Maçın ilk yarısında bir pozisyon var, adeta ilk 45 dakikanın özeti gibi. Mehmet Topal ve Tolgay aynı topa yükselip birbirlerini bozdular ve top Beşiktaşlıların önüne düşüp bir atağa dönüştü. Sarı-lacivertliler, özellikle ilk 20 dakikada, iki ayaklı bir kupa mücadelesinin ilk maçını 4-0 kazanmış, deplasmandaki ikinci maçta ani baskıyla başlayan rakibine karşı koymaya çalışan bir takım […]

En İyi Senaryo Oscar’ı

Maçın ilk yarısında bir pozisyon var, adeta ilk 45 dakikanın özeti gibi. Mehmet Topal ve Tolgay aynı topa yükselip birbirlerini bozdular ve top Beşiktaşlıların önüne düşüp bir atağa dönüştü. Sarı-lacivertliler, özellikle ilk 20 dakikada, iki ayaklı bir kupa mücadelesinin ilk maçını 4-0 kazanmış, deplasmandaki ikinci maçta ani baskıyla başlayan rakibine karşı koymaya çalışan bir takım gibiydi. Onlar maça girene kadar, oyunun kaderi çoktan çizilmişti. Tabii bunda rakip sahanın ortasında buluştuğu topları özellikle Gökhan Gönül’ün hücuma çıkışlarını ödüllendirmek için kullanan Kagawa’nın da büyük payı vardı.

Sadık, Zenit eşleşmesinde rakip takımın dev forveti Dzyuba’yı her 2 90 dakikada da durdurmuş, ancak ikinci maçta Zenit’in ilave bir tehdit olarak sunduğu Serdar Azmoun’a teslim olmuştu Ersun Yanal’ın takımı. Bu akşam Sadık da Burak’la olan eşleşmesinde rakibini teslim alamayınca Fenerbahçe savunması tamamen devre dışı kaldı. Bu kalış onların müdafaa sertliğini öylesine ortadan kaldırmıştı ki dakikalar 55’i gösterdiğinde maç eksiği olduğu söylenen Kagawa’nın en çok ikili mücadele kazanan futbolcu olduğu bildirildi Ercan Taner tarafından.

Tabii ikinci yarıda iki hocanın da oyuna son derece net etki yapan hamleleri oldu. Ersun Yanal’ın sağ kanatta oluşturduğu Valbuena-Dirar ikilisi adeta önüne geleni yıktı geçti. Şenol Güneş’in, Fenerbahçe’nin ikinci devre başında yapacağı baskıyı tahmin edip buna alternatif olarak ürettiği tek şeyin takımını ilk yarıya oranla 20 metre kadar geriye çekmesi olduğunu da belirtmek lazım. Hal böyle olunca geldiği günden beri eleştirilen Fransız futbolcunun hiçbir defosu ortaya çıkmadı, çünkü Beşiktaş ona en sevdiği şeyi, sahanın son 30 metresinde rahatça oynama fırsatını vermişti.

Maçın son yarım saatinde Fenerbahçe’nin, eline aldığı ipler, rakip kalede dördüncü golü bulacağı anları yakalaması ve Beşiktaş’ın Burak’la bulduğu 2 pozisyon dışında rakip kaleye nerede ise hiç gidememesine bakarak galibiyeti kaçırdığını söyleyebiliriz. Bu yüzden muhtemelen soyunma odasında sevinç ve üzüntü arasında kalacaklar. Siyah-beyazlılar ise, Başakşehir gibi komplike bir takımın 11 puan gerisinde şampiyonluk defterini nerede ise kapattı diyebiliriz. 3 aydır devam eden Şenol Güneş-ulusal takım hesaplarının kulübün dengesini bozmadığını söylemek mümkün görünmüyor.