Emre İper, Cumhuriyet gazetesinin muhasebe servisinin 15 yıllık çalışanıydı. Cumhuriyet davasında, tweet’leri gerekçe gösterilerek “terör örgütü propagandası yapmaktan” suçlu bulundu, 3 yıl 1 ay 15 gün hapse mahkûm edildi.

Türkiye’de sık sık Bay K.’nin yaşadıklarına benzetilen bir yargı süreci sonucunda, şimdi Kandıra’daki Kocaeli F Tipi Cezaevinde hükümlü.

Çünkü yargı sistemi onu tüm deliller aksini gösterse de “suçlu” ilan etmeye azmetmişti:

Cumhuriyet gazetesi yöneticilerine düzenlenen operasyondan hemen sonra, henüz taraflara tebliğ edilmemiş olan “iddianame taslağı” Sabah gazetesinde 4 Nisan 2017’de yayınlandı. Taslağa göre, Emre İper’in telefonunda Bylock vardı ve iş arkadaşları da onunla telefon görüşmesi yapmakla suçlanıyordu. Telefonu MİT’in Bylock yüklenmiş telefonlar listesindeydi.

Başına gelecekleri anlayan İper, aynı gün gazetenin bilgi işlem servisinde telefonunun imajını (kopyasını) aldırdı. Ertesi sabah da tahmin ettiği üzere gözaltına alındı. 12 gün nezarethanede kaldı ve sonunda o da Silivri 9 No’lu Cezaeviyle tanışan Cumhuriyetçilerden oldu.

Bilirkişi Koray Peksayar, çıkarıldığı ilk duruşmada anlattı: “Emre İper’in telefonunda Bylock yüklenmemiştir, yüklenip silindiğine ilişkin bir iz de yoktur.”

Mahkeme bu bilirkişiye itibar etmedi, ikinci bir bilirkişi raporu sunuldu mahkemeye. Tuncay Beşikçi’nin raporunda da “Emre İper’in telefonunda Bylock yoktur” yazıyordu.

Beşikçi yanlışlığın nedenini de açıkladı: Meşhur MORBEYİN. Bu cep telefonu uygulaması, Bylock’la aynı sunucuyu kullanıyordu ve telefonuna müzik, sözlük, namaz programı yükleyenler, Bylock’la aynı sunucuya bağlanıyordu. İper de telefonuna müzik yüklerken bu sunucuya yakalanmıştı. Yani, tek yaptığı şarkı dinlemekti. Ama mahkeme yine ikna olmadı: Tutukluluğa devam.

Neyse ki MİT de MORBEYİN skandalını kabul etti ve Bylock listesinden, Emre İper’inki de dahil 11 bin 480 telefonu çıkardı. İper Bylock suçlamasından böylelikle kurtuldu ama yargıdan kurtulmak o kadar kolay değil tabii.

“Örgüt üyeliği olmazsa tweet’lerine bakalım” diyen savcının yaratıcılığı sonucu Emre İper, bu kez de “örgüt propagandasından” yargılanmaya devam etti.

36 takipçisiyle paylaştığı üç tweet’e 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verildi. Yani tweet başına en az 1 yıl.

Dokuz ay tutuklu kalmıştı, cezası istinafta kesinleşince en az 7,5 ay daha yatmak üzere ailesiyle vedalaşıp Kocaeli Cezaevi’ne girdi.

Yargıtay geçen hafta, dosyayı sadece cezası beş yılın üstünde olanlar yönünden değil tümüyle inceleyerek kararını açıkladı ve Cumhuriyet davası sanıkları tahliye edildi. Emre İper hariç.

Mahkemelerin genellikle 1 yıl civarında hapse hükmettiği “örgüt propagandası” suçlamasında üst sınırdan ceza alması yetmedi, Yargıtay kararında da cezası tek kesinleşen o oldu.

Cumhuriyet sanıkları bir arkadaşlarını içeride bırakarak ayrıldı Kandıra’dan.

Emre İper’in oğlu, “Keşke babam da gelseydi” dedi.

İper, 5 Aralık’ta cezaevinden şartlı tahliye olabilir. Yüce yargı yine bir aksilik çıkarmazsa…