En iyi 10 karayolu seyahati

Son yıllarda sayısı giderek artan araç kiralama firmaları, seyahatseverlerin özgürce yolculuk etmesine büyük kolaylıklar getirdi. Özellikle 20-50 yaş arası nüfus artık 10 gün süren, otobüsten aktiviteye koşturmalı paketlerin seyahat zevkini yüksek ölçüde öldürdüğünün farkına vardı ve giderek kontrolün kendi elinde olduğu, spontan şekilde davranabileceği imkânlara yönelmeye başladı. “Road trip” adı verilen bu yolculukların ortak özellikleri, önceden yapılan ayrıntılı seyahat planlarının yerini yolculuk ilerledikçe üretilen fikirlerin alması ile yemek, konaklama ve yolculuk masraflarını ciddi anlamda azaltması. Ayrıca bu tür yolculuklar turist rehberlerinde ya da tavsiyelerde pek karşınıza çıkmayan diyarları da keşfedip müthiş anılar elde etmenizi sağlıyor. Popülaritesi giderek artan bu seyahat biçimini en güzel şekilde yaşayabileceğiniz, yol hikâyeleri için biçilmiş kaftan olan 10 ülkeyi ve coğrafyayı BirGün okurları için listeledik.

Listemiz için kriterlerimiz, güvenli, altyapısı sağlam yollar ile yol üzerindeki güzellikler ve uluslararası ehliyetlerin kabul edilmesi. Söz açılmışken bu konuda bizzat tecrübe ettiğimiz ilginç bir bilgi verelim. Bazı ülkelerde, örneğin Vietnam’da kiraladığınız aracı sizin kullanmanız yasak, zira uluslararası ehliyetler kabul edilmiyor. Aracı kiraladığınız süre boyunca şöför de sizinle beraber geliyor ve sizden ufak bir meblağ alarak kendi konaklama ve gıda ihtiyaçları ile ilgileniyor, aynı zamanda size rehberlik yapıyor. Bu yüzdendir ki ülke scooter veya ATV kiralamak çok daha cazip bir seçenek ki ülkedeki yollar bu araçlarla dolu.

♦ İspanya: 4 yıl önce ilk İspanya yolculuğuna çıkmadan önce iş yerindeki İspanyol arkadaşlara otoyolların durumunu sormuştum. “Hiç düşünme bile, zamanında ekonomik krizden batma noktasına geldiysek bu yollara harcadığımız para yüzünden” diye espri yapmışlardı. İspanya “road trip” konusunda Avrupa’nın, hatta dünyanın en ideal ülkesi denilebilir. Neredeyse 12 ay boyunca sahip olduğu uygun iklim, genel anlamda (özellikle Endülüs bölgesinde) fiyatların cüzdana hitap etmesi ve ülkenin hemen her köşesinin tarifsiz güzellikte plajlara sahip olması İspanya topraklarında yapılmış bir araba yolculuğunun sizi memnun kılmasını garantiliyor. Endülüs ve Bask turu ülkenin bu alandaki zirveleri. Araç kiralama fiyatları da oldukça uygun.

♦ Birleşik Amerika: 4 bin kilometrelik Route 66, ünü dünyaya yayılmış, şarkılarda, filmlerde ve popüler kültürle alakalı birçok dalda yer bulmuş bir otoyol. “Amerika’nın Ana Caddesi” lakabını almış yol, Chicago’dan Los Angeles’a tam 4 bin kilometre uzunluğunda. Ülkenin geçmişinde ve muhteşem doğasında yolculuk yapma imkanı sunan bu otoyolda doğal parkları, kanyonları, hayalet şehirleri, yol kenarındaki drive-in lokantaları bulmak mümkün. Kuzey Amerika ve country kültürüne ilgi duyanlar ömre bedel bir yolculuk öneren Route 66 için elbette dayanıklı (tercihen 4×4) bir araç, zaman, biraz bütçe ve planlama gerekiyor. İçinde aynı zamanda konaklayabileceğiniz Minivan türü bir araç da çok iyi seçim olabilir.

♦ Hırvatistan: Hırvatistan güneydoğu Avrupa’nın turizm patlaması yapan ülkesi oldu son 10 yılda. Türkiye ve Yunanistan’ın bu bölgedeki tahtına göz diken Hırvatların önemli bir avantajı var. Türkiye’nin neredeyse 20’de biri büyüklüğündeki ülkenin tümünü bir yolculuk sırasında görmek mümkün. Ülkeyi baştan başa kat edebileceğiniz Dubrovnik-Rijeka arasındaki mesafe sadece 600 kilometre ve tüm sahil şeridine hakim olabiliyorsunuz. Hırvatistan burada adından söz ettiren plajlara sahip. Ülkenin iç kesimlerinde Zagreb, Plitvice Gölleri Milli Parkı gibi çekici kısımlar var. 2 haftalık bir yolculuk için yerel araç kiralama firmalarında 500 avroluk bir fiyat yeterli oluyor.

