En sevdiğim 10 sonbahar rotası

Gezmek mikrobik bir hastalık âdeta. Yakalandı mı yaz, kış veya bahar fark etmiyor ve yollara düşürüyor bu mikrop herkesi. Benim de Ekim-Kasım’da yolumu düşürmekten pek hoşlandığım birçok yer var. Aklıma gelen ilk 10’u sizler için kaleme aldım!

***

ABANT

en-sevdigim-10-sonbahar-rotasi-84293-1.

Sakinliğin ve sessizliğin sesini duymak için düşürün yolunuzu Abant’a. Pergelle 20 kilometrelik çember çizseniz, Abant içerisine Sinekli Yaylası’nı ve Mudurnu’yu da alır ki, oraları da rotaya ekleyerek bonus yapmanız mümkün. İster faytona binin, ister yürüyün. Hiç olmadı bir Turgut Uyar şiiri okuyun ahşap masalarda göğü izlerken!


***

ŞİLE

en-sevdigim-10-sonbahar-rotasi-84294-1.

Çok şaşırtıcı değil mi, otoban yapılmasına, Üçüncü Köprü bağlantılarının tamamlanmak üzere olmasına rağmen Şile’nin halen nadide köylerinin olması? Önümüzdeki günlerde üçüncüsü yapılacak Tohum Takas Şenliği’yle ekolojik sahnedeki yerini de sağlamlaştıracak Şile. Hacıllı, Sarıkavak, Kabakoz, Tekeköy ve Yeniköy, Şile’nin en sevdiğim yerleri. Hele de Ahmetli köyünden eski yola bağlanırsam köyler arasından kestane ağaçlarına dalmanın tam vakti. Şile sahili manzaralı, tekne içinde hamsi - bira ikilisi ile günümü geçirebilirim. Şile merkezinde hafta sonu kurulan pazardan hindiba, köy yumurtası, yeşillik bulmak ise mükâfat gibi; İstanbul’a bir saat uzaklıkta olup da, köy hayatı yaşattığı için!


***

ESKİŞEHİR

en-sevdigim-10-sonbahar-rotasi-84295-1.

Porsuk Nehri’nin ikiye böldüğü Eskişehir, Yılmaz Büyükerşen’in sihirli parmaklarıyla bir Avrupa kenti görüntüsüyle son yılların en gelişen kenti. Odunpazarı Belediyesi’nin başarılı çalışmalarıyla düzenlediği parklar ve alanlar, bugünlerde “ilk yerli arabamızı yapıyoruz” nidalarına nanik yapan ‘gerçek’ ilk araba Devrim ve şehrin her noktasına konuşlandırılmış heykeller görülmeye değer. Hicri Sezen Meydanı’ndaki Konak Balaban’ın Balaban köftesi ise yemeye değer!

***

KIYIKÖY

en-sevdigim-10-sonbahar-rotasi-84296-1.

Trakya’nın en sevdiğim köşelerinden biri Kıyıköy. Balığın bolca olduğu zamanlar, Karadeniz’in hırçın dalgalarını suratıma suratıma yemeye bayılıyorum. Güneş hemen hemen her gidişimde yüzünü bulutların arasından gösterse de, esintisi eksik olmayan Kıyıköy’den balık yemeden dönmek haram. Köşk Restoran’dan Hakan’ın şömine önüne kurduğu masada beyaz şarap eşliğinde mavilere bakıp durun siz de. Kaldıysa cevizlerin tadına bakın, fenere, dalgakırana, kıyıya çekilmiş teknelerin arasında yürüyün gidin.

***

POYRAZLAR GÖLÜ

en-sevdigim-10-sonbahar-rotasi-84297-1.

İstanbul gibi bir metropole bu denli yakın olup da henüz bozulmamış nadir alanlardan bir tanesi Poyrazlar Gölü. Kamp yapmayı seviyorsanız, hele bir de karavanınız varsa göl kıyısında enfes bir kamp, gecesinde içinizi ısıtacak bir kamp ateşi, kuracağınız mükellef sofra etrafında dostlarınızla sabaha dek uzayan muhabbetler ve - eğer şanslıysanız - günün ilk ışıklarıyla gölün üzerinde beliren sis bulutuyla en az birkaç haftanızı kurtardınız demektir! Göl üzerinde deniz bisikletiyle gezinmek, etrafında da yürüyüş yapmak size iyi gelecek emin olun...


***

SİVRİCE

en-sevdigim-10-sonbahar-rotasi-84298-1.

Keşmekeşin başkenti İstanbul’a her ne kadar 6-7 saatlik bir yolda olsa da, denize sonbaharda pek girilemese de, lüfer aşkına Sivrice’ye gidilir. Behramkale’ye 15 dakika uzaklıktaki Sivrice’de yapacak çok şey yok deseler de yaratıcılığınıza güvenin siz. Dutburnu’nda sütlaç ye, Son Gemi’de kedilerle oyna, akşam Muammer Amca’da salaşlığın dibine vur. Sivrice, bu coğrafyanın henüz bozulmamış huzur abidesi bir yer. Denizin dibi, köyün içi, samimiyetin ta kendisi, balığın da tazesi burada. Cumadan yol düşürülesi, akıl çelinesi bir yer Sivrice.


***

BOZCAADA

en-sevdigim-10-sonbahar-rotasi-84299-1.

Niçin sonbaharda adaya gelir insan? Ne yapar adada? Rum mahallesinde kimsecikler yokken dolaşır, Ayazma Plajı’nda kırık dökük bir masa üzerinde şarabın yanına meze yapar peyniri, balık halinin oradan tepeye tırmanır kale manzarasına doğru, limandan kalkan bir tekne bulursa kalamara gider, Ada Cafe’de muhallebi yer, Çiçek Pastanesi’nde kurabiye! Eh akşam da bir meyhanede kurar çilingiri, sürer sefasını, yudumlar meyini, adanın poyrazına aldırmadan...


***

GARİPÇE

en-sevdigim-10-sonbahar-rotasi-84300-1.

Üçüncü Köprü, Garipçe’nin üzerine heyula gibi bir gölgeyle geliyor. Bundan sonra belki de sonbahar rotalarımdan çıkacak olan Garipçe’yi eski günlerimize binaen listeme alıyorum. Belki sizler de son bir elveda için Garipçe’ye gidersiniz. Asmaaltı’nda soba başına oturup Ahmet’ten bir mıhlama istersiniz. Ağırlıklı olarak Karadenizliler’in yerleşik olduğu Garipçe son 6-7 yılını şaşaa içinde geçirdi. Tanındıkça çehresi değişti, kalitesi azaldı. Ama yine de Garipçe tepesine tırmanıp Poyrazköy’e el sallamak, boğazın Karadeniz’e çıkış noktasına buradan bakmak fena fikir değil. Hele iki adım ötede Rumeli Feneri ve Rumeli Kavağı varken!


***

İĞNEADA

Trakya’nın Karadeniz’e en uç noktalarından biri. Civarındaki longoz ormanlarıyla bezenmiş bu doğa harikası yerden Dünya’da sadece üç tane var. Son günlerde nükleer santral ve çimento fabrikası yapılmasıyla gündeme gelen İğneada, kendi haline bırakılmış bir üvey evlat muamelesi görüyor. Bulgaristan evlerinin netçe seçilebildiği İğneada’da Dobra Doşli’nin köftesini yemeden dönmeyin! Ha, mucit Burhan amca ile deniz kıyısında bir sohbet çayı için ve “Vosvosçuların selamı var” deyin, o anlar...