En çok  izlenen kanal

Spor denince milletçe aklımıza iki şey geliyor: Futbol ve “spor salonu.” “Spor yapıyor musun?” diye sorduğumuz kişi kuvvetle muhtemel ya halı sahaya gittiğini söylüyor ya da “gym”e! Haydi halı saha kabulümüz de o salonlarda yapılan şeyin adı maalesef “spor” değil. Zira bir salona gidip koşu bandında koşmak, çeşitli ağırlıkları kaldırırken kendini aynada izlemek, terli tişört ve kulaklıkla fotoğraf çekip sosyal medyada paylaşma işine spor denmiyor. Aslında adı üstünde “gym” kelimesi Fransızca “gymnastique” kelimesinden geliyor yani dilimizdeki jimnastik. Onun da anlamı eskilerin deyimiyle “kültürfizik” Ama milletçe yaptığımız aktivite ne kültüre ne de fiziğe yaradığından “spor” kelimesine sığınıyoruzdur, kim bilir?

Ülkemizde ise spor eşittir futbol. Aslına bakarsanız kâğıt üzerinde de dünyanın en büyük endüstrilerinden biriyiz. Evinizde futbol maçı izlemek için verdiğiniz parayı bile düşünseniz inanması zor değil aslında. Tüm sezon zaten futbolla yatıp kalktığımız yetmiyormuş gibi “ölü sezonda” da transfer haberleri, “bilmem kim bitti gibi” “uçaklar iniyor transferler devam ediyor” “falanca futbolcu ben zaten doğuştan Mersin İdmanyurtluyum” dedi tarzı haberler gündemi meşgul ediyor.

Bu ölü sezonumuzda da uzunca bir süre Arda Turan ve Fatih Terim ile meşgul olduk. Erkek hedef kitleye yönelik pembe dizi diyeceğimiz kıvamda gelişip duruyor olaylar ve biz 1768. bölümde aynı karakterlerin aynı maceralarını; küsüp başırmalarını, bozdukları yeminleri, birbirinin arkasından söylediği lafları, hırslarını, aşklarını izliyoruz. Her bölüm aynı hikaye! Dizimizin kahramanlarından evin küçük oğlu Ardinho bir basın mensubuna saldırdığı için babası Fatihyo’nun hışmına uğrar. Olayın mahkemeye yansıması aile itibarı sebebiyle engellense de genç adam işten kovulur. Fakat köşkün babasının da oğlundan kalır tarafı yoktur ve mekan bastığı için o da işinden olur. Holding patronu Danielören onun yerine Romen bir işadamını işin başına getirir. (Prodüksiyon büyük ve bütçe sıkıntısı olmadığından diziye yabancılar da girip çıkmaktadır.) Aslına bakarsanız holding patronu henüz işleri bu kadar büyütmemişken, 112 bölüm önce Lucescu ile çalışmak istemediğini söyleyip yeminler etmiştir. Romen işadamı başa gelir gelmez rakibinin küçük oğluna kol kanat gerer ve yeniden işe alır. Genç adam Ardinho, Lucescu’ya ve holding patronuna övgüler yağdırsa da bir yandan, “Pek ısrar ettiler geri döndüm” havalarına girmektedir. Romen iş adamı bu esnada diziye farklı yabancılar katmak için Avrupa seyahatine çıkmıştır. Öte yandan işler karışmış holdingin işçi taraftarları da birbirine girmiştir. Bir taraf İzmir Marşı’nı söylerken diğer taraf “PKK dışarı” diye karşılık vermektedir. İşçi taraftarlar taşlar sopalarla ortada dolaşmaktadır ama patronlar pek oralı değildir.

Ülkenin en çok izlenen kanalında bu dizi oynarken hiç izlenmeyen başka kanalında atlet Ramil Guliyev Dünya Şampiyonası’nda 200 metrede şampiyon olduğu haberi geçiyordur. Pek izleyeni olmasa ve hiçbir zaman en çok izlenen kanalda yayınlanmayacak olsa da izleyin izlettirin.