♦ İzlanda: “Buz Ülkesi”nde bu yolculuğu yapmak bir tercih değil zorunluluk adeta. Tüm adanın etrafını Route 1 adını veren yolu takip edip 1.500 kilometre kat ederek gezmek mümkün. Gayzerler, sönmüş (şanssızsanız faaliyetteki) yanardağlar, azgın dalgaların vurduğu simsiyah plajlar, buzullarla dolu bu muhteşem ülkeyi SUV tarzı bir araba ya da İzlandalıların bir sektör yarattıkları irili ufaklı karavanlarla gezmek şart. Tabii uyku tulumundan, ocağa size yemek veya barınma anlamında sıcaklık sağlayacak ekipmanı hazır etmeniz gerekiyor. Bu anlamda İzlanda listenin en “tuzlu” yolculuğu. Ama önerdikleri eşsiz.

♦ Portekiz: İber Yarımadası’nın diğer yıldızı. İspanya’ya göre avantajı bu ince uzun ülkeyi baştan başa kat edebilmeniz. Hem de İspanya’dan pek de geri kalmayan güzelliklerini yaşayarak. Kuzeydeki Braga’dan, okyanus kıyısındaki Faro’ya uzanan yolculukta beyaz köyleri, şarap bağlarını, port mahzenlerini ve üniversite şehirlerini geçiyor, sonunda güneyin sıcak sahillerine ulaşıyorsunuz. Üstelik arada ülkenin 2 büyük şehri Porto ve Lizbon da durağınız oluyor. Yolculuk sadece 600 km sürüyor. Müthiş bir sahil yolculuğu.

♦ İtalya: Toskana, İtalya’daki bir yolculuk için biçilmiş kaftan. Benim size önereceğim harika bir rota var. Gidiş-dönüş Milano bileti aldıktan sonra Milano-Cenova-Firenze-Bolonya-Venedik-Verona-Milano rotasında kat edilen 950 kilometre size hem Toskana’nın güzelliklerini, hem İtalya’nın gastronomi başkenti Bolonya’yı, hem Venedik gondollarını hem de modanın dünyadaki başkentlerinden birisini getiriyor. Kısacası İtalya’yı İtalya yapan unsurların tümünü bir arada yaşayabileceğiniz bir yolculuk. İsteğe göre güney ucunu Siena’ya, kuzey ucunu Como Gölü’ne uzatmanız da mümkün. İtalya’nın otoyolları da aynen İspanya gibi bu iş için biçilmiş bir kaftan.

♦ İrlanda: Dünyanın kesintisiz en uzun sahil yolu İrlanda’da. Adanın en kuzey ucundan en güney ucuna, batıdaki Atlantik Kıyısı’nı takip ederek ulaşan Wild Atlantic Way tam 2 bin 500 kilometre uzunluğunda. Okyanus kıyısındaki fiyortları, uçsuz bucaksız okyanusu ve İrlanda kasabalarını ziyaret etmek için size sunulan harika bir yolculuk. Aklınızda bulunması gereken şey İrlanda’da, aynen Birleşik Krallık’taki gibi trafiğin sol taraftan akması. Biz aynı durumdaki İskoçya’da araç kullanmayı denemiş ve başlarda bir hayli zorlanmıştık.

♦ Avustralya: İşte trafiğin soldan aktığı bir başka memleket. Ancak kat edeceğiniz yol, Avustralya’ya kıyasla ufacık bir örnek olan İrlanda’ya göre çok daha kısa, sadece 600 kilometre. Bir başka sahil yolu olan, Great Ocean Road, Melbourne ile Warnambool arasında uzanan bu yol ulusal parkları, adanın en güney ucundaki fenerleri ve tabii ki adını aldığı Pasifik Okyanusu’nu size sunuyor. Kıtanın çok küçük bir parçası ancak kısa sürede o coğrafyanın kültürünü tanımak için güzel bir fırsat. Avustralya ayrıca otoyollarda güvenliği en üst düzeyde olduğu ülkelerden birisi.

♦ Almanya: Rapunzel ve Uyuyan Güzel’in dünyasına bir yolculuk yapmak ister misiniz? Bu ve benzeri masalların yaratıcısı Alman Grimm Kardeşler’in ilham aldığı söylenen Kara Orman, Almanya’nın güneybatısında, Fransa ve İsviçre sınırına yakın bir yerde bulunuyor. Güneş ışığını engelleyen ağaç yapılarından ismini alan ormanı takip eden yol boyunca küçük kasabaları, gölleri, şelaleleri ve kaleleri geçiyorsunuz, kısacası iyi bir masala ev sahipliği yapan tüm mekânları. Kapsadığı alan göz önüne alındığında birkaç günde gezebileceğiniz Kara Orman listenin en fantastik temsilcisi.

♦ Norveç: Trollstigen, yani Troll Yolu, Norveç’ten ne bekliyordunuz ki? Sadece 150 kilometreyi kapsayan, Norveç Denizi kıyısında sizi yolculuğa çıkaran bu rota, doğal güzellikler cenneti Norveç’in o meşhur “burada yaşayanları nderdi var mı?” manzaralarını size sunuyor. Dağların tepesine ulaşana kadar izlenen zikzaklı yollar, derin vadiler, yemyeşil bir manzara ve ciğerlerinize çektiğinizde sizi havalandıran bir hava. İklim şartları sebebiyle sadece mayıs-ekim ayları arasında açık olan bu yoldan günde 2 bin 500 araç geçiyor.