruz. Ancak özellikle Latin Amerika ülkeleri zıtlaşmadan, müzakereci bir yaklaşım sergileyecek gibi duruyor. Bütün Latin Amerika ülkeleri ABD ile ticari bir entegrasyon içinde. Hiçbirinin ABD’ye agresif bir tavır sergileyecek ekonomik güce sahip değil. Bunun en iyi örneği Meksika olacak. Dış ticaretinin yüzde 80’i 90’ı ABD’ye entegre.

Trump’ın politikalarının doğrudan vatandaşa vurabilecek etkileri de var. ABD’de 40 milyona yakın Meksika vatandaşı yaşıyor ve önemli bir kısmı Amerika’ya gidip geliyor. Ticari bir yaptırım uyguladığınızda halkın hissetmesi biraz zaman alabilir. Ama yarın vize randevunuz varsa ve vize askıya alınırsa doğrudan hissedersiniz. Bu açılardan tüm ülkeler, Trump’ın çizdiği sınırlar içerisinde, tartışmayı sadece retorik düzeyde sürdürerek pragmatist davranacaktır.”