Afganistan İnsan Hakları ve Demokrasi Örgütü üyesi 24 sanatçının Afganistan’dan sağ salim çıkartılması için hepimize büyük görev düşüyor. Tek suçları güzel sanatlara gönül vermek olan bu suçsuz insanların kurtarılması için bizler buradan çağrımızı yapıyoruz.

En büyük itibar insana dokunmak

Gözümün önünden hiç gitmeyen görüntüler var. Vietnam savaşında Güney Vietnamlı bir generalin Vietkonglu subayı başından vurduğu an. Bir napalm saldırısı sonrası 9 yaşındaki kız çocuğunun dehşet içinde ve çıplak bir şekilde ağlayarak koşması. Gezi’de yüzüne acımasızca biber gazı sıkılan kırmızı elbiseli kız. Sudan’ da açlıktan bitkin düşen bir deri bir kemik bir çocuk ve onun ölmesini bekleyen bir akbaba…

Hepimizin hayatında iz bırakan görüntüler, sesler, kokular ve yerler var.

Son günlerde Afganistan’da yaşanan olaylar ve izlediğimiz görüntüler de yıllar geçse de unutamayacaklarımız arasında yerini aldı bile. Afganistan’da çalışan kadınlar başta olmak üzere tüm sanatçılar da ölümün soğuk gerçekliğiyle karşı karşıya. Afganistan İnsan Hakları ve Demokrasi Örgütü üyesi 24 sanatçının Afganistan’dan sağ salim çıkartılması için hepimize büyük görev düşüyor. Zira Taliban denilen bu çağdışı örgüt, sanata da, bilime de, barışa da, insan haklarına da karşı; sadece nefes alıp veren, tüm güzelliklere düşman bir katiller sürüsü. Bu yüzden Türkiyeli sanatçılar ve kültür insanlarının başlattığı bir kampanya tüm demokratik ülkelerin de katılımıyla bir yardım çığlığına dönüşeceğe benziyor. Şu anda Kabil Havalimanı’nın hemen dışında kurtarılmayı bekleyen sanatçılar çok zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyorlar. Havaalanına giremiyorlar, uçak listelerinde adları olmadığı için hiçbir uçağa alınmıyorlar. Her geçen dakika onların yaşam umudunun biraz daha azalmasına neden oluyor. Tek suçları güzel sanatlara gönül vermek olan bu suçsuz insanların kurtarılması için bizler buradan çağrımızı yapıyoruz ama bu konuda harekete geçmesini istediğimiz T.C. Cumhurbaşkanlığı ve de Dışişleri Bakanlığı’na Türkiye’deki sanatçı ve sanatseverler adına bir çağrıda bulunuyoruz. Biliyoruz ki istediğiniz zaman dünyanın bir ucundaki devletlere hem ekonomik hem de insani yardımlarda bulunuyorsunuz. Taliban’ın olumlu mesajlar verdiğine inanıp “Taliban inancıyla ilgili ters bir yanımız yok” deseniz de Türkiye’de yaşayan vatandaşlar sizinle aynı fikirde değil. Taliban şiddeti ve din anlayışı ülkemizde yaşayan tüm Müslümanlar tarafından da kabul edilemez bulunuyor. Hele ki kadınlara ve de kadın emekçilere, kadın sanatçılara yapılan vahşeti bir avuç meczup dışında onaylayan yok. İşte ülkemiz için bulunmaz bir fırsat. Hem yurt dışında hem de yurt içindeki ‘itibar’ımız için. İtibar hem kışlık hem yazlık saraylarla, uçak filosuyla, lüks arabalarla, koruma ordusuyla ve gösterişli bir yaşamla olmaz. En büyük itibar insan hayatına dokunmak, haksızlık edilen insana kucak açmak ve nihayetinde onu yaşatmaktır.

Bunun için sizlere buradan, hem de muhalif bir müzisyen olarak bir çağrı yapmak boynumun borcudur.

Belki atacağınız bir adım sadece Afganistan’daki masum sanatçıların hayatını kurtarmakla kalmayacak ülkemizin sanatçılarıyla da empati kurmanıza köprü olacak, sanata ve sanatçıya olumlu bir gözle bakıp hatalarınızdan ders almanızı sağlayacak.

‘Ucube’ ve ‘müsvedde’ gibi sözcüklerin sanat eserleri ve sanatçılar ile aynı cümle içinde bile kullanılmaması gerektiğini sizlere gösterecektir.

Taliban yönetimi de bütün anti demokratik sistemler gibi sonunda çökmeye mahkûm. Özellikle bu dijital çağda. Ama sanatçılar ölse bile ürettikleri sanat eserleri hayatımızdaki yerini ve etkisini sürdürmeye devam edecek. Bunun için bu çağrımıza kulak vermenizi tüm sanatçılar adına duyuruyor ve olumlu bir yanıt verip harekete geçmenizi bekliyoruz.